35

244 23 20
                                    

Kapıyı açmaya gittim ve deliğinden bile bakmadan açtım. Karşımda Ares'i bekliyorken pişkin pişkin sırıtan onu gördüm. "Ne işin var senin burada?" Diye sordum yüzüne iğrenerek bakarken, o ise sadece gülüyordu.

"Aptal aptal sırıtma bir vururum yeri öper geri gelirsin!" Diye tısladım sinirle. Dudaklarını yalayıp kahkaha attı. "Hadi ya yapsana!" Dedi kahkahası daha da artarken, kaşlarımı çatıp ona baktım.

"La yürü git Allah'ın delisi seni!" Diyerek kapıyı kapatmaya çalıştım ama araya ayağını koyup beni durdurdu ve kapıyı iterek geri açtı. Eline vurup kapıdan çektim ve içeri atmış olduğu adımlarını geri çektirdim.

"Misafirperverliğini bana da göstersene!" Dedi zevkle gülerek ve telefonunun ekranını bana çevirdi. Ekranda Hamuş, Ferru ve Götoş benim eve girerken çekilmişti.  "Güzel çıkmışlar?" Dedim sorar gibi, "Bununla ne yapmamı bekliyorsun?"

Telefonunu kapattı ve cebine koydu, "Üç kişiyle birden mi?" Diye sordu, inanamayarak gözlerimi açtım ve onu göğsünden ittirerek geriye gitmesine sebep oldum. "Ne diyorsun lan sen?"!

Sinirlendiğim an gülmeye başlamış zevkle çileden çıkmamı bekliyordu. Niyeti anlaşılmıştı, sadece beni sinirlendirmek istiyordu. "Bir kişi neyine yetmedi?" Diye sordu gülüşü devam ederken. Yumruğumu sıkıp sakin olmaya çalıştım. "Bilmem onu sana sormak lazım?"  Yüzü düşmüştü bu sefer gülen bendim.

"Kimseyi elimde tutmayı beceremiyorum diyeceksin." Dedi dişlerini sıkarak, kahkaha attım ve düzelttim. "Ben doyumsuz bir şerefsizim diyecektin sen de." Sinirle soluyup üzerime doğru bir adım attı. Kollarının altında güvenle durduğum kollar şimdi beni boğmak için can atıyor gibiydi. Güldüm ve onu yeniden ittim. "Hayatımda gördüğüm en aşağılık varlıksın biliyor musun?" Diye sordum acımasızca.

"Sen de öyle."

Güldüm. "Öğrenemem sandın değil mi?" Diye sordum, tek kelime etmiyordu devam ettim. "Ulan hiç mi utanmadın yüzüme kardeşim demeye? Hiç mi demedin lan ben ne yapıyorum, nasıl yapıyorum? Hoş muydu hoşuna gitti mi? Ne geçti eline hadi göster hadi!"  Bağırıyordum elimde olmadan ona karşı o kadar dolmuştum ki bunu bir türlü gideremiyordum. "O seni sevmiyordu Aysima o aptal beynin bunu ne zaman anlayacak?"

"Hangisi?" Sorduğum soruyla durdu ve sustu. "Hangisi cevap versene!" Üzerine gitmeye başlamıştım. "Lan ben sana anlattım onu baştan sona kadar. Ne kadar sevdiğimi söyledim, hissettiğim hiçbir duyguyu sana anlatmamazlık yapmadım. Ama sen ne yaptın? Sana anlattığım kişiye aşık oldun! Bu nasıl bir hareket böyle ya? Sen nasıl bir varlıksın?!"

"2 yıl boyunca hiçbir şey yapamadın yapamadığını ben yaptım diye mi söylüyorsun tüm bunları?!" Yutkundum ve susup yüzüne baktım, bu o olamazdı, nasıl karartmıştı gözünü böyle. Bu kimdi? "Ne söyleyebildin ne karşısına çıkabildin ben cesaretli olduğum için suçlu mu oldum? Seni sevmeyecekti zaten bu açıkça belliydi. Fırsatı kaçırsa mıydım?" Cümlesi biter bitmez bir tokat atarak yüzünü yüzümden uzaklaştırdım ve acırcasına ona baktım. "Onca yıla yazık yemin ederim, keşke seninle hiç tanışmasaydım!" Eve doğru geçerek kapıda durdum ve biraz bekledim. Susmuştu ama yüzü gülüyordu bir şeylerin olduğunu anlamıştım ama biraz geç olduğunun henüz farkına varamamıştım. Ta ki gözlerim onu bulana kadar.

"Ares?.."

Gözleri gözlerimi bulduğunda olduğum yerde donakaldım. Ares onun yanına giderken ağlamaya başlamıştı. Şaşkınlıkla onları izliyordum. Ares kolundan tutarak yüzüne baktı, "İyi misin?" Diye sordu. Ağlayarak kafasını Ares'in göğsüne gömdüğünde şok içinde sadece bakıyordum.

Ares gözlerini bana çevirdiğinde yemin ederim bana kurduğu oyunun altında ezildiğimi hissetmiştim. "Senden beklemezdim." Dedi net sesiyle, evden çıktım ve yanına yaklaştım. Ama onun vücuduna sarmış olduğu kollarını görünce bir adım geriye çekildim ve yutkundum.  "Beklenilmedik şeyler yapan ben değilim."

"Aysima sen onun arkadaşıydın..."

Kaşlarımı çattım bu sırada gömmüş olduğu kafasını yavaşça yana çevirip gülümsedi, ona doğru bir adım atmış ama kendimi durdurup dişlerimi sıkmıştım. "Evet arkadaşıydım ama o hiçbir şey bırakmadı. Üs.." "Yeter! Bir de kendini savunuyorsun." Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum. "Bir daha ona dokunursan..." dedi ve sustu, ama o sırada arkamdan bir ses geldi. "Ne olur?"

Kafamı çevirip Götoş'un yüzüne baktım. Yanıma geldi ve Ares'in karşısına geçti. "Ortalıkta dönen oyunun farkında değil misin hâlâ?" Diye sordu, Ares ona doğru bir adım atıp yüzüne baktı. "Evet farkındayım, yalanların da farkında olduğum gibi." Diyerek kafasını bana çevirdi. "Biraz da seninkilerden bahsedelim," dedi Ferru gülerek yanımda dururken, hemen ardından Hamuş söze girdi.

"Evdeydin?" Ares yüzünü Hamuş'a çevirdi. "Sen de mi?" Kafasını zevkle salladı, "Ne o da mı?" Diye sordum. "Hepiniz bir misiniz?" Diye sordu. "Seninle birdik ama anlaşılan biraz sarsıldık yine ya!" Dedi Ferru dalga geçerek. "Siz benimle değil miydiniz?" Diye sordu Ares. "Biz kimseyle değiliz Ares, gözün kör olmuş artık senin, açmaya çalışıyoruz ama sen ısrarla görmemeye devam ediyorsun. Bu kız baştan beri yalan söylüyor ne zaman anlayacaksın bunu?"

Arada kalmış, susmuş yüzlerine bakıyordum. Ares ne yapacaktı bundan sonra? Kime inanacaktı? Bundan sonra ne olacaktı bize, onlara ve ona?

Belayı Çağırmak | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin