TRYNABRAETH
yazar olduğumu söyleseler bile
senin için kalemimin en güzel eserlerini yazamıyorum
bunu önceden de demiştim biliyorsunve
ingiliz dili ve edebiyatı okuduğundan
ingilizce alıntıları daha çok sevdiğinden
yarım yamalak yazımla bizim için dört satırlık bir sızı karaladımbir de
belki gelirsin diye kendimi attım
çok zorlandım
çok ağır geldi
sana yazdıktan sonra dinlensem bile ağırlığı dinmeyeceksenin gittiğin yere gittim
aynı manzaraya şahit olduk
aynı kumlara ayak bastık
aynı havayı soluduk
bunu yapabildim
nefes alabildim
maskesizgelirsin değil mi?
attım kendimden bir fotoğraf
gelirsin
gelmez misin?
ne olur gel
jeonggukumdört gün oldu
dört gülüşün oldu
dört saçların oldu
dört yüreğin oldubana artık ağlamayı kesmemi söyle
el ele tutuşuyormuşuz gibi dokun bilgisayarının yüzeyine
öp beni ekrandansen gel diye ben istediğin her şeyi yapmayı bile düşündüm
hem de her şeyi
lakin
yaparsam benden nefret edeceğini de iyi biliyor oluşum geri çekilmeme neden oluyor
senin için saklanıyorumve artık nefes alıyorum
sana inanarak girdim ben oraya
ve başardım
çiçek açtım
bunu çok kötü bir yolla yaptığım için çok utanıyorum
kimsenin yüzüne bakamıyorum
ama ihtiyacım vardısen de beni anla
diyemem ki bunu sana
herkes anlar ama sen anlayamazsın beniözür dilerim
hırsızlık yaptım
ama ihtiyacım vardı[jeongguk canını gömerken.]
―――――――
ŞİMDİ OKUDUĞUN
evren bozması
Fanficanlamıyorsun işte beni, oysaki çürük duvarda yazılı anlaşılması kolay küçük bir sokak şiiriyim.