Yoora seni gördü..
Hani demiştim ya senin asla okumadığın ve okuyamayacağın mektuplarımdan bir tanesinde 'evimde gizli bir oda yaptım sevgilim içini seninle dolduruyorum' diye. İşte o odanın kapısını bulmuş Yoora ama kapısı asla bir odanın kapısı olduğu belli olmadığı için oranın bir oda olduğunu anlayamadı. Sadece kapının arasına odanın içinde tonla olan fotoğrafların arasından bir tane fotoğrafın sıkışmış. Yoora hemen gelip yanıma ' Bu güzel adam kim kook? ' diye sormuştu. Evet sana güzel demişti ki sadece ağzı ile de demiyordu bu sözü, gözleri her fotoğrafına baktığında değişiyor sevgi dolu gözlerle fotoğraftaki güpgüzel gözlerine bakar olmuştu. Bana ne dedi biliyor musun miniğim?
'Kook bu abinin yanına gidelim mi? Lütfen gidelim. Çok tanışmak istiyorum. O çok güzel..' demişti. Diyemedim Jimin. Söyleyemedim ona gittiğini. Ama Yoora çok zeki bir kız galiba buralardan gidip huzura kavuştuğunu anladı.
Bir gece su almak için mutfağa gidiyordum. Yooranın sesini duymuştum hemen odasına gitmiştim. Kapısı aralıklıydı. Fotoğrafına sarılıp 'Ya! melek. Melek gitmez! Melekler üzülmez! Melekler hep yanımızda olur. Melekler hep korur. Melekler ölmez!.. Sen Kook gibi benimde meleğim olabilirdin güzel abi! Neden..gittin ki?'
Biliyordu işte, gittiğini..
Tabii o gün, o gece sadece Yoora değil bende hergün çöktüğümden daha fazla çökmüştüm. Çünkü o gün, o tarihte ölen senin yanına gelmek daha da zorlaşıyordu benim için..
Mezarına en sevdiğin o siyah çiçeği bıraktım sevgilim merak etme. O kadar kavuşmak istiyorum ki sana. Ancak sana kavuştuğum gün Yooradan kopacağım gün olacak. Ne yapacağımı bilmiyorum Jimin. Çok zor. Her şey çok zor. Sana karşı olan özlem ve sevgim daha da artarken, yaşam sebebim azalıyor, Yoorayı bırakmak zorunda olduğum için kırık kalbimin parçaları her gün kuma dönüşüyor. Çok acıyor Jimin. Sadece tek bildiğim şey,
Seni her şeyden çok sevdiğim 'dir.
^son altı gün^
