"seninleyim."

152 8 2
                                    

Kafamı çevirerek etrafa bakmaya başladım,televizyon sehpasının üzerinde bir sürü fotoğraf vardı. Doruk'un elinden kurtularak fotoğraflara baktım,annesinin olduğu bir çerçeveyi elime aldım.
"Bebek kaç aylık?" dedim kafamı kaldırmadan.
"İki." gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.
Tekrar fotoğraflara bakmaya başladığımda yine Doruk'u odasında gördüğüm çocuğun fotoğrafı vardı ama bu sefer yalnız değildi,yanında Doruk vardı.
"Bu kim?" Doruk yanıma oturdu,elimden çerçeveyi aldı. Bir kaç dakika sonra "Abim." dedi.
Kafamdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim. "Abin mi?" hafızamın en derin köşelerini kurcaladım ama böyle bir bilgiye sahip değildim. Doruk'un abisi mi vardı ?
"Evet." dedi "Abim."
Ben Doruk'un yüzüne boş boş bakmaya devam ettim,elimden başka bir şey gelmiyordu. Şu an söyleyeceğim her kelime Doruk'un canını sıkabilirdi.
"Mavi,sana nasıl anlatsam ne desem inan bilmiyorum."
Demekki bana anlatacaktı,bu güzel haber çünkü Doruk'tan bahsediyoruz hep kendi içinde yaşayan Doruk.
Doruk'un bana her şeyi anlatmasını çok istiyordum benden hiçbir şey gizlemesin istiyordum ama Doruk'un bildiklerini bildiğimde herkese,her şeye aynı bakabilecek miydim?
"Yaşasaydı yirmi bir yaşında olacaktı."
Elimi eline kenetledim ve bir kez daha o güzel hissi yaşadım. Gerçekten ayaklarımı yerden kesen bir his benden bağımsız ama harika bir his...
"Onu da öldürdüler." bir anlık korkuyla elimi elinden çektim,kaşlarını çatarak bana baktı.
"Kim?" dedim.
"Bilmiyorum Mavi."
"Doruk kim neden böyle bir şey yapsın. Bu çok saçma!"
"Ağlama sakın." sesimin titrediğini son anda farkederek sustum.
"Ağlarsan seni döverim ağlamanı istemiyorum geri zekâlı bok mu var ağlıyorsun."
"Korkuyorum."
"Ah Mavi,çocuk gibisin böyle olur olmadık yerde ağlama ben varım ben yanındayım neden korkuyorsun?"
Haklıydı.
"Benimle ol Mavi." dedi omuzlarımdan tutarak.
"Anlamadım."
"Bak,sadece sana güvenebilirim. Benimle ol yanımda ol şu an sadece senin gibi birine ihtiyacım var."
Doruk'un dudaklarından dökülen kelimeler tapılasıydı ama canım yanmıştı 'senin gibi biri' derken iyi bir şey kastetmemiş gibiydi ve ilk defa bu kadar çaresizdi.
Doruk benden bir şeyler yapmamı istiyordu,genelde "Hadi işine bak bana karışma." ya da "Çocuk muyum ben Mavi?" derdi. Şimdi ise bana "Benimle ol." demişti.
O'nun yanında olmalıydım ne olursa olsun varımı yoğumu ortaya koyup ona yardım etmeliydim.

Doruk kusursuz değildi,kusurlarıyla güzeldi. Gülüşüyle,düşünceleriyle çok farklıydı. Kafasına koyduğu her şeyi yapmasıyla meşhur adam. Değişken ruh haliyle ödünüzü koparan adam...

Dışarı çıktığımızda,nereye gittiğimizi bilmeden yürüdük konuşmadık hatta ben bir ara nefes almadım çünkü büyü bozulsun istemedim. Kendimi en güvende hissettiğim yer bu adamın yanıydı gölgesinin altında bile o duyguyu hissediyordum. GÜVEN.
O'nun yanında kimse size bir şey yapamazdı,O'nun yanında ölemezdiniz bile, O sizi Azrail'den dahi korur çünkü o dünyadaki herkesten daha güçlü.

Nefret ettiğim tek konu Doruk'un yanında tam anlamıyla 'ben' olamıyordum. O'nu üzmemek kırmamak için gerçek düşüncelerimi söyleyemiyordum. Sanırım şu yaşıma kadar yaşadığım en berbat his.

"Şimdi ben sana 'sağ' dersem ve sağımdaysan bir adım uzaklaş ama eğer solumdaysan sağıma geç. 'Sol' dersem ve solumdaysan uzaklaş ama sağımdaysan soluma geç." bunu bir nefeste söylediği için idrak etmeye çalıştım birbirimize bakarak küçük bir kahkaha attık.
Doruk'tu o işte hareketleri,davranışları,söyledikleri tam anlamıyla Doruk'tu...

İZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin