4

1 0 0
                                    

Katil ise bunu fırsat bilerek Maddie'ye bakan John'un şahdamarına sapladı bıçağı. Saplanan bıçakla birlikte tıpkı bir çeşme gibi kan akmaya başladı John'un boynundan.

John şokla geriye doğru yalpaladı. Maddie onun boynundan bıçaklanmasını içeriden dehşetle izlemişti. Katil yine fenerini açmış John'un yüzüne tutuyordu.

"Sakin."dedi. John elini yarasına koydu. Boynundan kan akarken dizlerinin üzerine düştü. Katil onun ölümünü beklerken John can çekişiyordu. "Hey, hey.. Tamam, bitti artık."

"Bitti."
Feneri can çekişen John'un yüzüne tuttu. Maddie olanları evin içinden dehşetle izliyordu. John ayakta kalmaya çalışarak katile bir yumruk savurdu ama her geçen saniye gücünü yitiriyordu. O yumruk savurduğunda katil geriye giderek elindeki bıçakla John'un diz kapağının arkasına hızlı bir kesik daha attı.

Maddie cama vurup ağlıyordu. Elinden başka bir şey gelmiyordu. John tekrar yere yığıldı. Katil onu yüzünde hafif bir gülümseme ile izliyordu. "Kavgaya kalsaydı, yüzde 20 şansım olurdu." John'un etrafında yürüyerek dönüyordu. John ona bir kez daha vurmayı denediğinde gülerek geriye doğru kaçtı. "Çok irisin."

"Aslında kapıda belirmesine çok memnun oldum." dedi ve Maddie'ye bakarak "Sağ ol."diye ekledi. Tekrar John'a döndü. Fenerin ışığı ile parlayan bu sefer oydu. Artık hareketsizdi.

Katil ona doğru eğilirken "Tamam, tamam, tamam."dedi. Ona temkinlice yaklaşırken John vücudunda kalan son enerjiyi kullandı ve bir anda kalkıp katilin üzerine atladı.

Maddie bunu gördüğünde tekrar arbaletle uğraşmaya başladı. Katil ve John şimdi yerdeki kuru yapraklar üzerinde debeleniyorlardı. Katil sürünerek kaçmaya çalışırken John onun üzerine çıkmaya çalışıyordu. Nihayetinde çıktı ve onu ters döndürerek kendi üzerine alırken kolunu boğazına dayadı. Olağan gücüyle boğazını sıkmaya başladı. Maddie'ye baktı ve "Kaç! Kaç!" dedi.

Maddie onları gözyaşları içinde izliyordu ve çaresizdi.John'un gücü yavaşça azaldı. Maddie oradan başka bir yere koştu ve daha küçük bir kapıdan hızlıca dışarı çıktı. Koşup merdivenlerden hızla indi. Ormanın içine doğru koşarak kaçacaktı.

Fakat uzaklaşamadan katil elinde kocaman bir taşla ona doğru geldi ve taşı öfkeyle Maddie'nin kafasına geçirdi. Maddie aldığı darbe ile acı içinde yere düştüğünde katil üzerine çıktı. Çığlık attı ama sadece ağzı açılıyordu. Katil üzerine çıkar çıkmaz iki eliyle tuttuğu büyük taşı Maddie'nin yüzüne defalarca vurdu. Parçalanan yüzünden çıkan kanlar katilin yüzüne fışkırıyordu ve o bundan zevk alıyordu. Hırsla vuruyordu Maddie'nin yüzüne.

Maddie ölmüş müydü?
Hayır. Gözlerini açtı ve evin içinden ona bakan başka bir Maddie'ye bakarak "Kaçamazsın!"dedi.

Az önce olanlar gerçek değildi. Maddie evden çıkıp kaçmaya çalışırsa ne olabileceğini hayal etmişti. Hesaplamaya çalışmıştı. Ölürdü. John'u dinleyip kaçmaya çalışırsa ölmesi muhtemeldi.

Bu yüzden elini kapı kolundan çekti ve geriye doğru gitti. John'un gücü bitmişti. Ölmüştü. Kolları katilin boğazından kayarak iki yana düştü. Katil nefes almaya çalışarak öksürdü.

Maddie ise salonun ortasına oturmuş düşünceleriyle boğuşuyordu. Aklındaki o ses konuşuyordu.
"Bu bacakla ondan kaçamazsın. Bu bacakla onu geçemezsin. Arbalette ise mükemmel bir atış yapmalı. Kalbinden ya da beyninden. Başka türlü olmaz. Mükemmel atış. Üstelik bu uzun mesafeli bir silah. Kapalı alanda olmaz. Öldürücü bir atış için gerçekten yakında olmalısın. Hareket edecek. Nasıl dolduracağını bilmiyorsun. Dışarı çık, elektriği tekrar aç. Sigortayı değiştirmiş, kabloları kesmiş olabilir. Saklanmak, Yatak odası, banyo, çatı katı. Hepsinde cam var. Ona tek gereken bir taş. Çatı katının engel kuracak bir kapısı yok. En iyi ihtimal seni bulamaz ve kan kaybından ölürsün. Dışarısı, döşeme altı boşluğu. Onu bir kez denedin. Denediğini biliyor. Manevra için az alan var. Orada olduğunu anlarsa çok fazla ömrün kalmaz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 05, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HUSH (SESSİZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin