four

85 13 37
                                    

Merdivenlere bir adım attığı anda zil çaldı. Kafasını kapıya çevirip hadi ama bakışı attı kendi kendine. "Bu saatte kim gelir ki? Tanrım.." Adrien ile birlikte kapıya yürüyerek yavaşça kapıyı açtı. "Adrieen! Birtanem!" Marinette karşısında tanıdık olmayan kızı görünce afalladı. Kız uzun kollarını açmış kapalı gözleri ile kapının tam ortasında dikiliyordu. "Şey.." dedi Marinette. Kız onun sesini duyduğu an gözlerini açarak irkildi. "Siz kimsiniz?" Kahverengi saçlı kız gözlerini kocaman açarak karşısındaki manzaraya baktı. "Asıl sen kimsin!?"

Marinette adını bilmediği kız ile göz teması kurmaya devam ederkeb stres olduğundan doayı dudaklarını dişlemeyi ihmal etmiyordu. Kız böyle aptalca bir tepki verdiğine göre onu için önemli biriydi. Sonuçta, Adrien aptaldı değil mi? 

Marinette onun hala kapıda dikildiğini fark edince afalladı. "Ee üzgünüm, içeri gelmek ister misiniz?" Uzun saçlı kız gözlerini devirdi. "Tabii ki geleceğim! Burada böyle dikilmeyeceğim ya?" Marinette sesini yükseltmemek için kendini zor tutarken bir yandan da ellerinin titrememesi için içinden dualar ediyordu. Yoksa hiç iyi şeyler yaşanmayacaktı. 

Ciddiydi.

"Tabii.." dedi Marinette fıısıldayarak. Adrien'ı diğer koluyla tutmaya devam ederek merdivenlere doğru yürüdü. Arkası dönükken sakince kıza seslendi. "Um, acaba adınızı öğrenebilir miyim?" Kız elindeki parlak ve pahalılığı belli olan çantayı özenle koltuğa bırakarak Marinette'e döndü. "Lila," dedi kendinden emince. "Adrien'ın sevgilisiyim." Marinette gözlerini devirerek kafasıyla onayladı, bunu bekliyordu. İki aptal birbirini bulmuştu. Ayrıca neyi olduğunu da sormamıştı. 

Merdivenleri tek tek çıkarak Adrien'ın odasına geldi, onu yatağa yatırıp üstünü örttü. Derin bir nefes alıp karşısındaki aynaya baktı. Evet, birazdan kendi kendine konuşacaktı. Tanrım bu utanç verici..

"Aptal mıdır nedir? Sanki ona neyi olduğunu sordum. Sadece adını sordum, hadi ama dostum bu zenginleri anlamıyorum hepsi gerçekten çok geri zekalı!" Kendi kendine konuşurken arkasından gelen ses irkildi. "Marinette?"

"O uzun saçlarını alıp.." duraksayıp yavaşça arkasını döndüğünde bir gözü kapalı Adrien'ı görünce iki duyguyu bir arada yaşadı. Evet işemek üzereydi, ve bu ÇOK UTANÇ VERİCİYDİ. Bozmamaya karar vererek devam etti. "Uyandın mı sen? Neden uyanıyorsun?!" Adrien gözlerini ovalayarak kocaman esnedi. "Kimin uzun saçlarını alıp bir şeyler yapacaksın?" Marinette mos mor oldu. Elleri ile başını tutup sinirle fısıldadı. "Nasıl duymuş olabilirsin? Çok sessizdim!" BU-ÇOK-UTANÇ-VERİCİ.

Adrien kafasını iki yana salladı. "Senin çekilmez sesine uyandım." dedi parmağını havada sallayarak. Marinette şimdi de sinirden kıpkırmızı olmuş suratını yana çevirerek susmayı tercih etti. "Ben nasıl geldim buraya?"

Marinette kollarını birbirine bağlayarak sırıttı. "Ben taşıdım. Bir baktım aptalın teki 'merdivenlerde' uyuyakalmış. Kocaman bir kahkaha patlattı. "Koca bebek Adrien." Adrien kaşlarını çatarak ona doğru yürüdü. "Seni öldürürüm Marinette! Komik değil!" Marinette gülmeye devam ederken komidinin üstündeki su dolu bardağı alıp onun yüzüne döktü. Adrien ne olduğunu anlamayarak ellerini yüzüne getirdi. "Marinette!" Anında tişörtünü çıkarttı. Şu an çok sinirliydi. "Siktir et, ben duşa giriyorum." Marinette yüzünü ekşiterek ona baktı. "Git üstünü başka yerde çıkart, ayrıca şov yapma. Bir kere de küfür etme!"

