Eve geldiğimde zorla Minho ve Chan hyungu eve yollamıştım yalnız kalmak istediğimi söyleyerek. İkna etmek zor olmamıştı çünkü onlara göre ben iyileşmiştim. Ben hiçbir zaman delirmemiştim.
Evin her yerinde Hyunjin'i arıyordum ama yoktu. Yoksa ben gelmeyince gitmiş miydi. Koşarak en sevdiğim kitabın arasına sakladığım Hyunjin'in saçlarını kontrol ettim. Buradaydılar, kimse dokunmamıştı onlara ama Hyunjin neredeydi?
"Hyunjin ben geldim, neredesin?" ses yoktu. Olduğum yere oturup ağlamaya başladım.
"Biliyorum gelmem uzun sürdü sevgilim ama şuan buradayım ve seni görmek istiyorum. Lütfen ortaya çık." yine beni deli eden o sessizlik vardı
"Gerçekten özür dilerim. Buradan gitsem de asla seni düşünmeyi bırakmadım .Lütfen seni görmeme izin ver. Lütfen gitmiş olma." yine sessizlik. Bu sessizlik beni çıldırtıyordu. Öylece soğuk zemine çöküp kitabı göğsüme bastırmıştım. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken son istediğim Hyunjin'i görebilmekti...
Gözlerimi açtığımda karşımda yüzünü ellerine yaslamış bana bakın Hyunjin'i gördüğümde hemen kalkıp ona sarıldığımda ellerim boşluğa düşmüştü.
Hyunjin karşımdaydı ama ona dokunamıyordum. Nasıl? Neden?
Sorular kafamı kurcalarken Hyunjin bir şey olmamış gibi beni izlemeye devam ediyordu.
"Hyunjin neler oluyor? Neden sana dokunamıyorum?"
"Seungmin lütfen bırak beni gideyim artık. Lütfen dayanamıyorum artık."
"Ne?"
"Lütfen Seungmin, ben öldüm kabullen bunu artık."
"Hayır sen ölmedin!"
"Beni buraya sen bağladın Seungmin, beni çağırdın bende geldim. Başta her şey çok güzeldi sadece ikimiz. Sen ve ben, ama sonra onlar delirdiğini düşünmeye başladı. Benim yüzünden hasta olmadığın halde kliniğe gittin. Sen gidince iyice zayıfladım bu hale geldim ve son yokken daha çok düşünme fırsatım oldu. Seni böyle daha çok mahvediyorum Seungmin. Beni özgür bırak ki daha fazla acı çekmeyelim."
"Hayır sen gidersen daha çok acı çekeceğim."
"Seungmin görmüyor musun ben öldüm. Ben artık bir insan değilim, bu evden dışarı çıkamam ve beni senden başkası göremez. Arkadaşlarımı görüyorum buraya geliyorlar ama onlar beni göremiyor. Bu kadar acı verici biliyor musun? Dışarıda hayat devam ediyor ama ben ölüyüm. Sürekli bunun farkında olmak çok canımı yakıyor artık. Lütfen bırak gideyim..."
"Hayır gitmene izin vermeyeceğim. Benim yüzümden öldün bu yüzden seni yaşatmalıyım her ne kadar zor olsa da."
"Ben böyle yaşamak istemiyorum Seungmin, lütfen olanlar için kendini suçlama artık. O bir kazaydı, ben dikkatli olmalıydım."
"HAYIR. SUS ARTIK!" daha fazla dayanamayarak Hyunjin'i geride bırakıp odadan çıkmıştım. Hayır o gidemezdi, benimle kalmalıydı.
Evin bahçesine çıktığımda Hyunjin kapıdan beni izliyordu. Evden dışarı bile adım atamıyordu ve ben onu zorla burada tutuyordum. Hayır Seungmin sende onunla evde kalabilirsin sonuçta. Evde yaşamak kötü bir şey değil.
O gün Hyunjin'le hiç konuşmamıştık, birbirimizi görmezden gelirsek düzelebilirdi diye düşünüyordum sadece zamana ihtiyacımız vardı.
..
Seungmin'in sorunlari oldugunu yansitabiliyorumdur umarim...
Yorum ve oy <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
göçmüş kediler bahçesi - hyunmin ✓
Short StorySürekli seni düşündüm, özledim. Hasretinle kavrulurken bitmedi mi öfken, yetmez mi ayrılık? Artık buluşsun dudaklarımız, ruhlarımız.