4. Bölüm

33 8 12
                                    

Pikniğin üzerinden 1 hafta geçmişti ve Miraç ile görüşmüyorduk. İkimizden birisinin adım atması gerekiyordu ama adım atan yoktu. Aramızdaki mesafeye bir çözüm bulmak istiyordum. Neden bilmiyordum ama istiyordum işte. Numarasını almayı düşündüm ama bir türlü adım atamadım. Gün ağırana kadar uyumamıştım. Aklımı karıştıran düşüncelerime odaklanmıştım. Gözlerim ağrımaya başlayınca yerimde biraz daha rahat bir pozisyon alarak gözlerimi kapattım. Hafiften uyanmaya başladığım da evden gürültülü sesler geliyordu. Algılayamıyordum. Aşağıda çok insan olmalıydı çünkü çok ses vardı. Kavga edilmiyordu ama kalabalık olduğu belliydi. Sersem bir şekilde yerimde doğruldum.

Miray hızlıca kapıyı açarak direkt kapattı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Yanıma gelerek sarıldı. O an ne olduğunu anlayamadım, direkt ben de sarıldım. Hevesli hevesli gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı "Sen mutlu olmadın mı?" dedi. Şaşırarak "neyden mutlu olmadım mı?" dedim. "Deniz'e gideceğiz, başka insanlarda olacak onları tanımıyorum." dedi. "Daha yeni uyandım kimse bana bir şey demedi, belki de gelmem, ne zaman gidilecek güzelim?" dedim. "Ben de bilmiyorum ki, dedem seni uyandırmamı söyledi. Hem Miraç abi de gelecek şuan arka balkonda oturuyor" dedi. Miray bu cümleyi kurarken dedemin beni çağırtmasına mı yoksa Miraç'ın de gelecek olmasına mı şaşırayım bilemedim. Miray kıkırdayarak kapıya doğru ilerledi. "Hadi acele et bekliyoruz" diyerek çıktı.

Ne hazırlayacağımı düşünürken yataktan kalktım. Birden gözlerim hafiften kararmaya başladı. Dengemi sağlayarak dolabın önüne geçtim. O sır annem kapıyı tıklatarak içeriye girdi. "Oğlum ben senin için eşya hazırladım bak burada. Eğer içine bir şeyler daha koymak ister misin bir bak. Sonra üzerini hemen değiştirde gel, biraz acele et oğluşum." diyerek tebessüm ile odadan çıktı.

Yatağımı toplayıp hemen bir duşa girdim. Saçlarımda ki ıslaklığı bir havlu ile alıp dolabıma yöneldim. Dizlerime kadar gelen siyah şort ile beyaz tişörtümü giydim. Sırt çantamın içerisine gerekli olduğunu düşündüğüm bazı şeyleri koyarak elime annemin hazırladığı çantayı aldım. Odadan çıkar çıkmaz babaannem'i gördüm. "Oyyyy kuzum uyanmış" diyerek şevkat ile bana bakıyordu. Elimde ki çantaları kapı girişine bırakarak babaannem'e sarıldım. Evde ki kalabalık sanırım gitmişti. Oturma odasına doğru baktığımda Miraç'ın ailesi de içerdeydi. Mutfağa geçip kendime bir şeyler hazırladım. Acele ile yiyerek etrafı toparladım. Annem 5 dakikaya gideceğimizi söylemişti.

Mutfaktan çıktığımda hafiften Miraç ile çarpıştık. Biraz daha yaklaşsa ellerimiz değecekti. İçim yine bir tuhaf olmuştu. Miraç ile en ufak bir temasımızda böyle hissediyordum. Dizlerinin biraz üzerinde gri bir şort ve kırmızı bir tişört giymişti. Ben onu hafiften süzmeye başladığımds o da bana bakarak beni süzüyordu.
Öylece birbirimize bakarken birden Miray aramıza girerek sessizliği bozmuştu. "Abilerim hadi annemler çağırıyor acele edin ya" diyerek koşa koşa annemin yanına gitmişti. Miraç yanımdan geçerek su içmek için buzdolabını açmıştı. O su içerken çaktırmadan onu izliyordum. Bakışları bana döneceği sırada hemen bakışlarımı geri çektim.

Dış kapıya doğru giderken Miraç'ta arkamdan geliyordu. Dışarı çıktığımızda kimse yoktu. Etrafa bakıyorduk ama bizimkiler yoktu. O sıra Miraç'ı birisi aradı. "Tamam  ne zaman gelir?" diye sormuştu. Kısa süren telefon konuşmasından sonra bana dönerek "bizi beklemeyip gitmişler. Ama babamın kuzeni akif abi götürecek bizi. Sanırım 5 dakikaya burada olur" diyerek tebessüm etmişti.

Evin oradaki bank'a oturarak akif abisini beklemeye başlamıştık. İkimizde konuşmuyorduk. O sıra bir araba durdu, kafasını camdan dışarıya çıkartarak hafif tebessüm ederek bizi yanına çağırmıştı. Ayaklanıp hemen Akif abinin olduğu yere doğru gittik. Miraç ile beraber yolcu koltuğuna oturduk. Tahmini yol 1-1,5 saat sürecekti.

Taha&MiraçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin