Bir anlık sinir, öfke. Bunlar her ne kadar basit duygular gibi gözükse de yapabilecekleri zararın kimse farkında değil. Ya da farkındalar ama, umurlarında değil.
Ben farkında olmayan taraftaydım sanırım. Sözlerin bir kağıt gibi olduğunu bilmezdim. Kağıt gibi masum görünüşlü, fakat bir o kadar da keskin. Ani hareket sonucu ise ciddi yaralara sebep açabilen.
Kelimelerin anlamlarını yitirdiği kısma geldik sonunda, bu kitapta da. Artık yazar ne yazarsa yazsın, tanrı ne derse desin geri dönüş yok.
“Beom, bak. Zamanım kalmadı, çok yakında gitmem gerekecek. Seni bırakmak istemiyorum anladın mı? Sensiz yapamıyorum, sensiz yaşayamıyorum.”
Beomgyu kırgın gözleri ile sadece suratıma bakıyor, bir şey söylemiyordu. Söyleyemiyor muydu, söylemek mi istemiyordu anlamamıştım. “Her şey için teşekkür ederim, ve özür dilerim. Seni çok seviyorum, hayır sana aşığım.”
Bir süre beklemenin ardından Beom'da sonunda ağzını açmıştı. “Senden nefret ediyorum. Mal herif. Sakın kendini öldürmeyi düşünme bile!” Artık yüzlerimiz o kadar yakındı ki, gözyaşlarımız birbiriyle karışıp dudaklarımıza akıyordu aynı anda.
“Benimle evlenir misin?” Ağzımdan çıkan söze ben bile şaşırmıştım oldukça, hiç planlamadan bir anda çıkıvermişti kelimeler.
“Ne?” Beomgyu'nun kafası karışık ses tonu çok tatlıydı, o kadar tatlıydı ki acı gözyaşları arasından son kez gülmüştüm. “Duydun işte, sonsuzlukta kendimize bir hayat kuralım. Artık ne desen de fikrim değişmeyecek, o gidişle yaşasam bile hastalıktan öleceğim. Acı çekerek ölmek yerine, sana kavuşacağım için huzurlu bir şekilde ölürüm daha iyi.”
“Ne desem durmayacaksın değil mi?” Hayal kırıklığı ile söylediği cümleye kafa salladım. “O yüzden öpüşelim, sonsuzluğa adım atmadan önce dudaklarını tatmama izin ver. İzin ver ki kiraz dudaklarından güç alayım.”
Ve beklemeden, dudaklarımız birbirine kavuştu. Tuzlu gözyaşlarını bile umursayamıyordum artık. Sadece ona ihtiyacım vardı, sonsuzlukta bir düzen kurabilirdik. Birlikte.
Sonra ani istek ile gözlerimi açtım. Nereden bilecektim gözlerimi açtığım anda sevgilimin kaybolacağını. Şimdi soğuk odada yalnızdım eskisi gibi. Tek dostum uyku oldu tekrardan. Kim bilir, az sonra yıldızlarla da dostluk kurabilirdim belki.
Gitmeden önce düzgün bir veda bırakmalıydım sanırım. Yeonjun Hyung'un yanına gidecek cesaretim yoktu ama sonsuzluğa hiç düşünmeden gidebilirdim.
“Çok sevgili Yeonjun Hyung'a,
Hyung, sen olmasan belki de şimdiye kadar yaşamıyor olurdum. Her zaman kendimi öldürmekten Beom'a verdiğim söz yüzünden vazgeçtiğimi söylüyordum fakat senin bilmeni istemediğim bir nedenim daha vardı. Senin varlığın.Sen olmasaydın inan bana ben şimdi bu veda mektubunu yazıyor olmazdım, çoktan sonraki hayatım için hazırlanıyor olurdum belki de. Ya da hayallerimdeki gibi yıldızların altında Beomgyu ile mutlu mutlu konuşuyor olabilirdim.
İnkar etsen de bana en çok senin yardımın oldu Hyung. Para verip olayın üstünü kapatmaya çalışan hükümetimizden daha çok yardımın dokundu o kesin. Biliyorum bu bir veda mektubu, fakat isterim ki benim son uğurlamamda gülümseyerek veda et bana. Bende o cesaret olmasa da sen hep benden daha cesurdun. Şimdi her zamanki gibi cesur bir abi ol ve kardeşinin son vedasını istediği gibi yap. Bu benim senden istediğim son şey olsun.
Çok dayandım Hyung, biliyorsun. Ben bu kadar dayanıklı bir insan olmamama rağmen çok dayandım. Gereğinden fazla ayrı kaldım ondan, artık gitme vakti. Artık kavuşma vakti ve artık mutlu olma vakti.
Tanrılar küçük dramlarında bizi seçtiler fakat dilerim ki sonraki dramlarında seni seçmesinler. Hep mutlu ol, olur mu? Bir insanın isteyebileceği en iyi abisin sen.
Kağıt ta biraz ıslandı kusura bakma, yağmur yağdığından mıdır gözlerime bilmem.
Beom ile birlikte yıldızların eşliğinde seni izliyor olacağız. Biz mutlu olacağız, o yüzden sen de mutlu ol.
Seni seviyorum,
Taehyun.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kibrit kutusu ¦ taegyu
Fanfictaehyun'un hayatı, sevgilisi beomgyu'yu kaybettikten sonra önemli ölçüde değişir. sokaklarda ölen sevgilisine yazdığı şarkıları söylerken küçük bir kibritçi kız ile tanışır. "bu kibrit özlediğiniz kişiyi geri getirmez fakat belki kalbinize bir sıca...