4 yıl geçmişti, koskoca 4 yıl.
Soobin Kai ve Taehyun birlikte büyük kafede her zamanki yerlerinde oturuyorlardı.
İyiydi Soobin, toparlanması zaman almıştı ama iyiydi. Yeonjun gittikten sonra anlamıştı Soobin, aslında onun her şeyi Choi Yeonjun'du. Günlerce onunla konuşmamıştı belki ama varlığını bilmesinin yettiğini anladı Choi Soobin. Choi Soobin, Choi Yeonjun'u seviyordu. Geç kalsa da anlamıştı.
"Taehyun Hyung, Riki'de beni seviyor mudur sence?"
"Bilmem ki, bana neden soruyorsun?"
"Off bilmiyorum."
İkilinin gözleri Soobin'i buldu. Soobin ilk zamanlar ne yiyor ne içiyordu, soyutlanmıştı resmen hayattan. Sonra zamanla yemeye içmeye başlamıştı ama konuşmuyordu, zamanla konuşmaya da başlamıştı ama yüzü nadiren güler olmuştu Soobin'in. Soobin eski Soobin değildi, bunun herkes farkındaydı ama en azından Soobin şu an iyiydi.
"Soobin hyung? Nerelere daldın böyle?"
Soobin her zamanki sahte gülüşlerinden birini takındı.
"Hiç Taehyun, öyle etrafa bakınıyorum."
Yalandı. Soobin'in Yeonjun'u düşünmeden geçirdiği bir an bile yoktu.
Taehyun sıkıntıyla Soobin'e baktı, içi acıyordu arkadaşını böyle gördükçe. Onca zaman geçmişti, ama Soobin Yeonjun'u hala unutamamıştı.
"Neyse, ben gideyim artık başım ağrıyor biraz."
Taehyun ve Kai üstelemeyerek kafalarını salladılar.
Soobin kafeden ayrıldı ve evine doğru adımladı.
Evinin önündeki kiraz ağaçlarına baktı. Bahar ne zaman gelmişti? Yeonjun'la diktiği kiraz ağaçları, çiçek açmışlardı. Daha dün gibiydi Soobin'in hatıralarında. Boyunu aşmıştı iki küçük ağaç.
Cidden zaman ne kadar çabuk geçmişti, diktiklerinde küçük birer fidan olan ağaçlar bile büyüyüp kocaman olmuştu.
Yeonjun'suz dört yıl geçirmişti Soobin. Gözleri doldu.
-◇-
-Soobin ve Yeonjun birlikte dondurma yerlerken Yeonjun yanlarına gelen kediyede dondurma yediriyordu, ikisi de kahkahalar atıyorlardı.-
-korku filmindelerdi Yeonjun o kadar korkmuştu ki oturduğu yerde neredeyse ağlayacaktı. Soobin'in kıkırdamasını duyduğunda kaşlarını çattı, cidden küsmüştü Soobin'e.-
-Yeonjun ve Soobin evin bahçesine küçük kiraz fidanları diktiler, bu ağaçlar büyüyüp kökleri güçlendikçe onların bağları da güçlenecekti.-
-◇-
Soobin elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Acı bir tebessüm belirdi yüzünde, yanına gelen bedeni hissetmişti fakat şu an umursamıyordu.
"Böyle daha ne kadar dikileceksin?"
Soobin duyduğu tanıdık sesle kafasını çevirdi. Göz yaşları ondan izin almadan firar edivermişti bile.
"Yeonjun hyung."
Yeonjun ona gülümsüyordu. Soobin sonunda aklını kaçırdığını düşündü.
"S-sen gerçekten burada mısın?"
Yeonjun kollarını iki yana açtı. Soobin gözyaşları yanaklarını yoklarken Yeonjun'un kollarının arasına girdi. Soobin'in hıçkırıkları boş sokakta yankılanırken Yeonjun'un gözünden bir damla süzüldü, onun kokusunu hiç bırakmak istemiyormuşcasına içine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum hyung, lütfen beni bırakma. Beni affet Yeonjun hyung."
Soobin'in çatallaşan sesiyle konuştuğunda Yeonjun ondan ayrıldı ve onun yüzünü elleri arasına aldı. Soobin ıslak gözleriyle ona bakıyordu.
"İstesen de bırakmam seni Choi Soobin."
Dudakları birleşirken kiraz çiçekleri rüzgarla kar gibi yağıyordu üzerlerine.
Choi Yeonjun ve Choi Soobin birbirlerini tamamlayan yapboz parçaları gibiydi. Onlar birbirleri için yaratılmışlardı.
》Note~Yeonbin《♡
'♡I KNOW I LOVE YOU ♡'