-4-

87 6 2
                                    

içeri doğru döndüğümde kapının çarptığını hissettim. kafam öylesine dağınıktı ki Zeynebin mimiklerine anlam veremiyordum. Kafası karışık Yağızın yanına oturdum ve kolundan dürttüm. Gülümsedi. Cevap bekler gibi gözlerimi iyice açmış gülümsüyordum. zeynep kucağına Buseyi almış şirinlik t-yapıyordu. Kafalarını dağıtıp iyi olmalılardı. Lafı evlerinden açtım. "Nerede yaşayacaksınız? yapayalnız." Dediğimde bilmiyorum der gibi büzüşen dudaklarla karşılaştım. Bulana kadar burada kalsınlar istiyordum ama kafamdaki sorular sormama engel oluyordu.Ya yanlış anlarsa, daha yeni tanıştık ya kötü bir niyetim var sanarsa? O anın şaşkınlığıyla söyleyiverdim." Bir süreliğine bizimle kalın. Zaten Zeneple yalnızız fazladan 1 odamız var. en azından bir ev bulana kadar." Yağızın şaşkın bakan gözleri büyümüş bana bakıyordu. Buse koşarak kucağına atladı. Mutlu görünüyorlardı. " hadi ama hem evde yardım edebileceğin bir su borusu var." Gözleri öne düşmüş halıyı inceliyordu. Sadece ev bulana kadar dediğinde çılgınca mutlu oldum. O sırada gözlerim Zeynebin o pislik gülüşüne çarptı. Bu imalı bakışları biliyordum.

Zeynep BUseyi uyumaya götürürken biraz konuşma imkanımız olmuştu. Bu anki sessizliği adımı söyleyerek bozdu. "Hira... Güzel bir isim, ilk kez karşılaşıyorum." Bir an gülümsedim. "bilmiyorum. Annem koymuş. evet farklı" Gözünü masadaki elmalara dikmiş gülüyordu. "Elmalar çok güzeller, çok severim" iki tane alıp birini ona uzattım. Biraz çekingen duruyordu. Bu yüzden ondan önce davranıp elmadan koca bir ısırık aldım. Utanmamalıydı. Konuştukça iyileşiyor,düzeliyordu.

Saat 3'e yaklaşırken konu filmlerden açılmıştı ki uykusuz Zeynep odaya atlamıştı. O durumuyla hep karşılaştığım için azar yemeden ayağa kalkıp ellerimi kaldırdım. "Tamam anneciğim uyku vaktii." Yağız kahkaha atmıştı ki ben buna çok şaşırmıştım. O gülüş öyle etkilemişti ki bir an ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir insanın gözleri böylesine gülebilir miydi? Her zaman gözlerine bakarken yakalanıyor ve utanıyordum. Bu sefer Zeynebin "Hira" diye haykırmasıyla kendime geldim. benim yerimde Buse yatıyordu. Kardeşinin yanında yatması gerktiğini söyleyip yanına kıvrıldı. perdeleri kapatıp odadan çıktım. Bende Zeyneple yatacaktım. İçimde bir huzur, bir mutluluk vardı.

                                                                                    ***

Sabah uyandığımda mutfaktan tabak sesleri geliyordu. Kıkırdayanları seçmek güç değildi. Kahvaltı hazırlanmış gibiydi ki ekmek kokuları burnuma geliyordu. Kalkıp aynaya baktığımdaistemsizce yüzümü buruşturdum. Sabah sabah beni böyle görenler eminim benden iğrenirlerdi. saclarımı ellerimle düzelttim ve tepeden topladım. Yataktan kalkar kalkmaz üstümü değiştirmek pek adetim değildi ama evde başkalarının olduğunu düşünürsek mutfağa böyle gidemezdim. üstüme siyah eşorfmanlarımı geçirip banyoya gittim. tekrar aynaya baktığımda değişen pek birşey yoktu. Aşağıya doğru minik adımlarla indim. ilk gözüme buse çarpmıştı. Bir adım geri çıktım ve heyecanla kalan 4 merdiveni ikişerli olarak indim. tam karşımda sandalyesinde uyuklayarak etrafa bakıyordu. Oradaydı tam karşımda. koşarcasına atıyordu kalbim. Hiçbir şeyin farkında değildim. refleks olarak elim kalbime gittiği an gözgöze geldik. Hızlıca masaya yöneldim ve gülümseyerek günaydın dedim. gülümsememe rağmen Zeynep "günaydın huysuz" demişti. Zeynep sofrayı donatmıştı. kimse pek birşey yememişti ama Zeynep her zamanki gibi tabağını tepeleme doldurmuştu. Ne yerse yesin kilosundan artmadığı için şanslı olmalıydı. Pek birşey yenmeden biten kahvaltı hızlıca toparlanıverdi. Büyük bir sessizliği yine yağız bozmuştu. "Bir yerlere gidelim." Bu fikirine ciddi anlamda şaşırmıştım. yağızdan pekte beklenen bir tavsiye değildi. Birlikte birşeyler yapmak güzel olurdu. Ama nereye gidecektik.Zeynebe sorsak cevabı lunapark olacaktı ki ben nefret ederdim. Zeynep hayatında hiç gitmemesine rağmen orayı çok severdi. Tam tahmin ettiğim gibi biz daha sormadan "lunapar" diye atladı. Yağız şaşırmıştı ama bozuntuya vermedi. Buse de Zeynebi destekleyerek sevinç kahkahaları attı. Sırf bu kahkahalar için oraya katlanabilirdim sanırım. 

Taksi ilerlerken bir tarafta Zeyneple Buse şarkılar söylüyor bir tarafta Yağız derin düşünceler arasına dalıyordu. Onu izlediğimi fark ettiğinde yeniden kızarmıştım ama  hiçbir zaman utandığımı yüzüme vurmuyordu. geçiştirmek için "lunaparkı sever misin" dedi. Bu soruyu pek sevmezdim çünkü lunaparkla ilgili hiçbirşeyi sevmiyordum. "pek değil ama gidiyoruz işte. İçimde sadece kötü bir his var. Taksinin durması sözüme devam etmemi engellemişti. Hemen dışarı atlayıp önümüzdeki devasa oyuncaklara baktık. İçeri girmeden önce birşey beni oradan uzaklaştırıyordu. Engellemek istiyor gibiydi sanki. Ben o düşünceyi tamamlamadan büyük demirlerin arasından içeriye girdik. Buse mutlu görünüyordu etraftaki çocukların kahkhaları beni ve Yağızı güldürmeye yetmişti. Etrafı incelerken gözüm gözleri yaşlı Zeynebe takıldı. Çökmüş görünüyordu. " Hira burda.O burda. Yeniden karşımda" diye haykırmıştı adeta. ona doğru adım atmamla kucağıma yığılması bir olmuştu. "Zeynep!!"

PENCEREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin