Taehyung hyung:
Jeongguk?Ggukkie:
?Taehyung hyung:
Nasılsın?Ggukkie:
İyiyimTaehyung hyung:
Ne yapıyorsun?Ggukkie:
Hyung
Umrunda olmayan şeyleri sormana gerek yok
Bir şey mi isteyecektin
Direkt konuya girebilirsin merak etmeTaehyung hyung:
Jeongguk hayır
Yanlış anladın
Ama konuşalım mı?
Vize haftası bitti sonuçtaGgukkie:
Ben konuşmak istemiyorumTaehyung hyung:
Ama beni dinle lütfen
Ben gerçekten çok üzgünümGgukkie:
Hyung
Üzgün olman benim kırgınlıklarımı almıyor
Konuşmamızın da iyi geleceğini sanmıyorum
Ben sadece yalnız kalmak istiyorum
Lütfen beni umursamamaya devam et sadece
Nasılsa bu konuda iyisin
Zorlanacağını sanmıyorum
Görüldü 21:46Jeongguk Taehyung'un cevabını beklemeden telefonunun ekranını kapatmış ve yorganının içine girmişti. Doğum günü üzerinden üç gün geçmişti, fakat Taehyung bununla ilgili yine hiçbir şey söylememişti.
Bu kadar üzülmeye, eski anılarını düşündükçe sürekli kalbini kıracak anıların gözünün önüne gelmesine engel olamıyordu. Madem onu sevmiyordu neden arkadaşlardı ki? Neden Jeongguk'a bir şey söylememişti? Neden öyle güzel bakmıştı her karşı karşıya geldiklerinde? Neden sarıldığında kokusunu içine çekip iltifat ediyordu? Bu karşısındakini sevmeyen birinin yapacağı şeyler miydi?
Neden doğum günümü bile unuttun?
Ağlamasının şiddetlendiğini hissettiğinde yüzünü yastığına gömdü. Arkadaşını kaybetmişti, sevilmediğini düşünmek kalbine oklar saplıyordu.
Sevdiği kişiyi kazanamadan arkadaşını kaybetmişti.
"Jeongguk," odasının kapısına tıklayan annesiyle hızla ağlamasını kesmeye çalıştı. Ona bir neden açıklamak istemiyordu şimdi, bu yüzden gözlerini olabildiğince silmeye çalıştı ve derin nefesler alarak kendini sakinleştirdi. Sesinin kırılmaması umuduyla konuştu.
"Anne ders çalışıyorum girme, ne oldu?"
"Taehyung geldi, seni soruyor." Taehyung'un adını duymasıyla kalbi tekledi, yüzü aniden ısınmaya başladı. Hemen yatağından kalkarak kapısının önüne gelmiş, annesinin onu göremeyeceği kadar küçük bir boşluk bırakarak kapıyı açmıştı.
"Yokmuş de, kütüphaneye gitmiş çok geç gelirmiş de anne lütfen gelmesin." fısıldayarak konuştu Taehyung içerdeyse duymasın diye, tam annesi bir şey söylüyordu ki onu duydu.
"Teşekkür ederim bayan Jeon, siz içeri gidin isterseniz. İşinizden alıkoymayayım sizi." kapıyı hızla kapatmaya çalışsa bile Taehyung ondan önce davranmış, Jeongguk kapatamasın diye ayağını kapının arasına sokmayı başarmıştı bile. Jeongguk Annesinin çalışma odasına girdiğini görmüştü kapı arasından.
"Çeksene ayağını!" bu sefer fısıldamayı bıraktı.
"Hayır Jeongguk, sen çekil asıl. Konuşalım işte hadi, lütfen." Jeongguk bu kadar kırılmışken Taehyung'un sesini duyması bile onu sinirlendiriyordu. Bu yüzden ayağını umursamadan tüm gücüyle kapıyı ittirdi. "AH! Ne yapıyorsun Jeongguk ya!" Taehyung da canının yanmasıyla sinirlenerek kapıyı öyle bir ittirmişti ki, Jeongguk biraz geriye doğru savrulmuştu beklemediği hareketle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only when i look into your eyes
Fanfictiontaehyung jeongguk için hep meşguldü. [texting&düz yazı] 💌friends to lovers