Gözlerimi açtım.
Yanımda Chifuyu vardı. Onun yanında uyanmak, çok güzel bir his.
Hala uyuyordu, çok tatlı. Onu uyandırmak istemedim.
Geç uyanmıştım, pek birşey yok gibiydi, yeniden yattım. Chifuyu'nun suratını izliyordum.
"Chifuyu..."
"Hm? Baji-san?"
Uyuduğunu sanmıştım.
"Hala uykun var mı?"
"Bilmiyorum, biraz. Bırak uyuyayım. Lütfen"
Nasıl reddedebilirim?
"İstediğin kadar uyu, bende yeni uyandım zaten."
Chifuyu esnedi, tavana baktı.
Kalktım. İstemeye istemeye üzerimi değiştirdim. Yine çıkmam gerekiyordu. Hiç istemesem bile.
"Chifuyu, ben dışarı çıkıyorum. Ne zaman dönerim emin değilim. Ama eğer geç kalırsam sakın beni aramak için dışarı çıkma tamam mı? Dolap dolu, geceye kalırsam çekinme. Sakın bensiz dışarı çıkma tamam mı?"
"Neden Baji-san? Neyin var ki? Neden çıkamıyorum?"
"Sadece seni düşünüyorum, tamam mı? Sorgulama. Sorun olursa beni ararsın."
"Peki o zaman."
Chifuyu'ya sarıldım. Ağzıma birşeyler tıktım, güçten düşmek istemiyorum.
Dışarı çıktım.
...
Ara sokaklardan birinde yürüyorum. Pek çok kapalı dükkandan bir oyun salonunu seçmeye çalışıyorum.
"Fikir mi değiştirdin?"
Arkamı döndüm. Kazutora orada dikiliyordu.
"Hayır.Sadece konuşmak için buradayım"
"Hadi ama. Senin için buraya tek geldim. Abartmadan istediğin herşeyi yapabilirim."
"İstemiyorum kazutora. Rahat bırak. Sırf bunu söylemek için geldim."
Kazutora gülümsedi.
"Beni takip etsene, başka bi yerde konuşalım mı?"
Kazutora tek başına bana karşı gelemezdi heralde. Takip edeceğim.Görelim bakalım.
...
Kazutora ile ilerliyoruz, beni valhallanın mekanına yeniden getirdi.
"Özür dilerim Baji, bu gerekliydi."
"Ne diyosun lan?"
"Yapmak zorundaydım."
"Ne?!"
...
Chifuyu'nun bakış açısı*Baji-san yokken çok sıkılıyorum, Sadece uzanmış televizyon izliyordum. Bir an önce gelmesini istiyorum.
"Ne işler çeviriyor acaba?"
Gülümsedim. Yinede dışarı çıkmayı çok istiyordum. Acaba çıksam mı diye düşünürken kapı çaldı, sanırım Baji-san'dı bu.
Kapıyı açtım, birisinin yukarı çıktığını duyabiliyordum. Belki iki kişi? Emin olamadım.
"Kim o?"
Cevap yoktu. Ama kesinlikle iki kişilerdi. Ses yaklaşıyordu. Sonunda birini gördüm.
Baji-san değildi. Diğeri de Baji-san değildi. Benden birkaç yaş büyük gözüküyorlardı.
"Kimsiniz lan?"
"Zor kullandırma çocuk, bizimle gel."
"Gelmiyorum"
Birisi yakamı tuttu, sürüklemeye çalıştı. Karnını tekmeledim, kafa attı. Birisi kollumu tuttu. Kurtulamadım.
"Bırakın lan beni! Orospu çocukları!"
Kaçamıyorum. Bunların benimle ne işi var? Beni ara sokaklardan birine doğru sürüklüyorlar. Kapalı dükkanların olduğu sokaktayız. Uzun bir süre sürüklendikten sonra kapalı bir oyun salonunun önüne geldik.
"Valhallanın mekanı mi burası?" Sprey boya ile çizilmiş başsız bir melek vardı. Şüphem kalmadı.
"Geldik! Çocuk burada."
İnsanların olmadığı açık alana doğru itildim.
"Baji-?!"
Neler olduğunu bilmiyorum, Baji'nin burada ne işi var?
"Sadakat sınavı, başlayın!"
...
"Sadakat sınavı, başlayın!"
"Hayır."
Ortalık sessizleşti. Şaşkınlık herkesi susturmuş gibiydi.
Hayır. Sadece hayır. Ona vurmam imkansız. Çok imkansız.
"Baji, Yaparsın yada yaptırırım."
Nasıl yaptıracak?
"Yaptır hadi."
Kazutora gülümsedi.
"Sizde."
"Bırakın beni!"
Arkamı bile dönmeden Chifuyu'ya saldırmışlardı.
Koştum, Chifuyu'nun kolunu tutup kendime çektim.
"Chifuyu'ya dokunursanız ölünüzü sikerim."
"Sik o zaman"
Önüdekilerden biri atıldı. Ondan kurtuldum. Ondan sonra diğerleri de gelmeye başladı. Onlarla ilgilenirken Chifuyu'yu unutmuştum. Ortada yoktu. Önümdeki orospu çocuğundan da kurtulamıyordum. Etrafa bakmaya çalışırken saniyesinde yumruğu suratıma geçirdi.
"Çekil amına koyayım!"
Önümdeki çocuğu fırlattım. Etrafıma biraz bakınca Chifuyu'yu gördüm, birisinin altında kalmıştı, şerefsizde onu yumrukluyordu.
"Chifuyu!"
Çocuğa tekmeyi basıp Chifuyu'yu kucağıma aldım, bilinci yerinde gibiydi,hala hareket edebiliyordu.
"Yürüyebilir misin?"
"Sanırım"
Kollarımı beline doladım, sendeliyordu.
"Burdan çıkamazsın Baji, herkese karşı gelemezsin."
Sinirliydim.
Chifuyu'ya olan herşey benim suçumdu, üstelik şimdi onu bu durumdan çıkaramıyordum.
Chifuyu'yu bıraktım koşarak Kazutora'nın yanına gittim.
"KAPAT LAN ÇENENİ!"
Kazutora'nın suratına yumruğu geçirdim, ne olduğunu kendim bile çözemeden yere düşen kazutora'yı yumruklamaya başladım. Etraf sessizdi, herkes izliyordu.
"Baji dur artık...!"
Durdum, ayağa kalktıp arkamı döndüm, Chifuyu'ydu.
Daha sonra Kazutora'nın yüzüne baktım.
Siktir, ölmüş gibi görünüyordu. Hareket etmiyordu.
Nabzına baktım, normalden biraz daha yavaştı. Öleceğini sanmıyordum. Ama durmanın zamanı gelmişti.
Chifuyu'nun yanına gittim.
"Özür dilerim. Gidelim artık."
Elini tuttum, kapıya doğru hızlı adımlarla gidiyorduk. Hala kimse konuşmuyordu.
Dışarı çıktık, Chifuyu konuşmuyordu. Üzgün gözüküyordu.
"Özür dilerim, çok üzgünüm Chifuyu. Eve gidince herşeyi anlatacağım. Tamam mı?"
"Tamam."
"Yüzüme bak"
Chifuyu'nun yüzünü kendime doğru çevirdim. Çok kötü görünüyordu.
"Hastaneye gitmek ister misin? Götürebilirim."
"İstemiyorum Baji."
Baji mi? Şaşırmıştım. Yürümeye devam ettik.
...
Eve gelmiştik.
"Chifuyu, iyi olduğuna emin misin?"
"İyiyim, uykum var."
"Ne? Dışarısı günlük güneşlik."
"Öyle işte"
Kendini koltuğa bıraktı. Cidden yorgun görünüyor. Yanına yattım, sarıldım.
"Endişeleniyorum Chifuyu. Özür dilerim. O an zorlanmıştım."
"En başta yapmasaydın"
"Özür dilerim."
"Gider misin lütfen, uyumak istiyorum."
"Seni çok seviyorum."
Odadan çıktım, gözlerim doluyor. Siktir. Güvenini kaybetti. Onu kırdım. Haklıydı, tamamen kendi aptallığım.
Kendi odama gittim.
"Neden beni istemiyorsun?"
Dudaklarımı öyle bir ısırdım ki kanadı. Sorunun cevabını kendim veriyorum. Hayal kırıklığı.
Böyle durumlarda başımı yastığa gömüp ağlamaktan başka çarem yok.
Çok seviyorum.
...
"Keşke birbirimizi arkadaş olarak sevebilseydik. O zaman bu kadar üzülmezdim."
Baji'yi yanımdan kovmamın üzerinden 2 dakika bile geçmemişti belki, ama onu yeniden yanımda istiyorum. Onun suçu olduğunu bile bile pişman olmamda daha kötü. Yanına gitmek istiyorum. Ama ona da artık güvenemiyorum. Nasıl yapabildi? Neden yaptı? Düşünmek istemiyorum.
Yanına gideceğim.
Odanın kapısının önüne geldim.
"Baji? Baji-san girebilir miyim?
"Evet"
Sesi boğuk geliyordu.
İçeri girdim, Baji suratını yastığa bastırmıştı.
"İyi misin Baji-san?"
"ÖZÜR DİLERİM CHİFUYU!"
Bir anda bana sarıldı, gözyaşları saçlarımı ıslatıyordu.
"Ah- Hayır Baji ağlama! affediyorum!"
Yüzüme baktı, gözleri şişmişti. Suratı kızarmıştı.
"Özür dilerim..."
"Ağlama artık. Bitti."
"Benim yüzümden ama!..."
"Duymak istemiyorum."
Baji bana boğarmış gibi sarıldı, bende ona sarıldım. Benim yaşadıklarımı kendine yaşatmasını istemiyorum.
"Toparlan artık, toplantı vardı bugün. Katılmadığına göre hala gelebilirsin."
"İstemiyorum Chifuyu, Burada kalalım"
"Tamam, ağlamayı kes artık."
Yoruldum.
Baji'yi böyle görmekten hoşlanmıyorum. Ağlamayı bırak. Çocuk musun sen? Affettim seni. Beni daha çok üzüyor.
"Yeterince ağlamadın mı?"
"Benim yüzümden! Benim yüzümden yine canın acıdı! Yine sözümde durmadım!"
"..."
Senin suçun değil bile diyemiyorum. Ama yinede şikayetçi değilim.
"Baji, geride kaldı. Değiştiremezsin. Aptal gibi davranmayı kes, umrumda değil. Bırak artık. Beni daha çok üzüyor, başka bir işe yarayacağı yok"
"Özür dilerim. Tamam. Keseceğim."
Baji'nin gözleri kızarmıştı. Bu görüntüden nefret ediyorum.
Beni bırakıp gözlerini sildi, neden bu kadar üzüldü anlamıyorum, böyle şeyler hep oluyor.
...Chifuyu'yu bıraktım. Çok kötü görünüyor. Benim yüzümden kötü görünüyor. Suratı yara içinde. Hala çok güzel. Çok sinirleniyorum, bunun sebebinin yine ben olduğunu düşündükçe kendimi öldürmek istiyorum. Ama bunu yapsam o bana yine kızar.
"Chifuyu, seni çok seviyorum"
"Bende seni seviyorum."
Sarıldım.
"Chifuyu. Çok güzelsin. Siktir seni çok seviyorum. Çok seviyorum."
"Baji iyi misin? Ne yapıyorsun? Boğuluyorum!"
Onu çok sıktığımı fark ettim. Siktir yine benim yüzümden. Hep benim yüzümden ona zarar geliyor. Sinirliydim.
"Lanet olsun!"
"Yapma! Baji ellerin kırılacak!"
Chifuyu'nun sesini duydum, duvara vurduğumu yeni fark ediyordum. Hiç birşeyin farkında değildim. Sanki bilincim kapalı gibi. Acı bile hissetmemişim.
"Hiç bir işe yaramıyor! Yapma şunu!"
Chifuyu ellerimi tuttu. Sıcacıktı, çok sakin hissetmiştim.
"Özür dilerim."
"Baji iyi değilsin. Suçlama kendini. Dur artık."
"Yapamıyorum. Kendimi kandıramam."
"Kandırmanı ben istiyorum."
"Deneyeceğim."
Chifuyu ellerimi bıraktı.
"Bandaj getireceğim."
...
"Nasıl vurdun öyle? Ellerin titriyor."
"Birdaha yapmam."
Chifuyu bandajı sarmayı bitirmişti.
"Oldu değil mi?"
"Oldu."
Chifuyu'nun yanağını öptüm. Birdaha birdaha öpmek istiyorum.
"Teşekkür ederim."
"Her zaman."
"Dışarı çıkalım mı? Hava güzel bu gün."
"Olur, güneşin yüzünü kaç gündür görmüyordum. Hemen mi?"
"Bilmiyorum, ne zaman istersen."
"Şimdi çıkalım."
"Hazırlan o zaman, seni beklerim"
"Tamam!"
Dolaptan kıyafetlerimi aldım, Chifuyu kapıyı kapadı. Bende üzerimi değiştirdim. Beklemeye başladım.
Bir süre sonra Chifuyu çıktı. Siktir, inanılmaz tatlıydı.
"Ne oldu?"
"Ne? Ha-hayır. Birşey yok. Gidelim"
"Çok kızarmışsın, komik duruyor."
"Ne? Hayır."
Elini omuzuma koydu.
"Ne titredin- Dur..."
"Chifuyu hayır-"
"HER ZAMANKİ HALİMLEYİM BAJİ!"
"GİYDİKLERİN GÜZEL DURMUŞ (?)"
"En fazla ne kadar güzel olabilir?!"
"Çok. Uzatma. Gidelim."
Chifuyu'yu kapıdan hafifçe ittirdim.
"Sahile gidelim mi?"
"İskelenin oraya gidelim, orası boş oluyor"
"Neden boş olmalı ki?"
Sırıtıyordum. Chifuyu'yu sinir etmek eğlenceliydi.
"Hayır Baji. Öyle birşey yok, sadece kalabalık sevmiyorum ve orası güzel"
"Evde kalabalık değil."
"Sinirimi bozmaya başlam-"
"Sadece ikimiz, otelde de olabilir"
Chifuyu kızarmıştı. Gözlerini kaçırıyordu.
"Böyle birşey gerçekleşmeyecek."
"Gerçekleştiririm"
"Yeter."
Chifuyu elleriyle yüzünü kapadı, bileklerini tuttum, duvara dayadım.
"Eve yeniden gidebiliriz istersen?"
Suratımı ona biraz daha yaklaştırdım.
"Heveslenm-"
Biz tam o durumdayken apartmandan birisi çıktı. Bir iki saniye bize şaşkınlıkla baktığını hissettim. Hemen Chifuyu'yu bıraktım.
"Aferim sana! Rezil olduk!"
"Ne bileyim onun çıkacağını?!"
"Hiç yapmasaydın."
"Evde intikamını alırım, yola devam et"
"Hala evde intikamını alırım diyor lan!"
"O zaman anlatırsın."
...
Sahil yolunda yürürken hala chifuyuyla tartışıyordum. Onun istediği yere varana kadar dayanmam gerekecekti.
"Ne olmuş ki? Sevgilimle y-"
"O işler karşılıklı istekle oluyor, ben istekli gibi mi duruyorum?"
"Fazlasıyla."
"Değilim?!"
"Ben yapabilirim."
"İğrençleşme!"
"Şimdiye kadar normal bi konuşma mı yapıyorduk sanki?"
"Bu sefer haklısın. Keşke haksız olsaydın."
"Neyse ne, geldik mi?"
"Birazdan"
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚃𝚠𝚘 𝚖𝚘𝚗𝚝𝚑𝚜/ Bajifuyu
Fanfiction"Ama seni çok seviyorum!" "Ama ben seni sevmiyorum?" --Tw: tetikleyici madde kullanımı