1. bölüm: "Olay Yeri"

288 35 21
                                    

1. bölüm: "Olay Yeri"

"Korkunç bir şey" diye olay yerinden ayrıldı Ayça. "Selim bu cinayet haber olmadan çözmeliyiz." Dedi başkomiser Ayça'nın arkasından bakarken sonra gözlerini Selim'in gözlerine çekti. "Ben de katılıyorum komiserim bu cinayet duyulmadan katilini bulmamız gerekiyor..." aralarında kısa bir sessizlik olurken "...bu adamı bir kadının bu hale getirmesi biraz zor." Diyerek fikrini belirtti Selim "Olabilir ama olmayadabilir birkaç kadın birleşip de bu hale getirebilir her yönden düşünmeliyiz yoksa sonuca varamayız." Devam ederken Murat ve ekibi de araşırmaya devam ediyordu ki. Murat, başkomiser ve Selim'in yanına geldi bunu gören Ayça da onların yanına geldi. "Sahışın kimliği tespit edildi mi? Murat" ,"Maktülün ismi Ayhan Yıldırım 1984 istanbul doğumlu..." Selim lafın ortasına daldı "...Bahaddin Yıldırım'ın oğlu değil mi?" ayça bi an beynini yokladı "Olabilir mi?", "Olabilir, Selim Nisa'yı ara araştırsın o ailenin mi oğlu olduğunu öğrensin buradaki işi bitince otopsiye gider teşhis edilsin nasıl olcaksa." Dedi heryeri kan olan cesete bakarken herkesin içi bir tuhaf olmuşken bir anne ve baba bu cesete nasıl bakacaktı ki? Selim Nisa'yı aramak için uzaklaşırken Ayça, Murat ve başkomiser de değerlendirme yapıyorlardı.

"Alo Nisa nasılsın?" diye yumuşak bir giriş yaptı "İyi selimcim iş güç uğraşıyoruz." Selim konuya girmek için nefes aldı tam konuşacakken "İşim var ne söyleceksin." "Aslında birini araştırman gerekiyor ismi Ayhan yıldırım şu meşhur iş adamı Bahaddin yııldırım'ın oğlu olduğundan şüphelleniyoruz." Nisa notlarını alırken "Tamam elimdeki işi halledip sana geri dönerim." Selim rahatça nefes verirken "Acele etsen önemli bir mesele de!", "Selimcim buraya gelen her iş önemli, haber veririm sana sonra" deyip Selim'in bir şey demesine izin vermeden kapattı telefonu Selim de diğerlerinin yanına gidip konuşmaya dahil oldu. Murat ekibini yanına giderken Ayça da cesede boş gözlerle bakıyordu. "Ne oldu Ayça korktun mu?" ayça yapmaçık bir korku ile "Ne kadar korktum bilemezsin Selim." Selim de oyunu sürdürürken "Merak etme katili ben bulup cezasını veririm geri dur sen." Ayça dayanamaz gülerken "Ben geri çekileceğim öyle mi?" Selim de gülerken "Asla sen geride durur musun? Ama bi an cesedi görünce midem bulandı ne o öyle? Bunu yapmak için iyi bir mide gerekiyor." Ayça da ciddileşerek "Aynen çok kötü olmuş katilini acilen bulmak lazım."

Murat birkaç bilgi ile yine başkomiserin yanına giderken Selim ve Ayça'da onların yanına gelir. "komiserim, ayak izleri var ama silinik üzerlerinde yoğun bir çalışma yapıyoruz zaten ama şaşırılacak şekilde araba lastik izi felan da yok." Ayça da fikirlerini söyledi "Orhan büyük bir ihtimalle adam bu hale burada getirilmemiş çünkü baya bir kesik var ve mutlaka birkaç uzuv parçası düşebilirdi." Orhan biraz düşündükten sonra "Büyük bir ihtimalle öyle, Murat sen bir gelişme olunca bize haber ver bizde Nisa'nın yanına uğrayalım sonrada elimizde neler var diye toplantı yaparız." Dedi son cümlesinde Ayça ve Selim'e bakarken Selim de ortaya fikrini koyarken "başkomiserim aynı zamanda maktülün kafasında da sargı var ölümünün öncesinde kavgaya girmiş olabilir." Orhan maktülün kafasına bakarken "Evet olabilir, hadi ofise geçelim."

*

"komiserim adamın telefonu son sinyal gelen yer ormanın içinde yaşayan Beyza Alara adlı kızın evinden sonrasında yarım saat boyunca ormanda dolaşıyor ve büyük bir ihtimalle de öldürüldüğü yere geliyor sonrasında da sinyal azalıyor yani şanjı bitiyor. Ailesi de tahmin ettiğiniz ailenenin oğlu, çağırdım yakında gelirler ama öldüğünü değil de bir olaya karıştğını söyledim öldüğünü siz söylersiniz artık." Orhan kafasını sallamak ile yetinirken "Tamam nisa bir gelişme olursa gelirsin." Nisa çıkarken de "En azından cesedin kim olduğunu bulduk." Selim bu derken Orhan da "Ayça sen aile geldiğinde onlarla ilgilen bende Selim ile şu ormandaki kızın yanına gideyim, aileden sonra da Zeynep'in yanına uğra belki bir kaç şey bulabilmiştir olay yerinden gelenlerden. Bu arada cesedi bulan adam Murat biraz bahsetti hastanedeymiş sonra orada buluşuruz." Orhan ve Selim çıkarken Ayça da birkaç evrak işinden sonra kantinde otururken yanına bir polis memuru gelir "komiserim Bahaddin bey ve eşi geldiler sizin ofise aldım." Ayça ayağa kalkarken "Tamam gidiyorum yanlarına, işine bakabilirsin." Ayça hızla ofise geçerken nasıl söyleyeceğini düşünüyordu bir yandan da odaya girdikten sonra da "hoş geldiniz Bahaddin bey..." elini sıktı "... Sizde Bahar hanım, lütfen oturun." Ayça da oturduktan sonra Bahaddin bey lafa girdi "Ne yaptı yine?" Ayça derin bir nefes alırken "Öncelikle sakin olmalısınız oğlunuzun bu sabah ormanda cesedi bulundu. oğlunuz öldürüldü." Anne ve baba şaşırırken bir şey diyememişlerdi "Nasıl benim oğlum mu?" diye konuştu annesi zar zor "Evet maalesef." baba da zorlukla konuşurken "Oğlumu görebilir miyim?" Ayça kafasını hayır anlamında dallarken Bahaddin Bey iyice sinirlenir "Oğlunuz öldü diyorsunuz o zaman onu görmemize izin verin." ayağa kalkmış Bahaddin Bey sakinleştirmek için onun yanına giderken "Beyefendi görülecek bir yanı yok göstermek bende isterim ama kalbiniz dayanmaz çok kötü durumda." Dedikten sonra "Teşhis edilemeyecek durumda olduğu için de kan testi ile tam teşhis edeceğiz." Anne ve baba zorla kalkarken labavatara geçtiler Zeynep ikisinden de kan alırken "Sonuçlar ne zaman çıkar?" dedi Ayça "yarım saat veya 1 saat içinde çıkar." Ayça ve anne baba tekrar gider ve Ayça bir şeyler ikram ettikten sonra sorguya başladılar.

LavinyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin