1. Bölüm

154 12 37
                                    

PARAGRAF ARALARINA YORUM YAZAR MISINIZ? 🦋

Yaz tatili olduğu için memleketimize gidecektik, çocukluğumun geçtiği sokaklara, uzun zaman sonra ilk defa bugün adım atacaktım. Heyecan ve tedirginlik karışımı bir duygu içerisinde idim. Gece uyku tutmadığı için balkona çıkmıştım. Kulaklığımı takıp şarkı dinliyordum. Bir yandan da yıldızları izliyordum. "Pera - sevdiğim kadın" şarkısı çalmaya başlamıştı. O ân düşünceye daldım. Bu yaşıma kadar bir kızdan aşk yönünden etkilenmemiştim. Acaba? Dedim kendi kendime.. Geçmişimi düşünmeye başladım ama bir cevap bulamamıştım. Daha sonra kendimi teselli etmek için " daha 17 yaşındasın, duyguların açılmamıştır kafanı yorma" diye içimden geçirdim. İç çekip, odama geri döndüm.

Sabah olmuştu. Kardeşim uyandırmaya gelmişti. Omuzuma dokunurken birden bileğinden tutup yanıma çektim. Tek gözümü açarak gıdıklamaya başladım. Kahkahalar atıyordu. Annem yanımıza gelip, kahvaltıya çağırmıştı. Kardeşim hemen kalkıp gitti. Yüzümü yıkayıp, masaya oturdum. Kahvaltı için ya da ev işlerinde anneme yardım etmeyi severdim ama bu sabah uykusuzluktan dolayı yardım edememiştim. Kahvaltı bittikten sonra annem ile beraber sofrayı toparlayıp, bulaşığı halletmiştik. Hazırlanıp yola çıkmıştık. Memleketimiz olan Aydın'a gidiyorduk.

Yol boyunca dışarıyı seyrederek, şarkı dinliyordum. Hafiften gelen mide bulantımı bastırmaya çalışıyordum. Kardeşim her yolculuğumuz da mutlaka naneli şeker alır, bana verirdi. Biraz da olsa iyi hissettiriyordu.

Canım sıkılmaya başlamıştı ama yapacak bir şey yoktu. 5 saatlik yolculuk nasıl bitti anlayamamıştım bile ki Aydın'a varmıştık. Burada 1 ay babaannemler de kalmayı düşünüyorduk. Dedem ile aram bozuk olsa da babaanneme kıyamazdım. O benim için çok ayrdır. Babaanemlerin evinin önünde durmuştuk. Arabadan iner inmez aceleci bir şekilde nefes alıp vermeye başlamıştım. Ama midem hâlâ biraz kötüydü. Annem kardeşimi alıp içeriye geçti. Babam ile beraber valizleri içeriye taşıdık. Babaannem görür görmez mutluluk çığlığı atmıştı. Dedem yoktu, büyük ihtimalle camideydi.

Babaanem ile sarılıp, koklaşmıştık. Dedem içeriye girer girmez kardeşim Miray hemen dedem'in boynuna atlamıştı. Annem ve babam Dedem'e sarılıp elini öpmüştü. Dedem göz ucu ile bana bakıyordu. Annem ile babam evde binlerce kez elini öpmem gerektiğini söylemişti. Öpmezsem edepsiz lakabından kurtulamayacktım sanırım. Annem ve babamın bakışlarına katlanamayarak homurdanıp, elini öpmüştüm. Yorucu bir günün ardından yemek yiyip, biraz sohbetten sonra uyumuştuk.

Sabah 8'de uyanmıştım. Genel olarak hep o saatte uyanırdım. Ev halkı hâlâ uyuyordu ben de bir dışarıya göz atayım demiştim kendi kendime. Hava biraz sıcaktı, malûm yaz ayı. Eşofmanımı çıkartıp valizden şortumu alıp giymiştim. Yüzümü yıkayıp, yavaş adımlarla evden dışarıya atmıştım kendimi. Apartman'dan çıkarken bir tuhaf hissediyordum kendimi.. Her adım attığım da etrafı süzüyordum. Bazı tanıdıklarla karşılaşmıştım, herkesle selamlaşıyordum.
Etrafta gezinirken sokakta ki köpeklere yiyecek bir şeyler veren bir genç çocuk gördüm. Benim yaşlarım da olduğu belliydi. Köpekler yemeği yerken onları izliyordu. Gözlerinin içi gülüyordu. Hafiften tebessüm ile onları izlemesi kalbim de nedenini bilmediğim farklı bir his oluşturmuştu.. Anlam verememiştim.

Daha sonra oradan ayrılıp, eve doğru ilerledim. Saat 10 olmuştu. Babaannem kahvaltıyı hazırlıyordu, annem içeriyi topluyordu. Babam Miray'a bir şeyler yediriyordu, dedem televzyon izliyordu. Ben babaannem'e yardım etmeye giderken dedem çağırdı, telefondan anlarsın sen bi bak şuna dedi. Bir şey gösterdi, hallettim. Daha sonra kahvaltı yapıp, hep beraber etrafı temizledik. En sonunda her şey bitmişti. Annem kahve yapıp getirdi, ben sevmezdim. Kardeşim ile bize meyvesuyu getirmişti. Öyle sohbet ederken komşular gelmişti. Hepsi ile sarılıp, muhabbet ediyorduk. Mihriban teyze'nin de torunları gelmiş ondan bahsediyordu. Babaannem " Taha kuzum da büyüdü, elime doğmuştu. Şimdi kocaman delikanlı olmuş, babaannesini görmeye gelmiş." diyerek başımı omzuna yaslamıştı. Gelen misafirleri ağırlıyorduk. Hepsi ne kadar büyüdüğümden bahsediyordu. Donuk bir çocuk olsam da neşeli insanların yanında yumuşacık oluyordum.

Taha&MiraçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin