1. Bölüm: Ay Güneşten Daha Güzel

8 0 6
                                    

Selam~

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

Siz iyi iseniz ben mükemmel derecede iyiyim<3

Ee, sizde heyecanlı mısınız kitaba başladığınız için?

Umarım heyecanlısınızdır.

İlk denemem değil, fakat ilk ciddi olduğum bir kurgu. Bu yüzden hatalarımı mazur görün lütfen :))

O zaman fazla uzatmadan ilk bölüme geçelim, önümüzde daha oldukça uzun bir yol var.

Sevmeniz ve iyi olmanız dileğiyle, İyi okumalar.

--

Oysa ne çok ağladım ben tek damla yaş dökmeden.

--

Medya: Azra Koray

***

'Kader, bizi oradan oraya sürükleyen bir ateştir. Ne zaman, nerede ve kiminle ne olacağını kestiremez insan. İnsanın kaderi ona sonsuza kadar bağlı bir biçimde kalacaktı, çözülmesi mümkün olmayan bir düğüm gibi. '

"Azra!" Annemin seslenmesiyle, elimde ki kitabın kapağını kapadım. Aklım son okuduğum cümlede kalmıştı. 'İnsanın kaderi ona sonsuza kadar bağlı bir biçimde kalacaktı, çözülmesi mümkün olmayan bir düğüm gibi.' Yazar ne güzel anlatmıştı öyle.

"Azra dedim!" Annem bir kez daha bağırınca kendime geldim ve koşarak annemin yanına gittim.

"Efendim anne?" Annem kaşları çatık bir şekilde karşımda duruyordu.

"Bir saatten beridir sana sesleniyorum. Niye cevap vermiyorsun!?" Anneme bir nebze de olsa hak verdim. Onu bekletmiştim çünkü.

"Okuduğum kitaba dalmışım, kusura bakma anne." dediğimde kaşlarını düzeltti.

"Tamam, tamam." Annem beni çağırmıştı ama hâlâ neden çağırdığını söylememişti.

"Azra, buraya yeni taşındık. Az biraz dışarıya mı çıksan? Arkadaş edinmek zarar mı kızım." Anneme içten bir şekilde göz devirdim.

"Bana kitaplarım ve odam yetiyor anne, arkadaşa ihtiyacım yok." Annem derin bir nefes alıp verdi.

"O karanlık odada tek başına bütün gün oturuyorsun. Az dışarı çık." Annem yine ısrar edince el mecbur kabul ettim.

"İyi, çıkarım." Annem sevinçle mutfağa doğru adımladı ve kaldığı işe devam etti. Ben ise annemin sözünü dinleyip dışarı çıktım. Güneş vardı, ben Güneşi pek sevmiyordum. Ay, Güneşten daha güzeldi.

Dışarıda çocuklar oyun oynuyorlardı ve sitenin içinden çıkmıyorlardı. Zaten sitede ne ararsan vardı. Havuz, Park, Spor salonu, Oyun Salonu, Cafe, Kütüphane. Bunların arasından en çok hoşuma giden Kütüphaneydi. Sakin, sessiz ve müzik dinleyip kitap okuyabileceğim bir yer. Daha fazla oyalanmadım, zaten yapacak başka bir şeyim yoktu.

Eve hemen dönmeme annem şaşırmamıştı. Sadece mavi gözleri kızgınlıkla bakmıştı. Annem güzel kadındı. Kızıl saçları, mavi gözleri, dolgun dudakları ve biçimli kaşları ile yaşlanmış olsa bile harika bir kadındı. Benim de anneme benzediğim açıkça belli oluyordu.

Odama geçtim ve ders çalışmam gerektiğini fark ettim. Buraya yani Antalya'ya taşınma sürecimizde hiç ders çalışamamıştım. Son sınıf olduğum için de derslerimin üzerine düşmem gerekiyordu. Bende ders çalışmak için eşyalarımı hazırladım, kulağıma kulaklığımı taktım ve şarkı listemi açıp ders çalışmaya başladım.

HÊVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin