Lanet Olası

32 2 0
                                    

"Nagkinahanglan ko sa imong tabang.
sa pagtabang kanato. sa pagluwas kanato . " dedikleri bu idi.
Kendime geldikten sonra - hala insanları anlamıyordum - koşarak uzaklaştım oradan. İnsanlar arkamdan şaşkınlık ile bakıyorlardı. Hissedebiliyordum. En iyi çözümün eve gidip internetten araştırmak olduğuna karar vermiştim.
Eve döndüğümde her yer döküntü içinde idi. Şaşırmıştım. Ama bu olanlara aldırmaya vakit yoktu, biliyordum. İçimden bir ses acele etmem gerektiğini söylüyordu. Hemen odama çekildim ve interneti açtım. Dediklerini bir şekilde kafama kaydetmiştim ve hepsini tek tek yazdım. Sonuç olarak: "Sana ihtiyacımız var. Kurtar bizi. Bize yardım et." demişlerdi.
Ahh lanet olsun. Sabahtan beri tek duyduğum bu cümlelerdi. Madem ihtiyaçları vardı, neden o zaman sadece bu cümleleri söylüyorlardı? Benimle dalga mı geçiyorlardı ?
Benim dikkatimi çeken saatler sanki hiç ilerlemiyordu. Hala aynı saatte yaşıyormuş gibi hissediyordum. Aklıma bir fikir gelmişti. -bu kadar zeki olucağım aklıma gelmezdi- şuana kadar duyduğum herşeyin tersini yazacaktım ve saat de bunların içerisindeydi.
Ama bir kural vardı, herşeyi o duyduğum dilde yazacaktım.
Öncelikle " Sana güveniyorum, sana inanıyorum. Bana yardım et " yazdım ve tersine çevirdim. Daha sonra bu olayın olduğu saati bir kenara not ettim. Ardından " Sana ihtiyacımız var. Kurtar bizi. Bize yardım et." yazdım ve saatini de aynı yere not ettim.
Saatleri topladım, yazıları tersten okudum ve tekrar bir araştırma yaptım. Nasıl oldu ise başka bir cümle çıkmıştı ortaya: "Oras nga maghulat kanako ugma sa napulo ug duha sa mga backyard , ko didto."
Yani; yarın saat on ikide beni arka bahçede bekle, orda olacağım, diyordu.
Açıkçası biraz ürpermiştim. Ya bana bir zarar gelirse? İşte bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı.
Yarın gidip, arka bahçede "onunla" buluşacaktım...
YORUM :) :)

Göz GözeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin