five

73 8 9
                                    

"Evet, babam da aynen böyle söyledi. İşler iyiye gidiyormuş duyduğuma göre?" Adrien kafasını aşağı yukarı sallayarak kahvesinden bir yudum aldı. "Projenin başında ben olduğum için işler iyi gidiyor Lila." dedi ukala bir tavırla. Genç kız onu onaylayarak yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. "Tabii ki öyle! Sen olmasan hiç bir şeyi yerine oturtamazdık."

Adrien boş bardakları kapıp ayağa kalkınca Lila ona garip bir bakış attı. "Sen zahmet etmesene, o hizmetçi yapsın." Adrien onu çok da umursamayarak mutfağa doğru yürümeye başladı. Mutfağa girince yerdeki sigara küllerini temizleyen Marinette'i görmeyi beklemiyordu. "Ne yapıyorsun? Lila mı yaptı onları?" dedi sinirlerine hakim olamayarak. Marinette elindeki bezi sertçe yere fırlatıp kafasını kaldırdı. Sinirlerine hakim olmazsa Adrien'a istediğini verirdi. Sakin olmalıydı. "Yanlışlıkla yapmıştır, sıkıntı yok benim işim bu." Adrien bardakları tezgaha koyarak sırıttı. "Evet senin işin bu, alışsan iyi edersin."

Marinette sinirden dolan göz yaşlarını önlüğünün koluna silerken kafasını olumlu anlamda sallayıp ayaklandı. "İstediğiniz bir şey var mı?" Adrien'ın yüzü git gide solarken biraz daha yaklaşarak sordu. "Sen iyi misin?" Marinette dudaklarını aşağı doğru eğerek olumlu anlamda başını salladı. "Evet iyiyim, izin verirseniz biraz dinlenmek istiyorum. Bir şeye ihtiyacınız olursa çağırırsınız." Ondan onay almak amaçlı bir bakış atarak çocuğun onayını bekledi. Adrien soğukça onu onaylayarak genç kızın ruhsuzca yanından geçmesini izledi.

Bir gariplik vardı. Marinette sinirlenmemiş, bağırmamış ya da ona küfürler savurmamıştı. Kız sadece susup beklemişti. Mutfaktan çıkarak salona doğru yol aldı. Lila'nın karşısındaki koltuğa oturarak kaşlarını çattı. "Mutfağımda sigara içmen yetmiyormuş gibi bir de yerlere küllerini mi döküyorsun?" Lila sessizce kıkırdayarak ona döndü. "O kızdan hiç haz etmedim, temizlesin? Boşuna mı maaş veriyorsun?" Adrien kaşlarını havaya kaldırarak sinirle sırıttı. "O benim hizmetçim Lila, senin değil. Ona istediğin gibi davranamazsın?" Lila'nın yüzü gittikçe düşerken devam etti. "Peki dikkat ederim, fakat neden bu kadar.."

"Neden bu kadar kafaya taktığımı anlayamadın değil mi?" Lila utanarak kafasını aşağı yukarı salladı. Adrien'ın ona bu şekilde sert çıkmasından hiç bir zaman hoşlanmamıştı fakat şu an bir hizmetçi bozuntusunu savunduğu için de deliye dönmüyor değildi. Adrien ardından devam etti. "Ne kadar kalacaksın burada?" Lila düşüncelerinden ayırıp tekrar çocuğa döndüğü zaman yapmacıkça gülümsedi. "Sevgilim ne kadar kalmamı isterse..." dedi dudağının kenarını ısırarak. Adrien koltuğa sırtını dayayarak sırıttı. Lila ile sırf iş için birlikte olduğunu sadece kendisi biliyordu. Tabii dışarıdan bakan bir insan bunun sahte olduğunu anlayabilecek kafadaydı fakat Lila ve ailesi bir türlü bunu fark edemiyordu. Aptal babası çok değerli kızı için işi kabul ettiğinden dolayı şu an Lila ile karşılıklı oturuyorlardı. Yoksa imkansız denecek bir ilişkinin içindeydi.

"Fark etmez," dedi Adrien kaslı kollarını birleştirirken. "işlerime bağlı biraz." Lila ayağa kalkarak topuklu ayakkabılarını tek çırpıda çıkarttı. "Ben duşa giriyorum koca adam.. odandayım." Adrien fark ettirmeden gözlerini devirirken soğukça cevap verdi. "Tamam."

Lila onun odasına giderken Adrien arkasından onu izleyip büyükçe ofladı. Ardından ayağa kalkarak o da yukarı çıktı. Odasına girip yatağına oturdu. Marinette ile konuşup konuşmama arasında kalırken stresten az daha tırnaklarını kemirecekti. Ayağa kalkarak odanın bir ucundan öbür ucuna deli gibi yürüdü. En sonunda dayanamayarak odadan çıkıp çaprazındaki odanın kapısına bakışlarını kilitledi. En başta kapının dibine girip içeriyi dinledi. Marinette biriyle mi konuşuyordu? Ya da bu sefer cidden kafayı yemiş kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Adrien kapıyı tıklatarak ona seslendi. "Girebilir miyim?" İçeriden bir ses gelmeyince Adrien yavaşça kapıyı açarak kafasını küçük aralıktan içeri soktu.

Marinette'in telefonda biriyle konuştuğunu görünce içeri girip ardından kapıyı kapattı. Marinette hızla ona döndüğü zaman Adrien kızın ağladığını görmeyi beklemiyordu. Marinette hemen telefonu kapatarak komidinin üstüne sertçe koydu. Adrien ne olduğunu anlamayarak ona bakarken bir adım attı. "Neler oluyor?" Marinette kafasını kaldırıp göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. "Bir şey olmuyor." Adrien ona biraz daha yaklaşarak kafasıyla telefonu işaret etti. "Kiminle konuşuyordun sen?" Marinette yutkunarak kafasını iki yana salladı. "Özel hayatım seni ilgilendirmez.."

"Marinette ağlıyorsun?" dedi Adrien sinirle. "Problem ne?" Marinette sinirle dudaklarını dişleyerek çocuğa döndü. "Bak patron umrundaymış gibi davranmana gerek yok." Adrien garip garip ona bakarak devam etti. "Patron? Neler oluyor sana ya? Haftalardır birlikteyiz fakat hiç bir zaman seni böyle görmemiştim."

Marinette dayanamayarak ona içinden gelenleri söyledi. "Bak, şu aptal paranı ödeyip bu evde siktir olup gitmek istiyorum. Beni anlıyor musun?" Adrien tam konuşacakken Marinette kelimeleri onun ağzına tıktı. "Şu siktiğimin elli bin lirasını sana verip gitmek istiyorum buradan. Burada olmamın tek sebebi Luka, onun için yapıyorum bunu." Adrien tek kaşını havaya kaldırıp gözlerine kilitlendi. "Gidecek yerin mi var?"

Marinette gözlerini ondan kaçırarak sorusuna cevap verdi. "Luka'ya olan borcumu ödedikten sonra bir trenin önüne atlar öldürürüm kendimi." dedi sessizce. Adrien şaşkınlıkla gözlerini açarken Marinette'in gayet ciddi olduğunu anlayarak onu omuzlarından yakaladı. "Ne saçmalıyorsun sen?!" Marinette omuzlarını ondan çekerek kaşlarını çattı. "Bu evin içinde hizmetçi-patron ilişkisinden başka bir bok olmayacak. O yüzden bana sakın destek olmaya çalışma, sakın!"

Adrien şaşkınlıkla ellerini ondan uzaklaştırırken devam etti. "Aptal saptal konuşup benim canımı sıkma Marinette! Böyle bir şey olmayacak. Asla." Marinette telefonunu bıraktığı yerden alıp kilit ekranını açtı. Luka ile resmini Adrien'a göstererek hüzünle gülümsedi. "O benim her şeyimdi." dedi dolu gözleriyle. Ardından devam etti. "Ama ben onu kaybettim, onu kaybettim anlıyor musun? Kaybettim ben onu, ondan başka kimsem yokken hem de." Kilit ekranını kapatıp telefonu aynı yerine bırakıp devam etti. "Şimdi ise yapayalnızım ben! Şu halime bak, deliriyorum ben burada. O yüzden, sadece su siktiğimin hizmetçi işlerini yapıp siktir olup gideceğim buradan tamam mı?"

Adrien onun bu halini izlerken tek bir şey düşündü. Marinette'in psikolojisi yerinde değildi. Hatta bir uzmandan yardım alması gerektiğini bile düşündü. "Marinette," dedi Adrien sakince. "Randevu alacağım tamam mı? Bir psikolog sana yardımcı olabilir belki de.."

"Çık odamdan." dedi Marinette sinirle çocuğa. "Çık Adrien! Git keyfine bak, ne işin var senin burada sevgilinin yanında olman lazım. Aramızda samimiyet varmış gibi davranmayı da kes!" Adrien kaşlarını çatarak elini ensesine götürdü. "İyi, ne halin varsa gör!" Marinette kafasıyla kapıyı göstererek onu umursamadan sessizce yatağına uzandı. Adrien kapıya doğru yürürken kıza son bir kez daha bakmayı ihmal etmedi. "Sakın o kıyafetlerine yatayım deme, üstüne de kalın bir şeyler giyin. Seninle uğraşamam sonra."

Adrien kızdan bir cevap alamayınca hızla kendini dışarı atarak sinirden sıktığı yumruklarını gevşetti. Fikirleri hala aynıydı Marinette'in psikolojisi gerçekten yerinde değildi. O kafasının içinde kendi kendine konuşurken odasının kapısı açıldı. Üstünde bornozu olan Lila sessizce ona bakarak konuştu. "Neredeydin?"

Adrien saçlarını karıştırarak ona döndü. "Mutfaktaydım." dedi odasına doğru yürürken. İçeri girdiği anda kapı ardından hemen kapandı. Arkasını döndüğü zaman Lila'nın bornozu yavaşça aşağı bırakışını izledi. Genç kız ona doğru yaklaşırken Adrien kafasındaki her şeyi bir bir sildi. Ardından kendini kızın kollarına serbest bıraktı.

Adrienette - AssistantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin