Kurtarma

728 53 0
                                    

31 Ağustos 2005

Sabah biraz geç uyanmıştım. Saat yaklaşık 10'du. Kavga saat 3'teydi. O yüzden geç kalmaya endişelenmeye gerek yoktu.

Kazue:
"Keisuke? Kalk hadi. Keisuke!"

Keisuke:
"Aman be kalkıyorum tamam."

Bir şeyler yiyip dışarı çıktık.

Kazue:
"Valhalla nerede buluşacaktı?"

Keisuke:
"Bilmiyorum ama erken sanki biraz?"

Kazue:
"Saat 12.30 lan neresi erken bunun?"

Keisuke:
"İlla dakik olacaksın değil mi?"

Kazue:
"Öyle olmasa sana bakamazdım."

Keisuke:
"Annem olmasa sen bir şey yapamazsın hıh."

Kazue:
"Ana kuzusu seni."

Orada biraz muhabbet ettik. Onunla son konuşmam gibi geliyordu her ne kadar onu koruyacağıma yemin etmiş olsam da... Bu kalbimi acıtıyordu.

Kavga alanına gelmiştik. Valhalla ön saflarındaydık.

15 dakika sonra...

Kavga bayağı ilerlemişti. Keisuke ile planımızı uyguluyorduk. Kisaki'yi köşeye sıkıştıracaktık. İşte o an gelmişti. Keisuke Kisaki'nin kafasına vurmuştu. Sonra bir adam Keisuke'yi yakasından tutup aşağı fırlattı.

Kazue:
"Keisuke!- Ah~"

Tam kardeşime doğru koşacaktım ki kim olduğunu bilmediğim biri ensemle kafam arasındaki yere sopayla vurmuştu. Her şey bulanıktı.

Mitsuya:
"Kazue-san!"

Mitsuya benim yere düşmeme izin vermeden beni tuttu.

Kazue:
"Kardeşimi koru Mitsuya, onu öldürecekler."

Mitsuya:
"O da ne demek. Kazue-san!"

Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. En sonunda bilincimi kaybetmiştim. O an kardeşimi koruyamadığımı anlamıştım. Benim için her şey bitmişti.

5 saat sonra...

Yavaş yavaş kendime geliyordum. Beyaz tavan gözüme çarpıyordu. Çoğu yer bembeyazdı. Hastanedeydim. Başım zonkluyordu. Kafamda sargılar vardı. Birinin sesini duydum.

Keisuke:
"Kazue? Kazue! İyi misin?"

Kazue:
"Keisuke?"

Keisuke:
"İyi misin, bir şey ister misin?"

Bir anda ağlamaya başladım.

Kazue:
"Keisuke ... Buradasın."

Bana anlam veremeyen gözlerle bakıyordu.

Keisuke:
"Bana bir şey olmadı ki?"

Kazue:
"Evet, haklısın."

O kadar mutluydum ki tarif edilemezdi. Canım kardeşim hâlâ benimleydi. Hâlâ bana o gıcık tavırlarını sergileyecekti. Ona sarılasım vardı ama yerimden kalkamıyordum.

Chifuyu içeri girdi:
"Baji-chan! Nasılsın?"

Kazue:
"Sağol Fuyu-chan iyiyim."

Chifuyu:
"Seni gördüğüme çok sevindim. Baji-san senin için çok endişelendi."

Keisuke:
"Hey! Hiç de öyle bir şey olmadı bir kere."

Kazue:
"Tabii canım hiç olmamıştır. Ama yine de iyiyim."

Chifuyu:
"Aslında pek de iyi değilsin. Öyle bir yerden darbe almışsın ki beyin kanaması geçirmişsin biraz daha gecikseymişsin burada olmayacaktın."

Kazue:
"Hadi be şaka yapıyorsun. Şey sorucam Mitsuya nerede?"

Chifuyu:
"Dışarıda."

Kazue:
"Gelse olur mu?"

Chifuyu:
"Peki sorayım."

Chifuyu dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra da Mitsuya ile birlikte içeri geldi.

Mitsuya:
"Kazue-san, iyi olmana sevindim. Ölsen bu benim suçum olurdu."

Kazue:
"Ah hayır öyle değil Mitsuya. Senin bir suçun yok. Ben sadece ben bayıldıktan sonra ne oldu onu merak ettim de."

Mitsuya:
"Sen bayıldıktan sonra Chifuyu Baji'ye karşı çıktı, onu engellemeye çalıştı ama Baji buna izin vermedi. Sonra arkadan Kazutora ona doğru elindeki bıçakla koşmaya başladı. Hızlıca atılıp Kazutora'yı savuşturdum. Sen beni uyarmasaydın bunu yapamazdım."

Keisuke:
"Bak bunları ben de bilmiyordum."

Mitsuya:
"Kazue-san kötü durumdaydı. Ben de kafanı bir de bununla bulandırmak istemedim."

Kazue:
"Çok sağol Mitsuya."

Mitsuya:
"Ne demek. ... Kazue-san?"

Kazue:
"Efendim?"

Mitsuya:
"Bence onlar anlamıştı."

𝑩𝒊𝒓𝒊𝒄𝒊𝒌 𝑲𝒂𝒓𝒅𝒆𝒔̧𝒊𝒎 | 𝑻𝒐𝒌𝒚𝒐 𝑹𝒆𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓𝒔 𝑶𝑪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin