Multimediada şeker cocuk Kıvanç var.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••
15 tatilin kasıcı atmosferinden kurtulalı 1 gün oldu ve okul bılanımları başlamıştı.
Aynadaki güzel kızın kusursuz suratını inceledim.
"Ayyy ne güzel şeysin sen öyle tatlı kız....Hello City seni.""Tuvana malı geç kalcan.Biliyorum şu anda soyu tükenmez bir yaratığı inceliyosun ama 2. dönemin ilk günü hadi."
Ablama cevap verme gereği duymadan ceketimi giydim.
Bu dönem artık farklı olucaktı. Doğukan benim bazı şeylerin farkına varmamı sağladı. Artık eskisi gibi arkadaşlarıyla tüm gün sınıfta duran bir Tuvana yoktu. Artık daha asildim. Bir daha kimse beni hafifi alamicak.KİMSE.Ablamın dediği gibi aynaya bakmaktan dolayı geç gelmiştim ama geldiğimde daha ders başlamamıştı. Herkes beni dikizliyordu. Dedikoduyu benden çok sevenler de varmış.
Hoca sınıfa girdi ve bu ders serbest olucağımızı söyledi. Ve ben de sınıfı
inceledim. Tuğba Melisa nın yanından kalkıp Zehra nın yanına geçmişti. Ve Melisa nın yanına Merve diye bi kız geldi. Merve yaratıcı yenilikçi ve forever Justin BİEBER fanıydı. Melisa ile de bu yüzden yakınlardı.Dolunay da aynı şekilde. Tamam Justin tatlı da erkek dediğin sarı saçlı olmaz. Nasıl desem kara kaş kara göz style. Amaan her ne boksa.Derste Çağla ile konuşmuştuk ve zil çalmıştı. Kantine inmek için sınıftan çıkarken Melisa 'yanlışlıkla' bana çarptı.
"Yanlızlık kafa yaptı galiba."
"Sus lan Marmara daki deniz canavarı!"
(Çağla Kıvanç ın koluna girmiş sınıfa gelmişti.)
"Sabah sabah sinirimi bozma."
Kıvanç;"Ya tamam Tuvana gel."
Melisa yla muhattap olmak istemememden ve 1 saniyeliğine Doğukan ı kapıdan geçerken gördüğümden Kıvanç ın elini tuttum. Artık nereye gidiceksek.
"Vaay benimki bitti şimdi de Çağla nın sevgilisine mi yavşıyosun? Sonraki pilanın ne 'Kayra' mı?"
Bir saniyede Doğukan içeri girmişti ve kız kavgasına meraklı mallar da etrafımıza toplanmıştı. Ve ben de saçından tutup yere yapıştırdım. Tam zafer gümümsemesi yaparken ayağıma tekme attı ve popomun üstüne düştüm.
"Kıçım kırıldı göt kafalı!"Evet bu toplum içinde söylenmesi gereken bi cümle değildi. Nöbetçi öğretmenin kargaşayı yarıp bizi müdürün yanına götürmesi bir olmuştu.
-----------
Müdürün mal tavsiyelerinden sonra sınıfa girdik. Ve tabiki sabah düşündüğüm gibi havalı bi şekilde değil tam bir mahalle karısı gibi serseri bir tiple içeri girdim. Evet bok gibi duruyodum. Herkes ne oldu diye sorarken zil çaldı. Müdürün mal konuşması 40 dakka sürse de dersten yırtmıştım.
Tenefüste Dolunay ı camdan bakarken yakaladım ve yanına gittim. Gözünden hafif hafif gözyaşları akıyodu. Baktığı yere bakınca içim parçalanmıştı. Kayra biriyle yiyişiyodu.
"Üzülme."
"Bunu bana sen mi söylüyosun? Beni anlayabilceğini sanmıştım."
"Ya ben üzüldüm de ne oldu? Ama senin bi şansın daha olmalı."
"Nasıl yani?"
"Kayra yı sana aşık edicem."