İlk okul sonda, yine bi gece beraber uyuyorduk. İlk defa dudaklarına minicik dudaklarımı değdirdim. Gözlerimiz kapalı bile değildi. Öpüşmenin ö'süni bile bilmiyorduk.
Ona geri döndüğümde bir şeyleri anladığını fark etmiştim.
Ama bir şey söylemedi. Sessizce kalkıp su alıp geldi.
Sanırım gece ağladığını fark etmediğimi sanıyordu. Fark ediyordum. O yüzden daha sıkı sardım kollarımı.
İlk defa onu bu kadar iyi anlayabiliyordum. Korkuyordu. Ben de korkuyordum. Hissettiklerimizi tanımlayan hiçbir örnek yoktu. Kimse yanlış olduğumuzdan da bahsetmemişti ama yanlış olduğumuzu biliyorduk.
O gün hakkında hiç konuşmadık ve "herkesin kıskandığı dostluk" devam etti.
Karavan hayalleriyle. İlk o sene saçımı boyamıştım. O da yanımdaydı. Saçımı açtıktan sonra "civciv gibisin" demişti. Civcivler çok severdi. Saçımın sarı kalmasını istediğimi hatırlıyorum.
Beni sevmen için o kadar hazırdım ki. Azıcık cesur olamadın, ben ikimiz adına da almıştım gardımızı aslında.
