1.

593 24 4
                                    

   -saat : 02.27-
  Fizikten nefret ediyorum aslında suç bende neden bir haftalık ödevi son güne bırakıyorsun ki Leya! Hayır yani koskoca bir hafta hiç mi sıkılmadın yatmaktan bir saat da kalkıp yapsaydın şu ödevi. Neyse kendi kendime konuşmaktan deli olucam, zaten bitti söylenememe gerek yok en azından uyuyabilicem sonunda.

   -saat : 07.13-
   Okul sivil giyinmemize izin verdiği için istediğimi giyebiliyordum ama ben hiç ne giyicem diye düşünmem tabii elimle kattığım iki parça kıyafeti giyer çıkardım yine öyle yaptım; beyaz gömlek, ekoseli (kareli) etek ve siyah kumaş ceket.
   Babam müdür olduğu için okula birlikte gidiyoruz bu yüzden gecikme gibi bir lüksüm yok 'her zaman tam vaktinde'.

-Hoşgeldin Leya.
İşte tanıştırayım kalbimin üç odasından           birinin sahibi Tuana(m)
-Hoşbuldum ve selam.
-Selam selam da geç kalacağız derse hadi
Hıh işte bütün disipliniye kalbimin diğer bir odasının sahibi Yağız.
-Yağız haklı geç kalıp Şeyma hocanın bu günkü kombinini görme şerefini kaçırmayalım.
Evet işte kalbimdeki son odanın sahibi olarak her an espri yapma çabasında olan Deniz (Nam-ı değer "Civciv")
-Ay tamam abartmayın hadi geçelim sınıfa, dememle sınıfa geçtik.

  "Good morning everybody!" diyen Şeyma hocadan sonra hepimiz koro halinde "Good morning teacher." diye anırdık. Ardından hoca bir açıklama yapamaya başladı:
-Çocuklar bu hafta okulumuza (kolej) bir yeni kayıt yapılmıştır gelen öğrenci seviye tespit sınavından sonra büyük ihtimalle bu sınıfa gelebilir yani kısacası yarın galiba sınıfınıza yeni bir öğrenci gelebilir lütfen iyi geçinmeye çalışın.
-Of abi zaten son sınıfız dönemi de yarılamışız şimdi ne alaka bu yeni mâlum şahıs. Yağız yine gereksiz yere isyan ediyordu.
-Ya Yağız ne zararıvar sana bunun gelicekse gelicek sana ne oluyor, dediğim an hoca ağzını yamulta yamulta:
-Heyy! Shut up please, dedi. Ve sıkıcı ingilizce dersi..

-Tuana son ders dimi bu?
-Evet Leya, ee okul çıkışı bir şeyler yapalım mı ne dersiniz? 
Yağız sanki bu soruyu bekliyormuş gibi:
-Abi çok iyi olur ya zaten annemler iyice boğuyorlar beni evde kafamız dağılır en azından.
Açıkçası bende katılıyordum Yağız'a
-Tamam o zaman kafeye gidelim, dedim.
-Olur hadi gidelim.
Biraz yürüdükten sonra vardık kafeye. Açıkta bir masa seçtik ve oturduk. Hepimiz toktuk bu yüzden birer limonata sipariş verdik sessizliği bozan tabii ki Deniz oldu "Ee yarın gelecek çocuk hakkında ne düşünüyorsunuz?" güzel soruydu en azından konu açılmıştı. Fikrimi söylemeye başladım; "Bence sevecen biridir normal yani hem zaten yeni gelecek hiç birimize kötülüğü dokunması için bir sebep yok." Yağız sözü aldı "Bence bu kadar emin konuşmayın daha tanımıyoruz bile ne çıkacağı belli olmaz." eh yine karamsardı Yağız. Tuana'da bendendi Allah'tan "Of  Yağız ne abarttın ya alt tarafi bir çocuk gelecek gereksiz kötü düşünüyorsun." haklıydı, "Aman tamam bisey dedim sanki." dedi Yağız ve devam etti "Ee Leya sen ismini bilmiyor musun sormadın mı babana hiç?"  "Yok ben nerden bilicem sizinle birlikte öğrendim ne ara sorayım yarın öğreniriz zaten."
     Yaklaşık bir buçuk saat boş boş oturduk az buz sohbet ettik pek bir şey anlamadık koskoca bir buçuk saatten, öylesine harcamıştık zamanımızı sadece. Neyseki bu sefer o kadar fazla ödev yoktu.
    saat:23.31
Ödevler bitti sonunda ama nedense uyumak istemiyordum nedenini bilmiyorum ama yarın gelecek kişiyi merak ediyordum. Babam uyumamıştı hâlâ, yanına gittim ve sohbet konusu açmaya çalıştım;"Ee babacım nasıl geçti günün?" evet biliyorum çok klişe gelecek ama tam olarak şöyle dedi "Kesin yine bir şey isteyecek ya da soracaksın, eh hadi söyle bakalım." evet aslında sormamda bir sakınca yoktu "Iı şey merak ettim de şu yarın gelecek 'yeni çocuk' un adı ne acaba?" gereksiz heyecan yapmıştım evet çok ama çok gereksiz davrandım "Tam hatırlamıyorum ama ıı galiba Çağatay'dı" itiraf edeyim hiç sevmem bu ismi çok itici geliyor."Peki babacım yarın tanışırken felan işime yarar diye sormuştum neyse iyi geceler sana"  "İyi geceler kızım".   Saat:23.42 artık uyumalıyım.
    
     Eveet yine Azrail'im olan alarm 07.15 de çaldı.*Hayır Leya sakin ol alarma küfür edemezsin, sakin ol küfür etmemelisin, sakinn.* Tabii ki küfür etmeyecektim bu bana hiç yakışmazdı. Şimdi önce hazırlanmam lazım 45 dakikam var yeterince iyi kıyafet seçebilirim evet bu sefer kıyafet seçicem. *Hmm şimdi mavi mini elbise? Hayır tabii ki 'Okul' a gidiyorum, ıı mor takım? Olmaz rengi çok dikkat çekici, hıh bak bu olur işte; beyaz bluz, siyah süveter, siyah ekose mini etek(evet ekose hastasıyım.)* Saçımı açık bıraktım, bir kaç bir şey atıştırıp arabaya bindim.
    
     "Selam herkesee" yine gereksiz neşeliyim
"Selam Leya, çok güzel olmuşsun daa bir nedeni var mı bu şıklığın?" daha Tuana'ya cevap vermeden Deniz atıldı; "Yeni çocuk gelecek ya ondan böyledir ehe" off Deniz "Ya ne saçmalıyorsunuz normal giyindim işte abartmayın hem Tuana senin de aşağı kalır yönün yok sen kime hazırlandın heh?" evet Tuana zort oldu cevap arıyordu ama ben biliyordum bu sorunun cevabını bu yüzden konuyu değiştirdim "Neyse ödevleri yaptınız mı?"...

    *Ders zili (ilk ders)*
Yerimize geçsek de hepimizin gözü kapıdaydı, ve evet kapı açıldı. Ama hayal kırıklığı gelen Biyoloji hocasıydı, e zaten daha hoca gelmeden gelemezdi çocuk.
   Hepimiz ikide bir kapıya baktığımız için hoca anladı nedenini; "Ehee hepiniz yeni çocuğu bekliyorsunuz değil mii? Tabii bütün kızların aklında tek soru: acaba yakışıklı mı? Neyse ben sizin hevesinizi kırayım şimdi boşuna bakmayın kapıya öyle çocuk öğle teneffüsünde gelcek. Kızlar sizde öyle çok yakışıklı görmek istiyorsanız beni izleyin karşınızda yürüyen karizma var kıymetimi bilin." Herkes klasik biyoloji hocasına güldükten sonra espriyle karışık bir kaç ders geçti.  

