Düşünme

109 0 0
                                    

Soğuk. Iste tam olarak buydu. Kollarımı biraz sıvazladım. Isınmak zor,konuşmak daha da zordu. Çenem titriyordu. Kaldırım taşlarına ayaklarımı sürterek yürüyordum. Aslında bu havaları severdim. Tabi ki sıcacık evimde buğulu pencerenden yavaşça aşağı süzülen çiğ damlalarını izliyorsam ve elimde bir kitap varsa. İşte o zaman seviyordum kışı. İstanbul bana kışı daha da çok sevdiriyordu. Denizin köpürmesini, o buz gibi dalgaların köpük köpük kayalara vurmasını izlerdim. Sanki şuan Istanbul bana ihanet ediyordu. Soğuyla, boğuk havasıyla bana acı veriyordu. Düşünmek; düşünmek her zaman beni uçuruma sürüklerdi. İçimde kocaman bir boşluk açar ve o boşluğu zamanla büyürdü. Ama kendimi düşünmekten alıkoyamazdım. Kafamı kaldırıp insanları izlerdim ve aklımdan bir şeyler geçirirdim. Evet, böyleydim. E hali hazırda etrafımda bir sürü malzeme vardı. Bu uçsuz ırmak durmadan akıyordu. Girdapa yakalanmadan akışa ayak uydurmam gerekiyordu. Yani her ne kadar acı versede ben düşünen,sorgulayan biriydim.

Buz mavisi ve karamelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin