17 saatlik yolculuğumuz sonunda bitmişti. 17 saatten uzun sürmüştü yolculuğumuz arada molalar vermiştik.
Okulların açılmasına 2 gün vardı. Okulun ne bir pansiyonu ne de lojmanı vardı.
Bu yüzden kiralık ve eşyalı bir ev bulmamız gerekiyordu.
Gelişmiş bir köy olarak görünse de çok fazla gelişmiş değildi. Etraf hayvancılık ile uğraşan, tarla bağ bahçe işleriyle uğraşan insanlar ile doluydu. Kalabalık bir köy gibi değildi.
Köyün kahvehanesinin önünde durup arabadan önce ben inip daha sonra da Eymeni indirdim ve elini tutarak kahvehaneden içeri girdik.
Amcalar ve gençler bize merak ile bakıyordu.
"Selamın aleyküm. Biz köyün muhtarı ile görüşecektik kendisini nerede bulabilirim."dedim kalabalığa doğru.
Herkes "ve aleyküm selam"derken bir amca;"Buyur hanım kızım ben köyün muhtarı Zafer."diyerek ayağa kalktı.
Onun olduğu masaya ilerleyip boş sandalyeye Eymeni oturttum. Yandan boş bir sandalye alıp ona da ben oturdum.
"Genç bize bir çay ve varsa meyve suyu getirebilir misin?" dedim elinde tepsi ile bize bakan 15-16 yaşındaki genç çocuğa karşı.
"Merhaba Zafer bey ben Liya Aktan. Buradaki liseye Edebiyat öğretmeni olarak atandım. Ve kiralik bir ev bakıyoruz"dedim.
Önümüze koyulan çay ve meyve suyuna bir bakış atıp teşekkür ettim. Pipetini taktığım meyve suyunu Eymen'in önüne bıraktım ve "Başka bir isteğin var mı bebeğim?"diye sordum.
"Hayır anne."dedi ve gülümsedi. Bende ona gülümseyip Zafer beye döndüm.
"İyi hoşta öğretmen hanım kızım köyümüzün tüm öğretmenleri burada kalmaz ilçeden gelir gider."dedi.
"Gelmeden önce araştırdığım kadarı ile köyünüz ilçe merkezine 20 KM uzakta kalıyor."dedim.
"Evet kızım köyümüz il merkezine 117 KM, ilçe merkezine 20 KM uzaklıkta."dedi Zafer bey.
"O zaman 20 km 30-35 dakikalık bir yolculuk eder. Ve bu benim için oldukça fazla bir yolculuk olur."dedim.
Zafer bey ve masada konuşmaya ortak olan amcalara baktığımda düşünür gibi bir halleri vardı.
Eymene baktığımda meyve suyunun pipetini dudakları arasına almış etrafa meraklı bakışlar atıyordu.
Onun bu tatlı hali beni gülümsetti.
Eymen yaşıtlarına göre biraz farklıydı. Üstün zekalı olarak belirtilmişti.
Mesela 7 aylık olduğunda anlık olarak yeni kelimeler söylemeye başladı. Bu kelimeler "merhaba", "anne", "seni seviyorum" şeklindeydi.
Bazı kelimeleri kime ve neye karşı kullanacağını biliyordu. 1 yaşında ise "köpek nasıl bağırıyor?" diye sorulduğunda Havhav sesini çıkarabilmekteydi.
(Üniversitede özel yetenekli çocuklar ve dil gelisimleri başlığı altında buna benzer bir konudan bahsetmiştik. Bu konu hakkında birkaç bilgiye sahibim.)Doktorumuz ise zaten öncesinde belirtmişti "Gelişim diğer çocukara göre daha hızlı ve farklı olacak."diye.
Siyah saçlarında beyazlıklar olan amca bulmuş gibi kafasını kaldırıp 'Zafer!' diye seslendi.
"Bu rahmetli fadik'in evi var ya. Kimi kimseside yoktu. Orası olmaz mı ki?"diye sordu.
Zafer beye baktığımda düşünür gibi bir hali vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaklardan Yakınlara
Roman pour Adolescents24 yaşında, Anhidrozisli Konjenital Ağrıya Duyarsızlık Sendromuna sahip, ailesini trafik kazasında kaybetmiş, sorumlulukları olan genç bir öğretmen. Liya Aktan...