sabir ver tanrim | nct

•16•

herseyden var bu bolumde. hem texting hem duz yazi. sonra hem olayli hem soft falan filan

medyayi dinlemenizi SIDDETLE oneririm hatta bu bolumu bu sarkiyla okuyabilirsiniz. duz yazi kismina cuk diye oturuyor gibi?

iyi okumalar~

*************

Çok gergin bir ortam vardı masada. Dejun ve Hendery birbirlerine bakıp bakıp 'Acaba burada buluşmakla yanlış mı yaptık?' diye düşünmeden edemiyorlardı.

Yukhei sessizdi. Geldiklerinden beri kimseye bakmamış ve kimseyle konuşmamıştı. Sadece garsona siparişini söylemişti. Gerçi hiçbiri konuşmuyordu. Konuşacak cesareti kendilerinde bulamıyorlardı.

Ama Yukhei'da durumun farklı olduğu kolayca anlaşılıyordu. Morali bozuk olduğu için mi böyleydi yoksa bu fırtına öncesi sessizlik miydi, kim bilebilirdi?

"Bence kalkalım."

"Kunhang'a katılıyorum. Bence sahile gidelim. Hava serin ve hafta içi olduğu için kalabalık olmaz, rahat rahat ne yapacaksak yaparız." demişti Dejun, biraz da olsa ortamın gerginliğini azaltabilmek için.

Arkadaş grubu, hesabı ödedikten sonra kafeden çıkmış ve onlara yabancı olmayan sahilin yolunu tutmuşlardı.

Çok geçmeden sahile vardılar. Hafta içi olduğu için sahil boştu. Sadece onlar onlar gibi birkaç arkadaş grubu ve 3-5 tane çift vardı.

"Biz Kunhang'la şuradaki büfeden atıştırmalık almaya gidiyoruz, gelecek olan?" diye bir soru yöneltmişti Dejun.

Mark, "Ben de sizinle geleyim." diyerek oturduğu şezlonglardan kalkmışlardı. Jungwoo ve Yukhei'ı yalnız bırakmışlardı.

"Sizce barışacaklar mı?"

"Umarım barışırlar."

"Barışırlar, dert etmeyin. Aynı Dejun, ben ve seninle Hyuck gibi onlar. İllaki barışırlar."

Bu üçlü, Yukhei ve Jungwoo'yu bir başlarına bırakarak iyi yaptıklarını düşünüyorlardı.

"Lucas?"

...

"Lucas? Yukhei, WONG YUKHEİ!"

"Efendim."

"Sonunda cevap verdin. İyi misin?"

"İyi gibi mi duruyorum?"

"Offff soruma soruyla cevap verme. Neden benimle konuşmuyorsun, darıldın mı bana?"

"Hayır."

"O zaman niye beni umursamıyor ve görmezden geliyorsun?"

"Böylesi başta sen olmak üzere ikimiz için de daha iyi çünkü."

"Nasıl yani? Arkadaşlığımızı bitirmek mi istiyorsun? A-ama neden?"

Sesi tiremişti şirin yüzlü çoçuğun. En yakın arkadaşının ona neden böyle davrandığını anlayamıyordu.

"Arkadaşlığımızı bitirmek istemiyorum. Ama..."

"Ama ne?"

"Bunu söyleyemem."