Alice of Human Sacrifice <Vocaloid>

♠Birinci Alice♠

[Y/N] Değişik hikayelerdeki karakterlerle karıştırmayı planlıyorum örneğin Meiko=Kırmızı Başlıklı Kız.

Kırmızı pelerinli bir kız, elinde örgü sepetiyle ormanda yürüyordu. Ormanın diğer tarafında yaşlı büyük annesi yaşıyordu. Kırmızı peleriininden dolayı ona Kırmızı Başlıklı Kız derlerdi ama o Meiko'yu kullanırdı.

Küçükken büyük annesine gittiği bir vakit annesinin sözünü dinlemeyip patikadan ayrılmıştı ve karşısına bir kurt çıkmıştı. Kurt onu kandırmış, ormanın saf görünümlü ama aslında en tehlikeli bölgesine götürmüştü ve ondan önce büyükannesine ulaşmıştı. İkisini de yutmuştu. Eğer oradan geçen avcı olanları fark etmese şimdiye dek kurdun midesinde sindirilmşlerdi. O zamandan beri her şeye karşı daha temkinli davranıyordu.

Gene sisli patikadan giderken karşısına bir adam çıktı. Tıpkı o zamanki kurt gibi ama daha çok insana benziyordu. Kıllı, sivri dişli ve pençeli bir insan. Neredeyse iki buçuk metrelik bir yaratık.

"Merhaba güzek kız. Nereye böyle?" diye sordu derinden gelen sesiyle. Meiko başını başka tarafa çevirdi.

"Bu sizi ilgilendirmez." diyip adamı geçmeye kalktı ama adam onu durdurdu.

"Sepetinde ne var öyle? Kime götürüyorsun?"

"Çok soru soruyorsunuz. Lütfen rahatsız edecek bie başkasını bulun." gene gidecekken adam Meiko'nun elini tuttu.

"Çok güzel ve güçlüsün. Aynı zamanda cesur. Sana bir şey söyleyeceğim. Patikanın bu tarafında çok farklı ve ilginç şeyler oluyor. Nereye gidiyorsan, oradan daha ilginç olduğunu söyleyebilirim." Meiko adamdan kurtulmaya çalıştı ama adam onu bırakmıyordu. Elinde hissettiği bir acıyla inledi. Kurt elini bırakıp bu sefer omuzlarını tuttu. Elinde kırmızı bir maça vardı ve çıkmıyordu.

"Emin ol, gittiğine pişman olmayacaksın. Orada sana yardımcı olması için bunu sana hediye ediyorum. Belki işine yarar. Alice'nin nefreti seninle olsun." diyip ortadan kayboldu. Meiko'ya gümüş bir kılıç ve bir yara bırakmıştı. Meiko dizlerinin üstüne çöküp ağlamaya başladı. Korkuyordu. O adam neyin nesiydi ve ona ne yapmıştı? İçindeki bir his onu kaplamaya başladı. Bu hisle bilikte ayağa kalktı ve adamın dediği yola girdi. Onu bulup öldürmeliydi. İntikam istiyordu. Kanını istiyordu. Onun canını alacaktı. Ama niye? Niye intikam istiyordu? Niye birini öldürmek istiyordu?

Bir köye vardı sonunda. Ayakları su toplamıştı. Bu köydeki insanların durumu çok kötüydü. Hepsi aç ve fakirdi. Bir kaç çocuk eski bi lastikle oynuyorlardı. Meiko'yu görünce çığlık atıp kaçıştılar. Çocukların aileleri ne olduğuna bakarken gözleri Meiko'da takıldı.
"O geldi! O geldi!" diye bağırdı bir kadın. Köyün erkekleri ellerinde sopa ve baltalarla Meiko'ya doğru koşmaya başladılar.
''Durun sadece yardım istiyorum!" ama durmuyorlardı. Hepsi Meiko'dan korkuyordu ve onu öldürmek istiyorlardı.

Niye? Niye bunlar onun başına geliyordu? Hepsini öldürecekti. Onlara korkmaları için gerçek bir sebep verecekti. İlk adamın kafasını uçurdu. Diğerinin kollarını kesti. Bu şekilde önüne gelen herkesi parçaladı. İlerlediği yol kırmızıya dönüştü. Arkasında kırmızı bir patika bıraktı.

Köyde sonunda öldürecek kimse kalmamıştı. Köyün dışına, ormana yaklaştığında durdu. Amacını tamamiyle unutmuştu. Geri dönüp o adamı bulmalıydı. Ama ayağına dolanan bir şeyle yerine sabitlendi. Başını indirip ne olduğuna baktığında korkuyla viyakladı. Kanlı bir el onu tutuyordu. Ondan kurtulmaya çalıştı ama elin sahibi çok güçlüydü. Ona bir kaç el daha katıldı ve onu yüz üstü yere kapakladılar. Meiko yardım için bağırıyordu ama geriye kimse kalmamıştı. Hepsi ölmüştü ve şu an onu ormana çekiyorlardı.
"Yardım edin! Yardım edin!" ne kadar bağırsa da boşunaydı. Varlığı ormanda kaybolmuştu. Onun varlığının tek kanıtı arkasında bıraktığı kırmızı yoldu.