İnsan birini sevdiğinde bulutların üstündeymiş gibi hisseder. O birinin kendisini sevip sevmediğini bilmediğinde ise o bulutlardan aşağıya düşer. İki seçenek vardır; ya tek başına yere çakılır ya da onunla birlikte kanatlanıp uçar.
🌧️
Yağmurda ısl...
Yüzünüzü biraz bile güldürebilirsem ne mutlu bana. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. Düşüncelerinizi merak ediyorum, benimle o güzel düşüncelerinizi paylaşmadan geçmeyin lütfen.
Keyifli okumalar dilerim.✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birinci Bölüm
İnsan kalbinin ekmeğini yermiş, babaannem öyle derdi. Benim kalbimin ekmeği o kadar özeldi ki onu yerken duygularım doygunluk seviyesine ulaşıyordu. Çünkü benim kalbim onunla doluydu, ona her baktığımda kalbim hiç olmadığı kadar hızlı ve doygunluk seviyesinde atıyordu.
Hani çok sevdiğiniz bir yemek vardır, ne kadar yerseniz yiyin bıkmazsınız, işte o yemek benim için o'ydu. Kalbim boğazına kadar doygunluk seviyesine gelse de ona olan hislerimi yutmaktan bir türlü geri duramıyordum.
Evet, düşüncelerimden de anlaşıldığı üzere yemek yemeğe aşık biriydim. Bedenim toplu ve dolgundu. Aynaya baktığımda balık etli bir kadınla karşı karşıya geliyordum. Her ne kadar spor yapıp yememe dikkat etmeye çalışsam da her defasında mideme yenik düşüyordum. Hey, durun bir dakika, yemek yemenin neresi suçtu ki? Sadece aklım ve midem arasındaki savaşı midem kazanıyordu, hepsi buydu. Ne olursa olsun böyle düşünüyor olsam da sağlığıma dikkat etmem gerektiğini de biliyordum. Sonuçta sağlık her şeyden önce gelirdi. Of, yine konudan konuya atlıyordum. Kendi kafamın içindeyken bile düşüncelerime bir türlü dur diyemiyordum.
Hani bir arkadaş grubunuz vardır, biri çok sessiz, biri çok zeki, biri çok şapşal, biri çok sert, biri de konuşkandır ya, ha işte ben o gruptaki çok konuşkan olan kızdım.
Ne yapayım? Huyum kurusun, huyum kurusa bile ağzım kurumuyordu.