"Sana ne Marinette?" Marinette düşündüğünde gerçekten onu ilgilendirmediğini fark etti. "Her neyse, ben gidiyorum!" Adrien onu durdurdu. "Kimin uzun saçlarını.." Kapı hızla açıldığında ikisi de kapıya döndü. Adrien karşısında Lila'yı görmeyi beklemiyordu. Ama şimdi anlamıştı, Marinette Lila'dan bahsediyordu. Lila gurursuzun teki olduğu için Adrien'ın neden çıplak olduğunu sorgulamadan kollarına atladı. "Aman Tanrım seni çok özledim!" Adrien ufak bir göz devirmesinden sonra Marinette'e döndü. Sinirden onun üstüne atlamamak için zor durduğunu fark etmişti. 

Demek ki en başından beri ona sinirlenmişti. Onu.. kıskanmış mıydı? Marinette'in gözlerinin içine bakarak sırıttı. "Tanrım.. nefes alamıyorum." Lila kollarını belinden çekip yüzünü ellerinin arasına aldı. Dudaklarını dudaklarına bastırınca Adrien hızla geri çekildi. "Sana bunu yapmamanı söylemiştim." dedi sinirli gözleriyle ona bakarak. Göz ucuyla Marinette'e baktı.

 Olanların hiç biri umrundaymış gibi bir hali yoktu. Kaşlarını çatarak kafasını sinirle aşağı eğdi. Daha sonra anlık gelen reflek ile kızı kendisine çekip dudaklarına yapıştı. Dudaklarını kızın boynunda gezdirirken kafasını yana çevirerek bağırdı. "Bizi yalnız bırak!" Marinette onun bağırışıyla yerinden sıçrarken ne olduğunu anlamayarak kafasını eğdi. "Tabi." Sessizce dışarı çıkıp aşağı indi. Adrien kapının tam kapandığından emin olduktan sonra kızı kendinden uzaklaştırdı. "Neden geldin?" Lila ne olduğunu anlamyarak ona baktı. "Şey.." 

"Seri olsana." dedi Adrien sinirle. Lila kafasını öne eğerek fısıldadı. "Seni özledim, suç mu?" Adrien göz devirdi. "Suç." Daha sonra banyoya doğru yürüyerek kapının arkasına geçti. Kapıyı kapatmadan önce ona seslendi. "Ve Lila," Lila ona dönerek gülümsedi. "Evet?" Adrien kapıyı biraz daha kapattı. "Sakın bir daha beni öpme." Lila ses tonundan ne kadar sinirli olduğunu anlamıştı. "Tamam." dediği an kapı suratına kapandı. 

*

Marinette aşağıda bir şeyler hazırlarken merdivenlerden gelen ayak seslerini dinledi. Topuklu ayakkabılar, Lila'dan başkası olamazdı. Tahmin ettiği de oldu. Lila mutfağa girerek etrafa bakmaya başladı. Önce masanın üzerinde parmaklarını gezdirerek sözde toz var mı diye baktı. Daha sonra diğer dolapları da tek tek açıp her şeyi kontrol etti. 

Cebinden bir sigara çıkartarak yaktı. Sigarası yarıdayken sessizliği bozdu. "Adın ne senin?" Marinette elindeki bulaşıkları bırakmayarak konuşmaya başladı. "Marinette." dedi soğuk ve bir o kadar da sakin sesi ile. Lila sırıtarak sigarasından bir duman daha aldı. "Ne güzel bir isim," dedi dumanını üflerken. "ama bu yüze yakışmıyor." Sırıtarak dudaklarını dişlerken Marinette duyduğu şey ile elindeki tabağı sakince tezgaha bıraktı. Sinirle gülerek kafasını kıza çevirdi. Öldürücü bakışlarını eksik etmeyerek göz teması kurdu. "Anlamadı-"

Adrien tam zamanında gelmiş ve ortamadaki gerginliği az da olsa azaltmıştı. Marinette o kadının yanında azarlanmak istemediği için arkasını dönüp işleriyle ilgilenmeye devam etti. Marinette'in sinirlendiğini tavırlarından anlayınca kaşlarını kaldırdı. "Bir sorun mu var," Lila tam konuşacakken Adrien devam etti. "Marinette?" 

Marinette bunu bilerek yaptığını varsayarak kafasını hayır anlamında sallayıp bir sorun olmadığını belirtti. Adrien onaylayarak elini burnuna götürdü. "Mutfağımda sakın sigara içme." Lila sigarayı anında söndürüp özür diledi. Marinette bundan keyif alıyordu. Hem de çok fazla..

srlam tekrar cok uzun yazdim yoruldum amk

neyse umarim begenmissiizdir arkadaslarinizi da etiketlersiniz artik

opuyorum bye

Adrienette - AssistantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin