belki olaylar ilk bölümle aynı belki değil eHe
Yavaş yavaş ilerliyorum 🥱 - aklına HAKAN YAVAŞŞŞ gelmeyen de ne bilim ĞAMSŞAKSPALSSĞAL-
|~|~|~|~|~|~|~|~|~|~|
Sabah 7de uyandım. Banyoya gidip günlük rutinleri tamamladım ve odama döndüm. Sessizce okul üniformalarımı giydim ve uyuyan Cemre'nin üzerini örtüp, çantamı aldım ve odadan çıktım.
Annem ve babam mutfakta kahvaltı yapıyorlardı. Bunu seslerinden anlamıştım.
Biliyorum çok zekiyim.
Onların yanına doğru yürümeye başladım, kapının önüne geldiğimde annemin söylediğiyle donakaldım.
"100.000'i nasıl buluruz?"
"Bilmiyorum Ayşen, bilmiyorum."
"Ne 100.000'i?"
Önce birbirleriyle bakıştılar sonra annem babamın sözünü kesti.
"Yok bir şey kızım. Kahvaltı yapacak mısın?"
"Kahvaltı bir dursun. Size bir soru sordum, bana söyleyebilirsiniz."
Tekrar göz göze geldiler. Bu sefer biraz bakıştıktan sonra babam söze girdi;
"Alya'nın tedavisi için bir hastaneyle konuştum. Ameliyatı yapacak doktor Türkiye'ye gelmiş bir süreliğine.." Şimdi taşlar yerine oturdu. "Ama ameliyat için 100.000 istiyorlar."
"Oha ama ya. O kadar az olmamış mı, 500.000 deselermiş keşke(!)" dedim ve göz devirdim.
"Neyse kızım sen bunlara kafanı yorma. Hadi okuluna git, zihnin açık olsun inşallah."
"Kendine dikkat et bir tanem."
İkisini de öpüp hiçbir şey demeden evden çıktım.
Kafam çok doluydu. Şu; hastane, doktor, para ve en önemlisi Alya..
Ben ne yapabilirim ki?
Elimden ne gelir?
Elimden gelecek ve hatta gelmeyecek her şeyi yapmaya hazırım!
Okula nasıl geldim bilmiyorum. Koridorda ki neredeyse herkes panonun önünde toplanmıştı. Ne olduğunu merak edip bende gittim. Aralarından geçerek görebileceğim kadar öne geldim.
"Bursluluk Sınavı!
Hey, sen! Zekana güveniyor musun?
Evet mi?
O zaman bu hafta sonu yapılacak denemeye gel.
Eğer gerçekten zekiysen ödül senindir!
Ödül: 250.000
Demirkan Holding
Harbi misin!
Neyim ben, Allah'ın şanslı kulu falan mı?
Broşürün fotoğrafını çekip, müdür yardımcısının odasına koşarak gittim. Uçmuş bile olabilirim. Belki de Sonic'e (mavi kirpi) dönüşmüşümdür.
Kapının önüne gelince bir kaç saniye durdum ve soluklanmayı bekledim. Nefesimi düzene sokunca kapıyı çaldım. İçeriden "Gel." sesini duyar duymaz kapıyı açıp girdim.
"Merhaba hocam, ben hafta sonu yapılacak deneme için gelmiştim. Başvuru için."
Bana bakıp gülümsedi ve bilgisayardan birkaç şey yaptı. Arkasında ki dosyadan birkaç kağıt çıkardı ve bana uzattı.