When You Go

36 2 2
                                    

Well, when you go
Don't ever think I'll make you try to stay
And maybe when you get back
I'll be off to find another way

  Önceden gidiyor olsan, şimdiye kadar ayağımın altından hiç çekmediğim gururumu bir kez daha çiğneyip gururunun tadına hiç bakmamış ayaklarına kapanırdım. Kalbimi kaç kez kırdığını, göz yaşımı kaç kere döktüğünü, yaşamımdan, kendimden beni kaç kez nefret ettirdiğini umursamadan kapanırdım. Gitmemen için zaten daha önceden de yaptığım her şeyi tekrardan yapardım. Duymak istediğin tüm kelimeleri önüne sererdim. Tutmak istemediğim sözler söyler, gerçekleşmesini istemediğim vaatler sunardım.

  Mutluluğun sadece seninleyken benimle olduğunu sanardım. Bende bıraktığın yıkım ise getirdiğin mutluluğun yanındaki promosyondu sadece benim gözümde. Her şeyin bir bedeli vardı ve bana verdiğin ufacık bir mutluluk tüm ömrüme bedel oluyordu her seferinde.

  İnsan birini gerçekten sevdiğinde, onun her şeyini severmiş biliyor musun? Aslında bilmediğini biliyorum çünkü sen hayatında kimseyi sevmedin, o küçük aptal kalbini kimseye açmadın. Bazen merak  ediyordum, zamanında birine açtın ve o senin kalbini kırdığı için mi böyle oldun, yoksa doğuştan kalbin bir taş olarak mı dünyaya geldin. Her türlü de aynı sonuca çıkıyordum gerçi, cevabın pek de önemli değildi.

  İnsan birini gerçekten sevdiğinde, onun her şeyini severmiş. Sevgiyle birlikte o insan mükemmelleşir gözünde. Yaptığı her hareket, söylediği her söz, kısacası varoluşu mükemmeldir. Sen de benim gözümde mükemmeldin. Fazla, seni bile korkutacak derecede fazla.

  Yavaş adımlarla ayağa kalkarken kırmızı sevdiğimi tekrar anladım, özellikle senin üzerindeyken. Sonra gözlerim ellerime kaydı ve kırmızıyı tekrar sevdim. Senin kırmızın benim ellerimdeyken.

  Bana, bir daha geri getiremeyeceğin zamanları, belki de tek derdimin dışarı çıkarken ne giyeceğimi bilmemem olan zamanlarımı borçluydun.

  Bana, haftalardır beklediği filmin niyahet çıktığındaki heyecanı borçluydun.

  Bana, kalabalıkta sevdiği ile el ele yürüme utangaçlığını borçluydun.

  Bana, yağmurun altında şemsiyesiz ıslanmanın verdiği hazzı borçluydun.

  Bana, terkedilme korkusu, yalnızlık, kalp kırıklığı, nefret duygusu dışındaki diğer tüm duyguları borçluydun.

  Şimdi de ben sana borçluydum. Canlı bakan gözler, ve damarında akan kanı.

Bu Bir Hikaye DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin