Multimedyada Hazal var. İyi okumalar ❤
1-Hafta Sonra
Bu hafta gerçekten çok değişik bir haftaydı. Eskiden her hafta birbirinin aynısı diye şikayet ederdim ama birden bire bu kadar değişiklik de fazlaydı. Bu hafta okulda karnelerimizi aldık ve sonra annem ve babamın boşanma davası gerçekleşti artık annem ve babam resmi olarak boşanmış oldu. Annem bu hafta benim istememe rağmen İzmir'den İstanbul'a taşınma kararı aldı.
İstanbul'a gidip orada dedemden miras kalan şirketin başına geçecekmiş ve orada dayımla birlikte işleri yürütecekmiş. Bu nedenle bu hafta intenetten dayımlara yakın bir ev aramakla meşgul oldu ve orda bir ev ayarladı eşyalarıda internetten beğenip satın aldı yani sadece bizim oraya gitmemiz kalmış oldu.
Dedemin şirketi İstanbul'un gelişmiş şirketlerinden biriydi ve gerçekten büyük kazanç sağlanıyordu. Bu güzel bişeydi çünkü hayatımız her yönden değişecekti ama sadece maddi yönden bir değişiklik yaşamayacaktık. Orada da burada olduğu gibi Okyanus kolejinde eğitim görecekmişiz.
Biraz düşününce aslında beni İzmir'e bağlayan -babam haricinde- hiçbir arkadaşım,dostum yok. Küçüklüğümüzden beri kardeşim Berk'le her ne kadar birbirimize kötü davransak da en iyi arkadaşımızda en iyi dostumuzda yine birbirimizden başkası değildi.Her hangi bir zorluk karşısında birbirimize kenetleniriz ama o zorluğu atlattıktan sonra yine aynı şekilde devam ederiz.Aslında böyle olması çok güzel onu canımı verebilecek kadar çok seviyorum.Ama birbirimize laf sokmakta eğlenceli oluyor.
Ama yinede insanın kardeşi haricinde birkaç tane gerçek dostu olmalı ve ben İstanbul'a gidince asosyalliğimden çıkıp yeni arkadaşlar bulup sosyal bir insan olmayı planlıyorum.
Ama öncelikle bu hayallerimi gerçekleştirebilmem için odamdaki eşyalarımı toplamam gerekiyor çünkü yarın sabah yola çıkacak olmamıza rağmen benim hiçbirşeyim hazır değil.Hemen valizimi alıp eşyalarımı içine doldurdum.Sonra takılarımı,tokalarımı,makyaj malzemelerimi de bir kutunun içine doldurdum.
Annem Berk'i orada bir futbol kursuna yazdıracağını söylediği için Berk çok sevindi ve oraya gideceğimiz zamanı iple çekiyor.Bu yüzden o bavullarını hazırlayalı çok olmuştu.
Bu haftanın özetini tamamlamayı başarabildiğimde akşam yemeğine inmek yerine İzmir'deki son gecemde canım yatağımda güzel bir uyku çekmeyi tercih ettim.
Hızlıca bir duş aldıktan sonra en sevdiğim ayıcıklı pijamalarımı giyip saçlarımı kuruttum.Ve yatağıma yattım.Yeniden düşüncelere dalmak istemediğim için gözlerimi kapatıp hiçbirşey düşünmeden kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.
-----------
Sabah Berk'in sevinç çığlıklarıyla uyandım.Hacer ablanın mükemmel kahvaltısına hemen inmek için banyoya girdim.Elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim kahvaltıda annem,babam,Berk,ben ve Hacer abla sessiz sessiz kahvaltımızı yaptık.
Vedalaşma vakti geldiğinde annem önden çıktı. Babam önce Berk'e sarıldı ve ona bişeyler tembihledi. Sonra sıra bana geldiğide her kız çocuğu gibi babama çok düşkün olduğumdan ona sarılıp ağlamaya başladım.
"Hazal ,canım kızım bak istediğin her zaman benim yanıma gelip kalabilirsin. Burası senin evin kızım. Seni çok seviyorum. Dikkatli ol. Berk'e de dikkat et, kavga etmeyin. Annenede işlerinde yardım et artık sen büyüdün, genç kız oldun. Yeni arkadaşlar edin ama öyle herkeslede arkadaş olma. Ve son olarak ağlama kızım sen ağlarsan beni çok üzersin. Her ne kadar büyüdün desem de benim gözümde hala benim şeker isterken ağlayan küçücük kızımsın."
Babamın konuşmasıyla ağlamam iyice şiddetlendi sonra konuşmanın sonunda ağlamamda sona erdi ve bende babamın söylediklerine karşı içimden geçenleri söyledim.
" Tamam ağlamayacağım, tamam her konuda dikkat edicem ama bütün tatillerde ve sana her ihtiyacım olduğunda yanına gelicem. Benden o kadar kolay kurtulamazsın."
Söylediklerimden sonra ikimizde gülmeye başladık.
" Tamam canım kızım istediğin her zaman benim yanıma gelebilirsin."
"Seni çok seviyorum baba."
"Bende seni çok seviyorum kızım."
Konuşmamız bittiğide babam biraz daha konuşursak yeniden ağlamaya başlayacağımı bildiği için beni kapıya yönlerdirdi. Kapıdan çıkmadan önce eve bir kez daha baktım. Kim bilir bir daha ne zaman gelecektim bu eve.
Kapının önüne çıktığımızda kapının önünde Hacer ablayla vedalaştım. Ondan da birsürü nasihat dinledikten sonra arabaya bindim. Annem arabayı çalıştırırken bende camı actım ve babamlara dogru bağırmaya başladım.
"Kendinize iyi bakın en yakın zamanda sizi ziyarete gelicem. Sizi çok seviyorum."
Benim bağırmamdan sonra Berk'de benim gibi bağırmaya başladı.
"Bu kadar gitmek istediğime bakmayın şuan erkek adam ağlamaz diye birşey olmasa ağlayacağım. Bende sizi çok seviyorum. En kısa zamanda bende ablamla birlikte gelicem. Hacer abla babama iyi bak. Bizim sevdiğimiz yemekleri ona yap o bizim yerimize yesin."
Berk konuşmasını böyle bitirdiğinde,Hacer ablada bizim gibi bağırdı.
"Tamam kuzum siz gelene kadar babanıza çok iyi bakıcam. Siz gelince bütün sevdiğiniz yemekleri yapıcam. Sizde kendinize iyi bakın babanızı düşünmeyin bile."dedi
İkimiz bir ağızdan "Tamam" dedikten sonra babam sadece dudaklarını oynatarak "Sizi çok seviyorum" dedi bunu Berk anlamadı ama ben anladım ve sadece dudaklarımı oynatarak "Biz de seni çok seviyoruz " dedim. Dediklerimi anladığında yüzünde hüzünlü de olsa bir gülümseme oluştu.
Annem arabayı yola çıkardığında babama ve Hacer ablaylaya el sallayıp öpücük attım. Sonra başımı cama yaslayıp İzmir'de yaşadığımız bütün anılarımızı düşünerek uykuya daldım.
-----------
Selamm.Söz verdiğim gibi hergün bölüm yazmaya başladım bile.Bu bölüm diğerine göre biraz daha uzun oldu.Bu bölümlerde pek bi heyecan yok ama sonraki bölümden itibaren olayların asıl başlangıcı olacaktır.Yanlışlarım olduysa kusura bakmayın.Hikayemi okuyanların olduğunu gördüm.Vote vermeyi unutmayalım lütfen ! Yazım tarzımla veya yanlışlıklarımla ilgili iyi veya kötü yorumlar yapabilirsiniz. Hepiniz çok çok öpüyorum. ❤