7

3.6K 535 533
                                    

"Şimdi izninle, zavallı biri dışında herhangi bir şeyi hayal ederek indirmem gereken bir şey var."

———————————————

Jisung sabaha gözlerini Minho'nun kendisine bağırmasıyla açtı.

Jisung sıçrayarak kalkarken Minho, hazırladığı çantayla birlikte ona bakıyordu.

"Senin keyfini bekleyecek zamanımız yok. Yola çıkmalıyız."

"Nereye?"

"Çabuk olmazsan gerçekten sinirleneceğim ve sinirlenirsem canını yakarım." Diyen Minho arkasını dönüp çantayı eline alıp kapıya yöneldi.

"Sanki normalde yakmıyormuşsun gibi."

"Ne dedin?" Diyerek Jisung'a döndüğünde bakışları boştu.

"Hiç."

Minho odadan çıktığında Jisung hızlıca banyoya yöneldi. Gece boyunca ağladığı için gözleri şişmişti ve berbat görünüyordu. Umursamamaya çalışarak yüzünü yıkadı ve üzerini giyip odadan çıktı.

Onu kapıda karşılayan Felix kaşlarını çattı.

"Ağladın mı?"

Jisung omuz silkip sessizce Felix ile birlikte otelden ayrıldı.

Arabaya bindiklerinde bu sefer arabayı Minho sürüyordu.

Minho ve Felix arasındaki gergin hava yüzünden Jisung oldukça rahatsız hissediyordu. Dün olanlardan sonra ikilinin kavgalarına şahit olmuştu. Kendisini uyuyor sansalar da Jisung uyumuyordu ve sesleri net bir şekilde odaya geliyordu.

Konuştukları şey ise..

Jisung'un polisi aradığı gün ile ilgiliydi. Felix olayı Lay'e anlatmıştı ve Minho bu yüzden Felix'e kızıyordu. Minho'nun ağzından çıkan sözler ise Jisung'un kafasını karıştıran asıl şeydi.

"Sana Lay'e asla anlatma, anlatırsan çocuğun başı belaya girer demedim mi? Ya ona bir şey yaparsa!"

Minho kendisini mi korumuştu? Yoksa Jisung gerçekten deliriyor muydu?

Onun bu dengesiz davranışlarına anlam veremezken direksiyonu tutan eli Jisung'un dikkatini çekti. Avuç içinde parlayan bir ışık görse de çok belli olmadığı için göz yanılması olabileceğini düşündü. Her neyse, zaten ona neydi ki?





Yaklaşık bir saat sonra araba durduğunda Jisung hızlıca arabadan indi. Arabada oturmaktan sıkılmıştı. Yağan kar Jisung'u bir anlığına gülümsetirken kolundan tutulmasıyla kaşlarını çattı.

"Dikilmeyi bırak da eve gir!" Diyen Minho onu ahşap eve sokarken kolunu ondan kurtarmaya çalıştı.

"Dokunma bana!" Diye bağıran ve neredeyse kriz geçiren Jisung'a karşı hem Felix hem de Minho şaşırmadan edemedi. Minho aniden kolunu bırakıp delirmiş gibi bağıran çocuğa kaşlarını çatarak baktı.

"Sakın! Bir daha sakın bana dokunma!"

"Felix ona odasını göster." Diyen Minho tek kelime etmeden merdivenlere yöneldi. Felix gergince yutkunarak merdivenlere adımlarken Jisung hiçbir şey demeden sessizce onu takip etti. Küçük bir odaya girdiklerinde Jisung hiçbir şey söylemeden odadaki koltuğa oturup üzerindekileri çıkardı. Kazağı ve pantolonuyla kaldığında Felix ona tereddütle bakıyordu.

SPUNK | Minsung |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin