Öğretmenin yönlendirmesi ile çaprazıma otturttuğu jungkook'u izledim ders boyu. Siyah saçları anlına dökülüyor, onu çekici gösteriyordu. Kendime zaman vermek istedim, eğer bir şeyler hissediyorsam bundan emin olmam gerekirdi.
* * *
sessizdi. Bir hafta olmuştu geleli. Sesini doğru düzgün duyduğumu bile hatırlamıyorum. Varlığını kabullenmiştim, tek sorun hisslerimdi. Belkide yalnızca hoş bulmuştum. Bunun için onunla konuşmam, zaman geçirmem gerekirdi. Aksi halde onu sevmeye karar veremiyordum. Beni bilinmeze sokuyordu.
Bunun için doğru bir zaman olduğuna inandığım yaz kampının tarihi yaklaşmıştı. Her sene olduğu gibi, herkes kendi sınıfı ile kampa giderdi. Bu senenin farkı ise Jungkook'tu..
Bu düşünceleri bir tarafa bırakıp okuldan çıkmak için kalktım. Yavaşça çıkış kapısına ilerliyordum. Arkamda birinin varlığını hissettim ve durdum. Kendi ayak seslerim kesilince bir başkasının sesi doldu kulaklarıma. Arkamı döndüğüm anda bana çarpması ile gelenin o olduğunu gördüm. Yüzünü telefonuna gömdüğü için beni fark etmemiş olmalıydı.
Bana çarpınca yüzüme bana baktı. Daha sonraysa, 'üzgünüm' gibi bir şeyler söyledi ve fazla vakiten kaybetmeden yanımdan uzaklaştı. Sanki benden kaçıyor gibiydi. Fazla umursamadan eve gittim.
* * *
Sonunda kampın zamanı gelmişti. Sabah yolculuk için rahat bir şeyler giydim ve geceden hazırladığım çantamı alıp evden çıktım.
Kampa giden otobüsün en arkasına doğru ilerleyip önümdeki koltuğun beni kapatan tarafına oturdum. daha sonra jungkook'u gördüm ama o beni görmemiş olmalıydı. yanılmıyorsam oda arka tarfa gitmek istiyordu. yaklaştı, oturacağı yeri belirlemiş gibiydi ama beni gördü ve önümde bir yere oturdu. Buna anlam vermemiş, yine benden kaçtığını düşünmüştüm.
Otobüsünün durması ile kulaklıklarımı çıkardım. gelmiş olmalıydık. Araçtan inip kendi sınıfımın olduğu yere doğru yürüdüm.
yaşlı ama o kadar dinç görünen adam konuştu: 'Herseneki kampımızın bu senesi de umarım güzel geçer gençler, iyi eğlenceler' dedi.
Çadırlarda ikişer kişi kalması için kura çektik. Jungkook'un gelmesini umuyordum. Böylece daha yakın olabilirdik.. Belkide hayattaki tüm şansımı kullanmıştım, jungkook çıkmıştı. Benim ile eş olduğunu öğrenince yüzüme baktığını hissettim. bende kafamı ona çevirdim, ama hemen gözlerini kaçırdı. Benden bu kadar kaçarken birlikte uyumak ona zor gelecek olmalıydı.
Kamp ateşini yakıp etrafında toplandık. Her zamanki kampımızın klasiklerinden, kai gitar çalar, -sesimiz güzel olduğunu söyledikleri için- bende şarkı söylerdim. bu seferde aynısını yapacaktık.
Hemen önümde duran jungkook'a baktım. Herkesten uzak öylece oturuyordu. Birden jin sordu: 'her sene tae şarkı söylüyor aramızda sesine güvenen başka kimse yok mu?' sorduktan sonra gözlerini herkesin üzerinde gezdirdi, jungkook'ta durdu. 'hey jungkook senin sesini de duymak isteriz?' dedi. Jungkook yere sabitlediği gözlerini kaldırdı. bakışlarını etrafta gezdirdi, hiçbir şey söylemedi. Bunun üstüne jin 'hadi ama bir şeyler mırıldan' dedi.
Jungkook ise kaç zamandır düzgün duyamadığım sesini sonunda duyurdu. Bir parçadan kısaca bir şey okudu. Sesi gerçekten güzeldi. Herkes büyülenmişçesine bakıyordu. O ise utanmış gibi duruyordu. 'e o zaman bugün şarkımız jungkook'tan' dedi jin. Bende gülümsedim ve dinlemek için kenara oturdum.
Hava iyice kararmıştı. Herkesin zorluklarla tamamladığı çadırlar hazır, uyumamız için bizi bekliyordu. Çadıra girip Junkook'un da gelmesini bekledim. Nihayetinde çadırın önünde bir gölge belirdi, ardından fermuar açıldı. içeri önce baktı, yatacağı yeri belirledi ve uzandı.
Beni görmemiş gibi hiçbir şey demeden, sırtını döndü. ben ise arkasından öylece baktım. 'En azından bir iyi geceler demeni beklerdim' dedim. Yüzünü bile döndürmeden olduğu yerden 'iyi geceler' dedi. Ben ise daha fazla dayanamayıp 'benden neden kaçıyorsun?' dedim.
yattığı yerden doğruldu, gözlerini yüzümde sabitledi. 'çünkü...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Tears | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
General FictionŞimdi Neredesin bilmiyorum ama dalgalardan intikamını alacağım sevgilim...