••
  "Kaç dakika kaldı dersin bitmesine?" diye sordum Yağız'a sessizce, "15 dakika var daha." hoca farkettiği gibi "Sesizlik!" diye çemkirdi.
*Öğle Arası Zili*
Tuana direk heyecanla konuşmaya başladı "Ya çok heyecanlıyım acaba nasıl biri? Çok mu zeki, bizim okula gönderdiklerine göre öyle, belki yakın arkadaş oluruz umarım sıcak biridi-" Yağız hışımla Tuana'nın sözünü kesti "Tuana yeter ne abarttınız şu çocuğu alt tarafı bir çocuk, çok meraklıysanız gidin kapının önünde bekleyin isterseniz demek ki biz size yetmiyoruz çok istiyorsanız aranıza yeni birini ben gidiyorum yeni karakterimize de yer açılır" Yağız sinirle sınıftan çıktı Tuana hiç beklemeden peşinden gitti. Deniz tam peşlerinden gidicekken kolundan tuttum "Bence yalnız kalmalılar, Tuana onu sakinleştirecektir." Deniz başını salladı.
   Yaklaşık on dakika sonra Yağız ve Tuana sınıfa girdiler, Tuana Yağız'a bakıp gülümsedi ardından Yağız konuşmaya başladı "Özür dilerim, çok fazla tepki verdim eğer kalbinizi kırdıysam kusura bakmayın." Tuana ben ve Deniz biribirimize bakıp gülümsedik "Özür dilemene gerek yok Yağız sende haklıydın biz galiba bu 'yeni çocuk' meselesini fazla abarttık" Deniz'de ekledi "Aynen kardeşim bu kadar abartmamız saçmaydı zaten" Tuana çok yumuşak ve içten bir sesle devam ettirdi "Hem gelecek kişi kim olursa olsun senin yerini asla dolduramaz" Yağız gülümsemeye başladı en çok etkilendiği Tuana'nın söylediği şey olmuştu, Deniz'le birbirimize bakıp sırıttık ardından sımsıkı sarıldık birbirimize, Biz birbirimize boğucakmışçasına sarılırken kapı açıldı.

   *Hassiktir* içimden de olsa çektiğim bu küfür tam şu an ki halimi anlatıyordu. Sarışınlığını hafif kaybetmiş saçlar, ela gözler, bir bebeğinki kadar pürüzsüz cilt ve insanı delip geçicek güce sahip kendinden emin keskin bakışlar;Kısacası göktaşı.
Tabii ki kim bu çocuk diye düşünmeyceğim, bariz bir şekilde şu 'yeni çocuk' tu bu. *Ne kalas gibi bekliyorsun Leya gidip merhaba desene* neyseki babam çocuğun ismini söylemişti bana, gidip adını söyleyerek selam verip şov yapayım. Yanına gidip elimi uzattım ve "Selam Çağatay hoşgeldin." dedim. "Çağan" diye düzeltti beni ardından "Selam hoş buldum." dedi, o an gerçekten atomlarıma ayrılıp yok olmak istiyordum. *Of baba yaa, rezil oldum çocuğa.* bizimkiler halime kıkırdayıp dururlarken benim yüzüm çoktan domateslere taş çıkarmıştı "Kusura bakma babam yanlış hatırlamış herhalde" deyip konuyu toparlamaya çalışırken daha fazla pot kırmıştım "Adımı gidip babana mı sordun?" dedi yüzünü hafif bir sırıtış sarmışken. O an canımın içi Deniz ne kadar battığımı fark edip olaya el attı "Ee hoş geldin yeni çocuk ben Deniz bunlarda Tuana ve Yağız." Tuana Denize bakıp "Biz de tanıtabiliriz kendimizi Deniz'ciğim ama yine de teşekkürler" dedi. Yağız oldukça sıkılmış olacak ki "Of ne boş yaptınız ha, Çağan hoşgeldin sen şimdilik boş bir sıraya koy çantanı daha öğle arasının bitmesine 25 dakika var. Derste hoca seni bir yere oturtur." dedi, oldukça haklıydı, Çağan çantasını en arka sıralardan birine koydu. "Ee ne yapalım şimdi?"

Yıldız AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin