2

3 1 0
                                    

Maskeli adam onu birkaç dakika izledi. Dönüp kendisine bakmasını beklerken onun umursamazlığı karşısında şaşırmış gibi kafasını oynattı. Cama biraz daha yaklaşıp  birkaç kere tıklattı. Sonra hafifçe yumruk attı.

Maddie elbette duymuyordu. Adam bunu anlayarak oradan çekildi ve Sarah'ın ölü vücudunu verandanın aşağısına taşıdı. Sarah'nın sırtından akan kanlar verandaya bulaşıyordu.

Maddie bunlardan uzak, kendi dünyasında mutfağı toplamayı bitirdiğinde telefonu çalmaya başladı. Dönüp az önce Sarah'ın vahşice öldürüldüğü verandasına baktı. Ve telefonunun çaldığını fark etti.

Craig arıyordu. Telefonu ters çevirip koltuğa gitti.
Bilgisayarını tekrar açtı. Yazdığı yazının sonunu okuyordu. Gülümseyerek ellerini klavyeye götürdü. Bu döngüden sıkılmıştı.

Ve şunları yazmaya başladı:
O ÇOK REZİL BİR YAZAR.
İKİNCİ ROMANIMI BASAMADAN YAŞLILIKTAN ÖLECEĞİM.

Ekrana öylece baktı. Ve yazmaya devam etti.
' La la la
blah blah blah.
Bitiriyorum, son
Şimdi parayı alayım. '

Ve bunları yazarken maskeli adamın açık kapıdan içeri girdiğini, arkasına kadar geldiğini fark etmemişti bile. Adam tam arkasında durarak onu izledi.

O sırada facetime ekranı tekrar açıldı. Maddie arayanı görünce gülümsedi. Arayan kardeşi Max'ti. Hemen cevapladı.

Max ekrandan el sallayarak "Hey squish!" dedi. Maddie de gülümseyerek el salladı ve işaret dilini konuşturmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?"dedi Max.

"Romanı bırakıyorum. Sirke katılıyorum."

"O kadar iyi gidiyor demek."

Maddie kendini silahla vuruyormuş gibi bir hareket yaptı.
"Hala sona mı takıldın?"dedi Max.

"Hangisi? Yedi tane yazdım da." Gözlerini devirdi.

"Kafanı dağıtabilmeme sevindim."

"Kafayı dağıtacak çok şey var. Craig bana mesaj attı."

"Al sana kötü son. Onunla konuştun mu?"

"Hayır ama az kalsın konuşuyordum."

"Bir yıl oldu. Annem oradan ne zaman döneceğini soruyor."

Maddie gülümsedi ve elleriyle konuşmaya devam ederek "Sağırlar için arkadaşlık sitesine kaydoldum."dedi.

"Bak sen."

"Hayır, tüm sitede dört erkek var. İstemiyorum." dedi ve dilini çıkardı.

"Şehri özledin mi?"

"Asla. Çok gürültülü."dedi gülerek.

"Ciddi misin, Maddie? Belki geri dönersin, benimle yaşarsın. Senin için endişeleniyorum. Yalnız olmak kimse için iyi değildir, Squish."

Maskeli adam da bu görüşmeye katılıyor sayılırdı. Hala evdeydi ve konuşulanları dinliyordu. Arkadaki tezgahta duran Maddie'nin telefonunu aldı.

"Kendini böyle tecrit etmen.."

"Tecrit beni buldu. Bunu ben seçmedim."

Max kaşlarını çatarak Maddie'nin arkasına baktı. "O da kimdi?"

Maddie ona anlamayarak baktı. "Arkandaki. Birinin hareket ettiğini gördüm."
Maddie arkasına baktı ve anlayarak gülümsedi. "Kedidir. Aşüfte kaçmıştı da. Sağ ol onu bulmalıyım."

"Seni seviyorum."dedi Max işaret diliyle. Bunu söylerken tıpkı rock işaretine benzer bir hale getirmişti parmaklarını. Maddie de aynısını yaptı ve öpücük attı. "Ben de seni."

HUSH (SESSİZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin