"Jeongguk," dedi Taehyung dakikalardır öptüğü dudaklardan zor da olsa ayrılarak. Jeongguk geri çekilmesiyle memnuniyetsizce sızlanmış ve yeniden Taehyung'un dudaklarına uzanmıştı, fakat Taehyung yine geri çekildi. Jeongguk'un yüzünü avuçları arasına almış, yanağındaki yağmur damlalarını silmeye çalışıyordu baş parmaklarıyla. "hasta olacağız. Eve gidelim tamam mı? Her şeyi konuşalım.""Tamam, çabuk gidelim ama." dedi Jeongguk, Taehyung'un gözlerinin içine bakarak. Bu sefer kaçmaması ve onu bırakmaması, üstüne konuşmak bile istemesi onu dünyanın en mutlu insanı yapmıştı.
Kalbinin durmadan atacağını düşünse de tam aksi olmuş, sanki eksik parçasını tamamlamış ve artık daha düzgün çalışıyor gibi hissediyordu. Sakindi, mutluydu, sevinçliydi. Heyecanlı? Heyecan hissetmiyordu çünkü artık kafasında hiçbir şüphe kalmamıştı, haliyle onu strese sokacak heyecan da ortadan kalkmıştı. Bu hissettiği dinginlikle derin bir nefes verdi Jeongguk, en çok bunu sevmişti hissettikleri duygular arasından. Taehyung'un ona huzuru sunması.
Taehyung ellerini Jeongguk'un yanaklarından çekerek Jeongguk'un elini kendi eli arasına hapsetmiş, parmaklarını birbirlerine geçirerek sıkıca tutmuştu elini. Hâlâ gözlerinin içine bakan Jeongguk'a gülümseyip burnunun ucuna bir öpücük kondurdu Taehyung. Bu ikisinin de yüzlerinde küçük bir tebessümün oluşmasına neden oldu.
"Daha konuşmadık biliyorum ama elini bir kere tuttum ve asla bırakmayacağım, sen de bunu bil olur mu?"
Jeongguk gözlerinin dolduğunu hissederken parmakları arasındaki eli sıkmış ve Taehyung'u çekiştirmeye başlayarak çok da uzaklaşmadıkları eve doğru yol almaya başlamıştı. Bir an önce Taehyung'la konuşup çözülmedik ne varsa çözüp anlaşmak istiyordu. Belki gecenin sonunda yine birlikte bile uyurlardı, fakat bu sefer arkadaşça olmazdı.
Taehyung'un evlerinin kapısının önüne geldiklerinde Taehyunf eşofmanının ceplerini yoklarken ağzından minik bir küfür çıkmış, Jeongguk'un kaşlarının çatmasına neden olmuştu.
"Ggukkie," diyerek Jeongguk'a dönmüş ve kare gülümsemesini sunmuştu. Jeongguk bu manzara karşısında sıkıntıyla burun kemiğini sıkmış, tekrar Taehyung'a dönmüştü.
"Anahtarı almadın değil mi?"
"Ama bak hepsi senin suçun, iki ayağımı bir pabuca soktun. Amma da hızlısın, insan bir durur düşünür. Taehyung'um ayağı kırık numarası yapıyor şimdi kaç kat sargı bezi sarmıştır bana yutturmak için, o onları çözene kadar biraz bekleyeyim de peşimden rahatça gelsin der. Kafa mı bıraktın ki bende anahtarı almayı düşünece- ah! Vurma koluma yarı resmi sevgiliye vurulmaz."
Jeongguk bu sefer mutlulukla kıkırdamış ve oyuncu bir şekilde yeniden vurmuştu Taehyung'un koluna. "Sen kır kolumu demiyor muydun? Kırsam fena olmaz sanki, bir daha ne anahtarı unutursun ne de numara yapmana gerek kalır."
"Olmaz, kıramazsın. O yarı sevgili olmadan önceydi. Yarı sevgiliyken yarı sevgililer sadece öpülürmüş." diye cevapladı hemen Taehyung, Jeongguk'a biraz yaklaşarak. Jeongguk da ona aynı şekilde yaklaşırken aklında sadece Taehyung'u yeniden öpmek vardı, hala yağmur altında öpüşmekten şişliği inmemiş kalın dudaklara yeniden kavuşmak istiyordu.
"OHA YOONGI ÖPÜŞECEK BUNLAR BAYILICAM ŞİMDİ??!!"
Tabii o an Jimin ve Yoongi tarafından tabiri caizse basılmasalardı.
-
"Jeongguk, senin için de kıyafet çıkardım yatağın üstüne. Sıkıca giyin olur mu hasta olma hiç. Taehyung sen de giy işte bi şeyler dolaptan. Sana bi şey olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only when i look into your eyes
Fanfictaehyung jeongguk için hep meşguldü. [texting&düz yazı] 💌friends to lovers