"Kanka bak şey çok komikti. Çaylarımız daha yeni gelmişti. Bir iki yudum aldık almadık yani. Sonra baktık Yüzüklü çay dağıtıyor. Ben Rabia 'ya diyorum çabuk iç acele' falan diye. Yüzüklü yanımıza gelsin de çay getirsin diye. Rabia da bir şey oldu sandı sıcacık çayı bir dikledi. Yüzüklü de onu görmedi bizimkiler dolu diye uğramadan gittiğinde hepimizin Rabia için' 1 çay alabilir miyiz ' demesi " anıra anıra eski anıları anlatıp gülüşüyorduk kızlarla.
" Ya abi çay sevmeyen ben nasıl dikledim ve dördümüz birden kora halinde 1 çay istedik? Uğraşsak yapamazdık bu arada. " dedi Rabiş.
Kızlarla görüntülü konuşuyorduk. Bir yıl nasıl geçecek bilemiyorum. 1,5 - 2 ay geçmişti gideli. Bu sene hepimizin zorlanacağı bir sürece giriyorduk. Hatoş ve ben hem dershane hem üniveriste aynı anda götürecektik. Ebru 8.sınıfa gidiyordu, LGS 'ye girecekti. Rabiş de 10' a gidiyordu ve malum korona yüzünden liseye dair bir şey bilmiyordu ve TYT'ye çalışmaya başlayacaktı.
"Onu bunu bırakın da salak Kemal geliyor." dedi Ebru.
"Oha gerçekten mi?" dedi Hatoş ve Rabiş aynı anda.
Kemal benim kuzenimdi. Samsun'da yaşıyorlardı ailesiyle ve İstanbul'a taşınacaklardı. Ama Kemal erkenden gelecekti ev bakmak ve çalışmak için. Ve bizde kalacaktı.
Aynı zamanda Hatoş'un eski sevgilisiydi. Hatoş' u aldatmıştı. Biraz değil bayağı şerefsizdi. Bir yandan dedikodu olur, kaos ortamı olur diye gelmesini istiyorduk.
"Evet yarın burada kalacak." dedi Ebru.
"Odamda Hatoşla fotoğrafları her yere koyayım da psikolojik algı yapalım. Benim odamda kalacakmış." dedim.
Kızlar mükemmel zekamı alkışladılar. E tabi canım psikoloji bizim işimiz.
Bu arada son gidişimiz üstüne yine birkaç kez gitmiştik ve Yüzüklü ile arada bir muhabbetimiz olmaya başlamıştı.
Espri yapıp gülmeye de başlamıştık. Onu gülümsetmek hoşuma gidiyordu.
Hani bazı insanların yarası olduğunu anlarsınız ve küçük bir tebessümün nedeni olmak bile güzel gelir ya, öyle.
Kişiliğini merak etmeye başlamıştım. Neden böyle uzaktı? Ne oldu da soyutlamıştı kendini? Bizimle bile 2 aydır yeni yeni konuşuyordu. Diğer garsonlarla bile iş dışında konuştuğunu görmüyordum.
Birine güzel his beslemekten değil de gerçekten tanımak istediğim biri haline gelmişti.
Sonraki gün sabah Kemal 'de gelmişti ve ailecek kahvaltı yaptık. Sonrasında Kemal' le sohbet ettik, dedikodu vs. öğrenmeye çalıştım.Hatoş aldatıldığını öğrendiği zaman ona "Yerime koyduklarının sana koyması dileğiyle." demişti ve bu zamana kadar ona en çok koyanının bu olduğunu söyledi.
Genelde benim yakınlarımla ya flört ya da sevgili olmuştu. Şimdi İstanbul'a gelmişken teker teker yine hepsine yazmaya başlıyor olmalı ki tekrardan Hatoş'a yanaşmaya başladı.
Erkekler ölsün.
Biraz vakit geçirdikten sonra Kemal' e Yeşilçam'a gitme fikrini sundum. O da kabul etti. İlk defa bir erkekle oraya gidecektim.
Beraber içeri girdiğimizde Yüzüklü ile göz göze geldik ve hemen Kemal'e baktı. Ona "merhaba" dedim ve görmezden gelip uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzüklü (yarı texting)
Novela Juvenil"would you come fly to me?" gelip bana uçar mısın?