Chapter 3: Everything Breaks

67 4 7
                                    

Özet:

Jungkook'un görünüşte mükemmel ilerleyen gecesi, bir anda kötü bir gidişat alıyor ve çiftin ilişkisi bir anda bozuluyor.

Notlar:

Merhaba millet!! İşte burada, işlerin çok hızlı bir şekilde ağırlaştığı 3. bölüm (üzgünüm). Sizi bu hikayenin bir roller coaster olacağı konusunda uyarmıştım, değil mi!? Ama sonunda hepsine değecek söz veriyorum :)

Bir sonraki bölüm yakında çıkacak!! okuduğunuz için teşekkürler <3

Bu bölüm için belirli bölümlerin ruh haline uymasına yardımcı olduğunu düşündüğüm iki şarkı ekledim, umarım onları dinlemek size karakterlerin nasıl hissettiğine dair biraz fikir verir (söylenenlerin dışında)

1-)Before you go by Lewis Capaldi
2-)Happiest Year by Jaymes young

Bölüm Metni

Jungkook ufak tefek erkeği kaldırdı, tembelce banyoya girerken ve hemen duşa girerken onu kolayca vücuduna yasladı. Jimin, Jungkook onu geniş küvete oturtup suyu açarak ağrıyan kaslarını gevşetecek kadar ısınmasına izin verirken hafifçe inledi.

Jungkook, sıcak buharların çıktığı duş başlığının altında durdu ve arkasını döndü ve yorgun yüzünde sersemlemiş bir gülümsemeyle kendisine bakan Jimin'e baktı.

Jungkook bu bakıştan asla bıkmazdı.

Jimin elini uzattı ve Jungkook hiç vakit kaybetmeden onu tutup ayağa kaldırdı. Jimin tembelce kendini Jungkook'un kucağına attı ve teninden akan sıcak su hissinin ve sevgilisinin kollarında olmanın getirdiği güvenliğin tadını çıkardı. Jungkook Jimin'i mümkün olduğunca yakınına çekti, aralarında tek bir damlanın geçmesine bile tahammülü yok gibiydi.

Jimin'in vücudunun alt kısmındaki şiddetli ağrı, onu seks sonrası gerçekliğe döndürmüştü ve  sevgilisi ıslak cildine vücut kremi sürerken ve vücudunu şefkatle temizlemeye başlarken, böyle sert bir sevişme seansına girdiği için ona küfretti.

"Sana yavaşlamanı söylemiştim," diye sızlandı Jimin, çenesini Jungkook'un kaslı omzuna yaslamak için yüzünü yukarıya doğru kaldırdı, kolları gevşek bir şekilde uzun olanın boynuna dolandı ve en mahrem derinliklerinde başka bir yumuşak acı hissetti.

"Üzgünüm, elimde değildi" dedi Jungkook, kollarını sevgilisine doladı, omega sadece erkek arkadaşının vücudunun kendi vücuduna bu kadar yakın olmasının hissine kapılmışken sessizce özür diledi.

Duş aldıktan sonra Jimin, Jungkook'un dolabına gidip parmak uçlarını yatakta giymek için alınmış tüm o  ipeksi abartılı seçeneklerin üzerinde gezdirdi. Tabi ki en sevdiği takıma karar verdi ve Jungkook'un da aynı takımın diğer eşini giymekten şikayetçi olmayacağını bilerek Gucci siyah ipek bornoz ve düz kırmızı ipek baksırı üzerine geçirdi.

Açıkça söylemek gerekirse sevgilisi biraz sapıktı.

Saçlarını kurutup kirli çamaşır sepetindeki ıslak havluyu attıktan hemen sonra, Jungkook sevgilisine bir bakış attı ve aynı bornoz ve boxer'ı giydi, onunki sadece birkaç beden daha büyüktü. Jimin, cennet gibi yumuşak olan Jungkook'un yatağına ulaşmayı başaramadan bacaklarının gücünün tükendiğini hissetti.

Başka birinin hayatına bu kadar dahil olma düşüncesi her zaman Jimin'i çok korkuturdu. Kendini sık sık, bu hikayenin sonunda yalnız olup olmayacağını merak ederken buluyordu, bunun hiçbir alfa ya da betanın dikkatini çekememesi ile bir alakası yoktu, açıkça konuşmak gerekirse oldukça çok talep alıyordu.

Onu bu kadar huzursuz hissettiren, boş ver deyip hayatının geri kalanında bekar kalmasına neden olan, bu derin bağlılık düşüncesiydi ama bunların hepsi Jungkook 'la tanıştığında bu düşünce durmuştu. Bu işkolik, mükemmeliyetçi bir alfayla birlikte yaşadıkları ilişkilerindeki zorlu yaralara rağmen hayatı boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştı.

His Lips are Dripping Honey/ çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin