Edim'den;
Hava yağmurlu ve soğuktu. Yağmur toprak kokusunu daha da şiddetlendirmiş her nefeste toprağın kokusu genzi yakıyordu. Yağan yağmur bulutların gözyaşlarıydı belki de. Benim gibi içine akıtmıyordu bulutlar gözyaşlarını. Kimseden çekinmeden akıtıyordu. Benimse içimde birikiyordu.
Önümde ıslak toprak, toprağın altında ise abim. Bu dünyadan gideli sadece 1 ay olmuştu. Ondan geriye kalan ise bana emanet olan 1.5 yaşındaki yeğenim "Kaner" di.
Abim yani Arslan benden 2 yaş büyüktü. Çocukluğumuzdan beri hep gezmeyi ve eğlenmeyi sevmişti. Bense hep etrafıma yüksek yüksek duvarlar ören evde kendimle başbaşa kalmayı seven bir çocuktum. O hep gezer tozar evden kaçardı. Bense örnek çocuktum.
Ailemizden kopmasına da bu sebep olmuştu. Kendi hayatını yaşama isteği. Üniversiteden mezun olduktan sonra bir kızla tanışmıştı Arslan. Hayatının aşkıyla. Ama babam onun sevdiği kızın ailemize layık olmadığını düşünürdü. Onları ne kadar ayırmak istese de onlar inat gibi o kadar daha yakınlaştılar. Kimseden habersiz evlenince de babam evlatlıktan reddetmişti Arslan'ı.
Ama bu bile ayırmamıştı onları kendi hayatlarını kurmuşlardı. 1.5 sene önce de dünyalar tatlısı oğulları doğmuştu. Tabi ki bu çocuktan kimsenin haberi yoktu. Arslan'ı evlatlıktan reddeden babamın hiç haberi olmamıştı. 1 ay önce de trafik kazasında 2'si de ölünce Kaner'i alıp kendi evime getirmiştim.
Şimdi eve getirmem gereken kişi, 2 senedir sevdiğim kızdı. Aslında onu yanıma hemen almayacaktım daha vakit vardı ama sosyal hizmet Kaner'e tek başıma bakamayacağımı, bekar bir baba olarak bunu yapamayacağımı söyleyince Akel'i yanıma alma planım mecburen öne çekilmişti.
Onunla evlenip hem sevdiğim kızı hem de yeğenimi yanımda tutabilirdim. Bugün evime getirecektim onu. Adamlarım onu iş çıkışında getireceklerdi yanıma. Vakit geldi güzelim artık vuslat vakti.
.
.
.
Akel'den;"Hadi Feyzan geç kalacaksın!" Feyzan uyuşuk ev arkadaşım. Onunla 3 sene önce babaannem öldükten sonra tanıştık. Ben babaannemin mezarına gitmiştim. O da yetimhanede kalıyormuş ama yaşı 18 olunca kaçmış yetimhaneden. O gün tanışmıştık ve ikimizin de başka kimsesi olmayınca birlikte yaşamaya başlamıştık. Daha sonrasında da birbirimizin kardeşi olduk zaten.
Ev geçindireceğimiz için üniversite okumaya fırsatımız yoktu. Ama hayatımızdan memnunduk. Ben bir kafede Feyzan ise bi otelde garsondu. Yetimhanede boş vakitlerinde yabancı dil öğrenmişi ve iyi bir otelde çalışıyordu şimdi.
"Geldim, geldim hadi çıkalım."
.
🕛🕧🕐Yine yorucu bir günün ardından işten çıkmıştım. Akşam karanlığında otobüs durağına yürürken köşeden birkaç adam çıkınca korkmuştum. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp biran önce ana caddeye çıkmak istiyordum. Ben hızlandıkça onlar da hızlanınca artık koşmaya başlamıştım. Tabi ki iri yarı adamlar oldukları için aramızdaki mesafe çok açılmadan beni yakalamışlardı.
"Bı-bırakın beni"
"Yenge korkma amacımız kötü değil sadece seni abiye götürmemiz lazım."
"Gelmeyeceğim hiçbir yere. Bırakın beni. Tanımıyorum ben kimseyi"
"Yenge maalesef bırakamayız zorluk çıkartmazsan güzelce gideriz."
"Yenge deyip durma bana ya, ayrıca bırak beni İMDAA-"
Cümlemi bile tamamlayamadan karşımdaki iri cüsse eliyle ağzımı kapatmıştı.
"Ah be yenge"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ BEYAZI
Teen FictionKüçük yaşında anne ve babasını kaybetmiş babaannesiyle yaşayan bir genç kız; Akel Toprak Gözü işten başka bir şeyi görmeyen ama sadece 1 kere gördüğü o gözlerle aklı ve kalbi savaş alanına dönmüş olan bir genç adam; Edim Sayer ............ 2 senedir...