2

1 0 0
                                    

Sabah ışıkları gözüme vururken yavaşça gözlerimi araladım. Her yanım acı içinde sızlıyordu. Ellerimdeki ve ağzımdaki bağlar çıkarılmıştı. Üzerimde ise yorganım örtülüydü. İçeriden sesler geliyordu. Odaya göz gezdirip kenardaki makası sıkıca ellerime aldım. Yorganı kaldırıp ayağa kalktığımda kasıklarımın sızlamasıyla ağzımdan güçlü bir inilti çıktı. Sesimle birlikte adım sesleri gelmeye başladı. Sesler yaklaştıkça korkuyla kapıya bakmaya başladım. Kapı açıldığında ise tanımadığım birisi karşımdaydı. Sarı saçları ve yeşil gözleriyle oldukça dikkat çekici birisiydi. Beni iki büklüm görünce hemen yanıma koşup beni kucağına aldı.

'Yaralısın, bu halde ayağa kalkmaman gerekir. Seni yıkayalım, sonra da yemeğini yedirmeliyiz.'

"Sen de kimsin? İndirir misin beni lütfen. "

Kendim inmek istiyordum ancak vücudumdaki ağrılar buna kesinlikle izin vermiyordu. Beni sanki hiç duymamış gibi banyoya doğru hareket ettiğinde hayretle onu izliyordum. Kimdi, banyonun yerini nerden biliyordu, burada ne arıyordu hiç bilmiyordum. Beni küvetin içine bıraktığında tabana havlu serilmiş olduğunu fark ettim. Sıcak suyu açtıktan sonra dolmasını beklerken beni inceliyordu. Ben de yabancıya uyup kendimi incelemeye başladım.

Bacağımda kabuk tutmuş bir jilet yarası yer alıyordu. Vücudumda çürükler oluşmuş yeşil yeşil kendini belli ediyordu. Bacak aramdan dizlerime doğru kanlar akmış, kurumuştu. Bileklerimde ip kesikleri vardı. Kendimden iğrenmiştim. Kendimi incelediğimi fark eden yabancı kenardaki aynayı bana uzatmıştı. Aynayı alıp kendime baktığımda ise asıl çöküntüyü gördüm. Ağlamaktan moraran gözlerim, boynumdaki morarmalar ve çürükler, dudaklarımda yer alan yaralar ve göğüslerimdeki tırnak izleri... Aynadaki görüntüye dayanamayıp aģlamaya başladım. Daha dün intihar etmeye çalışırken şimdi daha da berbat bir haldeydim. Kendi evimde tekrar tecavüze uğramış, bir ton dayak yemiş, şimdi ise bir yabancının beni yıkamasına izin veriyordum. Yabancı ise dikkatle işini yapıyor, canımı yakmamak için üstün bir çaba sarf ediyordu. Kendisini izlememe dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.

"Seni sabah saat 7 gibi buldum. Kalacak bir yere ihtiyacım vardı ve bu binada oturan bir arkadaşımda kalacaktım ancak onun yanına çıkarken senin kapının açık olduğunu gördüm. Ben kapının önünden geçerken bir adam koşarak çıkınca dayanamayıp eve girdim ve yatakta seni gördüm. Ellerini çözdüm, üzerini örttüm ve uyanmanı bekledim. O adam kimdi ve neler yaşıyorsun bilmiyorum ancak seni bu halde bırakıp gidemezdim. Bu arada adım Ali, senin adın da Zemheri galiba, yani içerideki kağıtta öyle yazıyordu."

Bir adamın gazabından kurtulup başka bir adamın vicdanlı tarafına denk gelmiştim.

'Adım Masal. Zemheri, bana o adamın taktığı isim.'

Anladığını belirtmek için kafasını salladıktan sonra tekrar beni kucağına alıp odama götürdü. Sanki her şeyi planlamış gibi koltuğun üzerindeki kıyafetleri yanıma bırakıp elini cebine attı. Cebinden bir krem çıkardıktan sonra vücudumdaki çürüklere ve yaralara sürmeye başladığında dikkatle onu izliyordum. Bu adam neden hâlâ buradaydı. Kremle işi bittikten sonra itiraz etmeme izin vermeden üzerimi giydirip kenarda duran çantayı aldı. Beni de sanki bir eşyaymışım gibi kucağına alıp evden çıktı.

'Napıyorsun ya? Nereye götürüyorsun beni?'

"Bu evde kalmana izin veremem"

Kucağından inmeye çalışsam da izin vermiyordu. Aşağı indiğimizde hemen binanın önündeki beyaz aracın kapısını açtı ve beni koltuğa bıraktı.

" Bak, sana yardım etmeye çalışıyorum. Bırak yardım edeyim. En azından buradan uzaklaştırayım. Burası senin için tehlikeli"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Zemheri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin