-4-

267 5 2
                                    

Koltukta epey aşağı kaydım. Kitabımla yüzümü örttüm. Yine de olmadı. Önce beyazlı kadın yanımdan tebessüm ederek. Sonra da Sarp denilen kas yığını tepemde duraklayıp,

-Sen burada mı oturuyorsun, dedi ve cevap beklemeden yürüyüp gitti.

Bende ağzımı eğerek onu taklit ettim. Yan koltukta oturan kadın, gözlerini belerterek bana baktı. "Koca kıza bak. Ne kadar ayıp!" diye düşünmüştür muhtemelen. Hemen düzelttim kendimi. Kadına zoraki sırıttım. Ne demek, "Sen burada mı oturuyorsun? Herkes birinci sınıfta mı uçmak zorunda?" diye söyleniyordum. "Büyük insanlık, gemide güverte yolcusu, trende üçüncü mevki." Demez mi şair? "Cahil" diye gürledim içimden. Sonra sakinleştim.

Yolculuğun kalan kısmı sakin geçti. Bu süre boyunca, kitabımdan kafamı kaldırdığım zamanlarda, işimi ve ailemi düşündüm. Aslında kısa bir tatile ihtiyacım vardı. Hem annemle de vakit geçirmiş olurdum ama daha hazırlanması gereken bir sürü haber ve tanık olunacak birçok insan hikayesi vardı. İniş yapmaya hazırlanan uçak Ankara'nın semalarında süzülürken "Yeni işim için de şehir dışına gitmek zorunda kalır mıyım?" diye düşünmeden edemiyordum. Uzakta olduğum zamanlarda annemi, Oğuz'u ve Nermin'i çok özlüyordum. Yolcular uçağı boşaltırken hiç acele etmedim. Zira kas kas kasılmaktan kas kanseri olacak tiple karşılaşmak istemiyordum.

Uçaktan en son çıkanlardan biriydim. Gayet yavaş adımlarla bagaj yerine yürüdüm. Evet, bagaj teslimde yine onları gördüm. İnsanların aralarında mevzilenip umursamaz bir tavır takınmaya çalıştıysam da buna gerek kalmadı. O kadar derin bir sohbete dalmışlardı ki kimseyi görecek halleri yoktu. Onlar gittikten sonra valizimi sürükleye sürükleye açık havaya çıktım. Eve gitmek üzere bir taksiye atladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AZADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin