21

3.5K 463 1.5K
                                    

"Ah, Minho.. bir çocuk için bütün bunlara değer miydi gerçekten?"

———————————————

"Bizi burada tutamazsınız! Lay ile konuşmak istiyorum!" Diye bağırdı Felix öfkeyle.

Yaklaşık iki saattir Jisung'u ilk getirdikleri yerde, karanlık bir odada tutuluyorlardı. Felix iki saattir aralıksız dışarı çıkmak için çırpınıyordu.

"Burada eli yaralı biri var. Hem de o biri eskiden hepinizin peşinde kuyruk olduğu biri! Nankörler!"

"Felix, yeter." Diye fısıldadı Minho.

Geldiklerinden beri ilk defa konuşmuştu.

Dördü de yan yana duvara yaslanmış otururken Felix kollarını bağlayarak somurttu.

"Popom acıyor burada oturmaktan!"

"İstersen kucağıma gelebilirsin." Diyen Changbin yan bir gülüşle sarışına bakıp göz kırptığında Felix utanarak bakışlarını kaçırdı.

"Bence neler olduğunu anlatmanız için mükemmel bir zaman. Ne dersin?" Jisung sonunda sessizliğini bozup bıkkın bir şekilde yanında oturan Minho'ya hitaben konuştu.

Minho ona dönüp gözlerinin içine yoğun bakışlarla bakarken Jisung'un kalp atışları hızlandı.

Ondan etkileniyordu. Bulundukları zaman veya mekân bunun önüne geçemiyordu.

"Buna hazır hissettiğimi sanmıyorum." Diye mırıldandı.

"En azından deneyemez misin?" Jisung'un olanları öğrenmeye hakkı vardı. Bu yüzden oldukça ısrarcıydı.

Minho bakışlarını kaçırıp karşısındaki duvara sabitlediğinde Changbin ve Felix sessizce onları dinliyordu.

"Birini seviyordum." Diye başladı söze. Changbin dudağını ısırırken bütün geçmişi gözlerinin önünden geçti.

Jisung ise birazcık kıskançlıkla dolduğunu hissetti. Minho'nun sevgisini ve ilgisini başka birine vermiş olması istemeden de olsa kalbini kırmıştı. Çünkü, o sevgiyi ve ilgiyi tanıştıklarından beri kendisi için beklemişti.

"Çocukluğumuzdan beri arkadaştık. Zaman geçtikçe bu arkadaşlık duygusu başka bir şeye dönüşmeye başladı. İkimiz de birbirimizden hoşlanıyorduk. Lisedeydik. 17 yaşlarında falandık."

Jisung dudaklarını ısırırken dizlerini kendine çekti.

"Ne güzel." Diye mırıldandı.

"Evet, güzeldi. Çok güzeldi. Gördüğüm en güzel şeydi. Saftı, tatlıydı. Görüp görebileceğin en düşünceli insandı. Her zaman kendisinden önce başkalarını düşünürdü. Arada kavga ederdik ve birkaç gün konuşmayı keserdik. O, birkaç gün sonra dayanamayıp arar ve ağlamaya başlardı. Aslında eskiden sürekli didişirdik. Elbette tatlı didişmelerdi. Flört gibiydi. Sonrasında hassaslaşmaya başladı. Eskiden şaka deyip güldüğümüz şeylere alınmaya başladı. Daha sonra aramızdaki ilişki değişmeye başladı. Birden bire utangaç bir prensese dönüştü." Diyerek kıkırdadı.

Jisung'a bir bakış attığında onun kendisini pür dikkat dinlediğini fark etti. Gözleri dolacakken bakışlarını tekrar karşısına sabitledi.

"İşler garipleşmeye başladığında ikimiz de sorgulamadık. Biz neyiz triplerine girmedik. Anı yaşadık. Bizi görenler aşk kuşları diye dalga geçmeye başladılar. Ah, bir de kıskançlıklar vardı tabiki. Derken sevimli sevgilim beni ilk karı izlemeye davet etti. Ne olduysa o gün oldu zaten. İlk karı izlerken biraz yakınlaştık. Daha sonra dayanamayıp itiraf ettik işte." Dedi Minho hüzünle gülümseyerek.

SPUNK | Minsung |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin