0.3

188 26 31
                                    

"...dersimiz buraya kadardı haftaya hepiniz verdiğim ödevleri yapmış olun"
Dedim
"Pekala Bayan Park"
Dedi sınıf hep bir ağızdan
"Çıkabilirsiniz"
Dedim, öğrenciler sınıfı boşaltırken çantamdaki telefonumu elime aldım.

Telefonum sessizdeydi ve birçok arama vardı. Joy'un aradığını görünce hızlı bir şekilde onu geri arayarak telefonu kulağıma koydum çantamı topladıktan sonra koluma takarak sınıftan çıktım.

+Beni aramışsın Joy, dersteydim

-Rose, Jung dae'yi bugünlük alabilir misin ?

+Alırım da neden ?

-Sung jae'yle evlilik yıldönümümüz

+Anladım. Jimin'e söylerim şirketten gelirken Jung dae'yi alır

-Sağol arkadaşım

+Ne demek

Joy kapatınca arabaya binerek Jimin'i aramaya başladım.

-Evet hayatım

+Jimin müsait misin ?

-Hayır değilim ama karıma bir 5 dakika ayırabilirim

+O kadar sürmez. Eve gelmeden önce Jung dae'yi okuldan alıp bize getirir misin bugün bizimle olacak da ?

-Tamam, şimdi kapatmalıyım seni seviyorum

+Bende seni seviyorum

Telefonu kapatırken aptal gibi sırıtmadan edemedim. Koskocaman 3 yıl geçmişti fakat hâlâ ilk günkü gibi seviyordum onu, aramızdaki bu ilişki bambaşka bir seviyeydi. Evlilik aşkı öldürür diyen herkese ilişkimi örnek gösterip orta parmak çekecek kadar aklımı başımdan alıyordu.

•••••

"Karnımızda doyduğuna göre artık ne yapalım ?"
Dedi Jimin
"Oyun oynayalım!"
Dedi Jung dae, kapı çalınca ayağa kalktım.
"Peki o halde oyun oynayalım"
Dedi Jimin, kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişiyle kaskatı kesildim. Hayal mi görüyordum, yoksa o gerçek miydi ?

"Şey merhaba, ben buraya yeni taşındım. Hemen yan komşunuzum adım Lalisa, yarın bir tanışma partisi veriyorum gelirseniz çok sevinirim"
Uzattığı davetiyeye dolu gözlerimle baktım.
"Ben kötü birşey mi söyledim ? Özür diler-"
Hızla ona sarıldım.
"Üzgünüm Lisa, bencillik ettim ve Jimin'i seçtim ama Tanrı bana acıdı. Seni de karşıma çıkarttı"
Dedim

"H-hanımefendi neler oluyor ?"
Dedi
"Kim geldi Rose ?"
Lisa'dan ayrılıp Jimin'e döndüm.
"Jimin bak"
Dedim, Jimin bir süre Lisa'ya baktıktan sonra bana döndü. Jimin, benim Lisa gitmesin diye tuttuğum elini bırakmamı sağladı.
"Ama Jimi-"
"Teşekkürler yarın geleceğimizden emin olabilirsin"
Dedi gülerek ve davetiyeyi aldı.

Lisa gittiğinde Jimin'e baktım.
"Niye onu gönderdin ? Herşeyi anlatıp bizi hatırlamasını sağlayabilirdik!"
Dedim
"Hayır Rose! Onu korkutup kaçırmadan yavaş yavaş hatırlatacağız"
Dedi
"Haklısın, ben onu bir anda görünce ne yapacağımı şaşırdım."
Jimin beni kollarının arasına aldı.

"Hiçbirşeyi değişmemiş"
Dedim dolu gözlerimle gülerken
"Eğer Lisa burdaysa eminim diğerleri de burdadır"
Dedi
"Jimin ben olanlara hâlâ inanamıyorum"
Dedim yüzüne bakarak, Jimin bana daha da sıkı sarıldı.
"Teyze dışarısı soğuk içeri gelsenize"
Dedi Jung dae, hızla gözlerimi silip ona döndüm.

"Tamam bebeğim"
Dedim, Jimin'le birlikte içeri girip kapıyı kapattık.
"Hadi bakalım Jung dae yatma vakti!"
Dedi Jimin
"Ama dayı~"
Jung dae'nin yaptığı şirinliğe gülümsedim.
"Olmaz! Koş hadi yatağa"
Jung dae oflasada merdivenlerden çıkmaya başladı.

"Hadi bizde yatalım geç oldu"
Dedim
"Tamam sen odaya çık ben birazdan gelirim"
Dedi, onu onaylayarak merdivenleri çıktım. Yatak odasına girmeden önce Jung dae'ye baktım. Yatmıştı, yanına giderek anlını öptüm ve ışığını kapatıp gece lambasını açtım.

Yatak odasına girdiğimde gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. İlgimi Jimin'in mesaj gelen telefonu çekti.
"Hayır bunu yapmayacağ- Lanet olsun"
Kapıyı kontrol ederek Jimin'in telefonu aldım. Şifresini girdikten sonra zaman kaybetmeden mesajlarına girdim.
"İşte buldum seni Soo min"
Diyerek mesaja girdim.

Lee Soo Min:
Bay Park nasıl bir şey istediğinizden biraz bahsederseniz size yardımcı olabilirim ?

Ben:
Sade olsun karım abartı şeyleri sevmez

Lee Soo Min:
Başka ?

Ben:
Asil

Ben:
Asil olsun

Lee Soo Min:
Pekala ben size iki seçenek sunayım siz seçin

Ben:
Bekliyorum

Lee Soo Min:

Lee Soo Min:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lee Soo Min:

Ben:İkinci olsun, daha zarif, sade ve hoş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben:
İkinci olsun, daha zarif, sade ve hoş. Tam karıma layık

Lee Soo Min:
Peki efendim, şimdiden iyi günlerde kullanmanız dileğiyle...

"Ee, seni aldatıyor muymuşum ?"
Korkuyla arkamı döndüm. Jimin kapının pervazına yaslanmış kollarını göğsünde bağlamış beni izliyordu.
"Jimin"
Dedim dolu gözlerimle, gözlerim onun bana olan saf aşkından mı yoksa utancımdan mı dolmuştu bilmiyorum ama iki duygu kapışır gibiydi.
"Böyle bir saçmalığa gerek yoktu. İstesen telefonumu verirdim"
Diyerek elimden aldı ve telefonu masaya koyarak yatağa uzandı.

"Jimi-"
"Uyumak istiyorum"
Dedi beni bölerek
"Annen kafamı karıştırdı yemin ederi-"
"Sadece..."
Diyerek bana döndüğünde gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığıyla daha da utandım.
"...bana güvenmeni isterdim"
Dedi gözlerimin içine bakarak. Gözlerimi ondan kaçırıp yere baktım.
"İyi geceler"
Diyerek yattı.

DESTİNY -3-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin