Herkese merhaba 🙋🏻♀️
Sol altta bulunan yıldıza 🌟 basmayı ve yorum yapmayı unutmayın 🌺
Keyifli okumlar 💚
🍁
Gözlerinden yaşlar süzülen bu çocuğa ne diyecektim ben şimdi. Ağzımı açamıyordum kelimeler birbiriyle kavga ediyor ağzımdan çıkmak için ama çıkamıyorlardı. Göz bile kırpmıyor öylece duruyordum ve bu beni çok sinir ediyordu.
-Barlas s-sen bunu nereden bi-
-Az önce tabağı götürdüğümde annemle babam konuşurlarken duydum. Annem sana kızıyordu ismini bilmediğim bir adam yüzünden bizden soğudunu söylüyordu babam ise senin üzerine bu kadar gitmemesi gerektiğini söylüyordu.
Sustu minicik olan dudaklarının titrediğini gördüm gözlerini sıkıca kapattı göz yaşlarını geri göndermeye çalışır gibi bir hali vardı. Lanet olsun şuan bu durumu yaşıyor muyduk gerçekten büyük bir öfke ile yanıp tutuşuyordum. Ağzımı açıp bir şeyler demek istesemde Barlas konuşmaya devam etti.
-Babam bizden çekindiğini burada kendini yalnız hissettiğini söyledi bizden biri olmadığını... Abi biz üvey miyiz? Üvey ne demek ki? Abi lütfen gitme yalvarırım.
Yaptığım tek şey donuk bakışlarla karşımda bana yalvaran çocuğa bakmaktı. Ne diyecektim ki keşke bunların yalan olduğunu bizim gerçekten de kardeş olduğumuzu diyebilsem ama lanet olsun ki diyemiyorum.
Aşağıya inip anneme çok iyi bir halt yaptığını söyleyecek ve onu alkışlayacaktım. Barlas elbet bir gün gerçekleri öğrenecekti fakat bu kadar erken olmamalıydı...
Ayağa kalkıp arkamı döndüm göz yaşlarımı silip sakinleşmeye çalıştım çalışma masamın üzerinde duran çerçeve dikkatimi çekti her defasında ben kaldırıyordum ama annem yine de koyuyordu.
Çerçevenin içindeki resimde ben ve annem vardı. Altı veya yedi yaşındayken çekilmiştik diye hatırlıyorum bu fotoğrafı. Dikkatimi çeken şey bu fotoğrafta birinin eksik olmasıydı babamın...
Annem fotoğrafçıları ikna edip babamı oradan sildirmiş ve sadece ikimizi bırakmıştı orada. Bu kadın beni sinirlendirmeyi her zaman başarıyordu.
Arkamı döndüm sesini içine gömerek hıçkırıklarını yutarak ağlayan küçük çocuğa baktım ve o küçük çocuğun yanında ki diğer minik çocuğa da biri Barlas diğeri ise benim küçücüklüğümdü ikiside ağlıyordu karşımda sessizce ağlıyorlardı ve ben hiç bir şey yapamıyordum.
Anneme inanamıyordum böyle bir konuyu bu kadar rahat nasıl konuşabilirlerdi ki Barlas'ın bu konuyu bu kadar erken öğrenmesi çok mu iyi oldu...
Masamın üzerinde duran çerçeveyi elime aldım ve yatağımın üzerinde oturan iki masum çocuğa baktım kaderlerinde hüzün ve acı vardı kader ortaklarıydı ikiside çok erken yaşta acı gerçekler ile karşılaştılar.
Minik Akın kafasını kaldırıp bana baktı gözlerinde ki o acı ve nefreti tekrar gördüm gülümsedi ve Barlas'a sarıldı. Sinirlerim her saniye daha da yükselirken elimde ki çerçeveyi sıkıca tuttum ve onu kapının yanındaki duvara fırlattım. Büyükçe bir gürültü çıkmıştı çerçeve paramparça olmuştu tıpkı yıllar önce benim kalbimin parçalandığı gibi...
Barlas bir anda oluşan gürültü yüzünden korksada aldırış etmedi yine gittim yanına eğildim önünde minik ellerini tuttum bana bakmasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçsüz Savaşçı (Düzeleniyor...)
FantasyMarsendus gezegeninde yaşayan insanlar doğa tanrıları tarafından düzenli bir hayat sürmekteler. Aile konusunda pek şanslı olmayan Akın zamanla garip rüyalar görmeye başlar ve hayatı gittikçe gariplesmeye başlar. İnsanlara verilen bilgiler ve anlatıl...