Soobin bitkin bir şekilde eve geldi ve kapıyı açıp eve girdi.
Minhyuk'la ayrılmıştı ama.. üzülmemişti? Duyguları çok karışıktı. Minhyuk'un gerçek yüzünü görmüştü Choi Soobin. Sevgilisinin aslında sadece parası için onunla olduğunu anlamıştı, tıpkı Yeonjun'un söylediği gibi.
"Yeonjun hyung?"
Evin duvarlarında yankılandı Soobin'in sesi. Soobin koridorda adımladı, salona, mutfağa baktı yavaşça. Daha sonra merdivenleri adımladı.
"Yeonjun hyung? Neredesin?"
Yeonjun'un odasına girdi. Dolapların kapakları ağzına kadar açıktı, yataktan ve dolaplardan başka bir şey kalmamıştı odada.
"Y-yeonjun hyung?"
Soobin'in boğazında bir yumru oluştu. İçeri girdi. Sadece yatağın üzerinde küçük bir defter duruyordu. Soobin Yeonjun'un boş yatağının üzerinde duran kırmızı deftere adımladı ve eline aldı. Üzerinde Soobin ve Yeonjun'un küçük bir fotoğrafı vardı, eskimişti.
Soobin yavaşça defterin kapağını araladı.
'Bu defter beni affetmen için tek şansım Choi Soobin, bana kızma.'
~◇~◇~◇~◇~◇~
Soobin gözünden düşen yaşı engelleyemedi. Defterin boyaları akmış son sayfasına bakıyordu öylece. Gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi ama nafile. Soobin'in yaşları defterin sayfasını tıpkı Yeonjun'unki gibi ıslatıyordu. Soobin elindeki deftere sarıldı ve hıçkırmaya başladı.
Hıçkırıkları haykırışlara dönerken kendini yatağa bıraktı ve dizlerini kendine çekti, her şeyi bu deftermişcesine sarıldı elindeki deftere.
Soobin'in haykırışları daha da şiddetlenirken bir diğer tarafta ise Yeonjun, soğuk hastane odasında sessizce ağlıyordu.
//////////////////////◇//////////////////////◇//////////////////////
'The Night's That I Miss You...