Klaus, Elijah, Derek ve Daisy arasında bakışmalar devam ediyordu. Klaus çatalını ve bıçağını elinden bırakmazken konuşmaya başladı.
" Kardeşin var mı?"
" Evet. İki kız kardeş."Daisy kendini tutmaya çalıştı.
" Ailen?"
Elijah konuşunca Daisy, Derek'in gözlerindeki anlık acıyı görmüştü.
" Öldüler."
Kimseden ses çıkmadı. Derek ve Daisy aynı anda oturdukları yerde doğruldular. Klaus çatalını bıraktı ama bıçağını bırakmadan konuşmaya başladı.
" Üvey oğlum... Kız kardeşime aşık olmuştu... Tabii biricik kız kardeşimde ondan hoşlanıyordu... Benden bunu gizlemişlerdi çünkü izin vermeyeceğimi biliyorlardı..."
Klaus güldü ve bakışlarını Derek'in gözlerine çevirdi.
" Bir gün onları birlikte gördüm. "
Klaus güldü.
" Bir şey yapmadım desem yalan olur... Kız kardeşimi hançerledim. "
Bıçağı parmaklarının arasında çevirdi.
" 90 yıl hançerli kaldı. "
Daisy güldü.
" Bu hikayeden ne çıkarması gerekiyor, babacığım?"
Daisy, Derek'in ne çıkarması gerektiğini gayet iyi biliyordu.
" Bilmem. Anlatmak istedim... Ne çıkarmak isterse çıkarsın."
Daisy sinirle güldü ve kafasını salladı. Elijah boğazını temizledi ve ağzının kenarını mendiline sildi.
" Tatlıya geçmeye ne dersiniz?"
" Mükemmel olur."Klaus konuşunca içeriden üç kız, bir erkek çıkmıştı. Üç kız Elijah, Klaus ve Derek'in yanına geçerken, erkek Daisy'nin yanına geçmişti.
Klaus güldü ve kızı kucağına oturtturdu. Elijah'da aynısını yapınca Daisy güldü ve çocuğu dizlerinin üstüne düşürdü.
Gözleri sarıya dönerken dişleri görünmüştü, sırıttı ve dişlerini çocuğun boynuna geçirdi.
Kendini geriye çekince dudaklarının kenarındaki kanları yaladı. Bakışlarını Derek'e çevirince kendisine baktığını gördü.
Yavaşça çocuğun kulağına doğru konuşmaya başladı." Burada olanları unut... Biraz eğlendik ve her şey bitti."
Çocuk ayağa kalkıp uzaklaşırken Daisy üzerindeki ceketi çıkardı. Elijah'ın ve Klaus'un hala kızlarla uğraştığını görünce Derek'e doğru yaklaştı.
" Benimle gel."
Derek ne olduğunu anlamadan Daisy'i takip etti. Üst kata çıktıklarında koridorun en sonundaki odaya girdiler. Derek etrafa kısaca göz attı. Tamamen siyah olan oda resmen ben Daisy'nin odasıyım diye bağırıyordu. Beyaz olan tek şey masasının üstüne duran çok büyük olmayan çerçeveydi. Derek çerçeveye bakmak için hamle yaparken Daisy onu engellemişti.
" Şuraya otur."
Derek ona gösterdiği yere oturunca Daisy etrafına beyaz bir şey dökmeye başlamıştı. Merakına yenik düşüp sordu.
" O ne?"
" Tuz."Derek bir şey demeden Daisy'i izlemeye devam etti. Tuzu dökmeyi bıraktı ve dairenin içine girdi. Derek'in karşısında bağdaş kurdu.
" Ellerimi tut."
Derek ellerini uzatınca Daisy önce yandaki hançeri alıp kendi ve Derek'in avcuna küçük bir çizik attı. Sonra ellerini çapraz bir şekilde tuttu.
Derek ne olduğunu anlamamıştı. Daisy anlamadığı şeyler mırıldanınca gözleri kararmıştı.Gözlerini açtığında nerede olduğuna baktı. Gördüğü şeylerle hızla dışarıya çıktı. Evindeydi... Yangından önceki haliydi. Hızla aşağıya indi. Gördüğü kişiyle kaldı.
" Laura?"
Kız kardeşine seslenince kardeşi ona döndü.
" Aman tanrım... Derek."
Hızla birbirlerine sarıldılar. Derek konuşacakken başka bir ses duyuldu.
" Derek?"
Kız kardeşinden ayrılınca karşısında gördüğü kişi ile gerçekten öldüğünü düşündü.
" Anne? "
_________
Sizce ben diğer taraf olayını olaysız kapatır mıyım? Asla. Aklımda güsel şeyler var beklemede kalın 😙💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Girl
Science FictionOrmanda karşıma çıkan kişi ile kaşlarımı çattım. Bu vakitte bir insanın ormanda ne işi vardı ki? Ondan aldığım kokuyla, insan olmadığını anladım. " Senin gibi küçük bir kızın, bu saatte ormanda ne işi olur?" Kahkaha attım. "Görünüşüme aldanma tatlım...