0.1

384 35 149
                                    

"Hadi Jimin"
Dedim
"Geldim bebeğim"
Jimin'le birlikte eve girdiğimizde Jimin elindeki poşetlerle birlikte mutfağa gitti bende koltuğa uzandım.
"Ahh tanrım! Çok yoruldum"
Jimin kendini yanıma atarak kollarını belime sardı.
"Akşama bizimkiler gelecek biliyorsun değil mi ?"
Dedi Jimin

"Biliyorum"
Dedim, Jimin moralimin bozulduğunu anlamış gibi boynuma minik bir öpücük kondurdu.
"Annemi kafana takma, o hep böyleydi. Konuşur sonra susar"
Dedi
"Hayır sıkıntı konuşması değil Jimin, kelimeleri..."
Jimin ofladı.
"...bıçaktan daha keskin kelimeleri var. Hele o bakışları, imkânı olsa beni öldürecekmiş gibi"
Dedim

"Zamanla birbirinize alışacaksınız"
Dedi
"Jimin 3 yıl oldu biz evleneli hâlâ bana alışamadı! En son ailecek toplandığımız gün telefondan sana görücü usulü randevu ayarlıyordu!"
Dedim
"Bebeğim annemi boşver ben seni seviyorum. Kızım bizi kader ayıramamış annem mi ayıracak ?"
Dedi, gülerek ona sokuldum.

"Seni seviyorum Jimin"
Dedim kollarımı ona sımsıkı sararken
"Bende seni seviyorum Roseanne"
Dedi, gözlerimi kapatarak onun huzur veren bedenine daha da sokuldum. Yorgunluktan ölmek üzereydim uyumamam gerekiyordu fakat az birşey kestirsem zararı olmazdı...

Telefonumun sesiyle irkilerek gözlerimi açtım. Etraf karanlıktı ve Jimin yanımda uyuyordu.
"Lanet olsun saat kaç ?!"
Hızla kalkıp çalan telefonumu aldım. Yeri'nin aradığını gördüğümde hemen aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

+Efendim Yeri

-Şuan çalışıyorum Jimin'in annesi beni aramış o kız oğluma ne yaptı diyor

+Tamam Yeri haber verdiğin için sağol

-Önemli değil

Telefonu hızla kapatıp Jimin'i dürttüm.
"Jimin geç kaldık hadi daha etraf temizlenecek, banyoya gireceğim, yemekler ve masa hazırlanacak...ah ben bittim! Ben kesin bittim"
Jimin gözlerini ovalayarak kalktı.
"Neler oluyor ?"
Dedi

"Kalk Jimin! Uyuyakalmışız annen sana ulaşamıyormuş ve birazdan eve şafak baskını yaparak beni cinayete teşebbüsten içeriye alırlarsa şaşırmam"
Dedim
"Ne diyorsun güzelim ?"
Dedi gözlerini ovuşturmayı bırakarak
"Jimin kalk ve etrafı toplayıp hazırlan ha-"
Jimin ellerimi tutup ona bakmamı sağladı.

"Sakin ol, derin nefesler al sevgilim"
Derin bir nefes aldıktan sonra Jimin'in gözlerine baktım.
"Şimdi sen gidip yıkan ben etrafa çeki düzen vereceğim sonra da birşeyler sipariş ederim birlikte masayı hazırlayıp gelmelerini bekleriz"
"Ama anne-"
"Annem hiçbirşey anlamaz hadi"
Diyerek beni omuzlarımdan merdivenlere doğru itti.

"Tamam seni seviyorum"
Diyerek Jimin'in yanağını öptüm ve yukarı koştum. Yatak odasına girer girmez kendimi banyoya atıp üstümdekileri çıkarttım ve sıcak bir suyun altına girdim. 5-10 dakika sonra banyodan çıkarak odaya geçtim. Dolabıma bakınırken Jimin geldi.
"Annemler 10 dakikaya burda olur"
Dedi

"Herşey hazır değil mi ?"
Dedim
"Merak etme sevgilim, bana güven ve rahat ol"
Diyerek kendi dolabını açtı. Dolaba bakınırken gördüğüm en rahat elbiseyi elime aldım.

Üstüme beyaz bir kazak giyindikten sonra saçlarımı hızlıca kurutup salık bıraktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstüme beyaz bir kazak giyindikten sonra saçlarımı hızlıca kurutup salık bıraktım. Kapının çalmasıyla gerginliğim artarken Jimin elini uzattı.
"Hadi bebeğim"
Dedi, elini tuttum. Merdivenlerden indikten sonra etrafa baktım.

Çok güzel olmuştu herşey ama Jimin'in annesi öyle bir kadındı ki burdan bile kendine konuşacak malzeme çıkartırdı.
"Anne baba, hoşgeldiniz"
Dedi Jimin gülerek, bende güldüm. Jimin'in annesi gülerek Jimin'e sarıldı.
"Oğlum, nasıl özledim!"
Dedi, Jimin babasına sarılacakken annesiyle göz göze geldim.

Öyle bakışları vardı ki ânında içim üşümüştü. Hâlâ oğluna layık olmadığımı düşünüp duruyor.
"Hoşgeldiniz Bayan Park"
Dedim
"Hoşbulduk"
Diyip üstündeki kabanı çıkartarak bana doğru attı. Annesi içeri girdiğinde Jimin'le göz göze geldim.

"Onu boşver tatlım uçuşumuz biraz sıkıntılı geçti de yorgun"
Dedi Bay Park
"Hoşgeldiniz Bay Park"
Dedim
"Hoşbulduk"
Dedi, güler yüzle çıkarttığı kabanı uzatarak içeri girdi.
"Jimin bugün ya annen beni öldürecek ya da ben kendimi öldüreceğim"
Jimin belimden beni kendine çekerek boynumu öptü.

"İkisi de olmayacak"
Dedi, kabanları astıktan sonra salona geçtik. Bayan Park beyaz eldiven takılı elini duvardaki tabloya sürtüyordu.
"Tanrım şu pisliğe bak!"
Dedi
"Kadın eldivenlerle hazırlıklı gelmiş!"
Dedim sessizce, Jimin elimi tutarak annesine baktı.

"Anne masaya geçelim istersen"
Dedi
"Bu pislikten sonra yemek yiyebileceğimi sanmıyorum ama"
Diyip burun kıvırarak masaya oturdu. Derin bir nefes alıp güldüm.
"Hem çalışıp hem de temizlik yapmak kolay olmuyor ayrıca evde büyü-"
"Ben Jimin'e hamile kaldığımda hem çalışıyor hem de temizlik yapıyordum ki anladığım kadarıyla sen hamile bile değilsin..."
Dedi

İşte başlıyoruz...

"...konusu açılmışken, çocuk ?"
Dedi Jimin'in annesi, belli ki bugün sadece o konuşacaktı.
"Şuanlık öyle bir düşüncemiz yok anne"
Dedi Jimin
"3 yıl oldu Jimin, torun istiyorum ben artık!"
Dedi
"Hayatım zorlama çocukları onlar daha genç elbette ki bu yaşlarında çocuk istemeyecekler"
Dedi Bay Park

DESTİNY -3-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin