Kusursuz Döngü

Her şeyin başlangıcı

Yuvamız artık isyan etmeye başlamıştı. Nasıl döneceğini hatırlamaya çalışırken, yorgunluktan sararmış ciğerleri nefes alamaz hale gelmişti. Ruhu kararmış her varlık gibi gergin, patlamaya hazır ve sonunu beklerken son bir sigara içip, kafasını masaya çoktan düşürmüştü.

O günü hafızası olan herhangi bir canlının unutabilme imkanı olmadığını biliyorum. Günlerdir gri bulutların dağılmasını bekleyen çocukların, parklarda üzerilerinde palto olmadan oynayabilme hayali, güneşin yüzünü göstermeden ve yağmurun inadına hız kesmeden yağmasına karışmışçasına bir umut büken hava hakimdi göklerde...

Trafik ışıklarının ve arabaların stop farlarının yağmurla birlikte asfaltta yansıyan görüntüsü usta bir ressamın eseri gibi görünse de sıradandı ve sakindi her şey... İnsanlar bir yerlere yetişme telaşında, bazıları kafelerde birkaç arkadaşı hakkında bir şeyler konuşurken, okula yetişmeye çalışan okul servislerinin içerisinde en uykusuz halleriyle kafalarını camlara dayamıştı öğrenciler.

Otobüsü kaçırmamak için koşan adam, yerdeki su birikintisini fark etmeyip çukura basınca, rugan ayakkabısını ve kumaş pantolonunu kirletince küfredip, sanki temizlenecekmiş gibi elleriyle üzerindeki çamuru geçiştirmeye çalışıyordu. Korna sesleri, uğultular, rüzgardan ters dönüp parçalanan ucuz şemsiyeler ve akmayan trafiğin içerisinde direksiyon başında neredeyse uyuyakalacak olan ve sürekli saatini kontrol eden kadın metropolde yaşamanın zorluğunu insanın yüzüne vurup buralardan kaçma isteği yaratıyordu her o anı yaşayan için.

Bu sıradanlık bir illüzyon olsa gerek! Yaşam boyunca böyle süreceğini düşünmeni sağlayan...

Ama o an... Pantolonunu temizlemekten vazgeçti adam ve kadın saatine bakmak yerine arabasının camından kafasını uzattı gökyüzüne doğru... Okul servisi çoktan motoru durdurup bütün öğrencileri bırakıvermişti dışarı. Yağmur kesilmişti ve rüzgar durmuştu aniden.

Bense günlerdir haber okumadığım ve sosyal medyada dolaşmadığım için güneş tutulmasından haberim olmadığını düşünüyordum. Oysa bu bir tutulma değil kaçınamayacağımız bir yazgının sadece ilk sayfasıydı...