1.BÖLÜM

97 3 0
                                    

Uzun zamandır hayalim olan kurgusu ve karakterleri kendime ait olan kitabımın ilk bölümünü beğenileceğini bile bilmeden yayımlıyorum.

Umarım bundan aylar sonra tek başıma çıktığım yolda İzmihlal ailesi diyebileceğim bir topluluk olur.

Başladığınız tarih ve saati yazmanızı rica ediyorum sizlerden...

Şimdiden iyi ki varsınız.

▫️

Kış güneşi... Ne yaz güneşi gibi insanı yakıyor, ne kasvetli bir hava gibi insanın yüreğini donduruyor. Sadece ısıtıyor...

Kış mevsiminde olmamıza rağmen, yüzüme vuran güneş, hafif hafif esen rüzgar ve kulaklarıma doluşan kuş cıvıltıları sanki Nisan ayında gibi hissettiriyordu.

Kim inanırdı ki daha bir kaç hafta önce yeni yıla girdiğimize?

Ankara'da olup üzerine bu havayı Ocak ayında yaşayınca insan şaşırıyordu doğal olarak. Bu aylarda bizim parmak uçlarımıza kadar donmamız gerekmiyor muydu?

Bende o Ankara ayazlarından birinde dünyaya gelmiş,sonra kaderim sanki buraya yazılmış gibi bir daha başka şehre adım atmamıştım. Babamın aslen Nevşehirli olduğunu biliyordum ama gitmek bir yana kalsın, bunun adı bile geçmiyordu evde. Annemin anlattığı kadar biliyordum yaşanılan olayları, birbirlerine ne kadar aşık olsalar da babamın ailesi hiçbir zaman onaylamamış bu aşkı. Onlar aşklarının karşısında ne kadar dururlarsa dursunlar, babam ailesinin karşısında daha da güçlü durmuş ve annem ile Ankara'da bir hayat kurmuşlar. Benim kaderim de bu vesileyle bu şehre yazılmış.

Zaman zaman soğuğundan dert yansam da değişemezdim hiçbir şehre Ankara'yı. Ne ayazını yemekten, ne havasını solumakdan vazgeçebilirdim. Herkes kolay kolay sevemez Ankara'yı, soğuğunu kabul etse griliğini kabul edemez, griliğini kabul etse muhakkak kabul edilemeyecek bir şey çıkar. Her şeyiyle kabul etmek zor, kabul edince ise vazgeçmek daha zordur.

Benim ki bir kabulleniş değildi aslında, mecburiyetti. 21 yıl boyunca buradan başka şehir görmeyince, bu havadan başka bir hava solumayınca kıyas yapamıyor insan.

Ben Beria... Beria Aladağ. Mütevazı ve sıradan bir hayat resmetseniz kafanızda muhtemelen o hayat benim hayatım olur. Her şeyden önce çok sevdiğim ve benim sevdiğimden daha çok beni seven annem ve babam vardı. Hiçbir zaman maddi yönden çok zengin olmamıştık ama ben kendimi şanslı hissederim hep, çünkü biliyorum ki etrafında doğru insanlar olmadıktan sonra, bir yudum sevgiye ihtiyaç olduktan sonra, ne fayda elinde olan mal mülk, para pul?

Para bir kumanda gibi benim gözümde, sevgi ve huzur ise pil... Farkındayım ki o piller olmadan kumanda asla çalışmaz. Kumanda olmasa da pil elbet bir işe yarar ama pil olmadığı müddetçe kumandanın hiçbir anlamı yoktur.

Zaten hiçbir zaman anlam veremedim bu hayatta para uğruna gözü dönen insanlara. Evet, para olmadan dünyada yaşamak çok zor ama sevgisiz olmak çok daha zor değil mi?

Düşünüyorum da bir ailem olmasa ve çok zengin olsam ne olurdu? O parayla kendime kokladığımda içimi huzur kaplayacak bir anne, gözlerine baktığımda şefkatini kalbimde hissedeceğim bir baba alabilir miydim? İmkanı yok.

Hayat asla ulaşılamayacak hedeflerin peşinden koşamayacak kadar kısa, mümkün hedeflerden zevk alabilecek kadar uzun, hayatla yarışmak değil hayatı doyasıya yaşamak gerekiyor bu hayatta.

"Dünyadan Beria'ya..." Yanıma ne zaman geldiğini bilmediğim Melis'in seslenişi düşüncelerimden sıyrılmamı sağlamıştı.

Melis ile arkadaşlığımız çocukluğumuzda o zamanlara göre büyük olan, şimdi baktığımızda ise sadece gülüp geçtiğimiz bir kavga ile başlamıştı. Daha dokuz yaşıma yeni basmıştım, bir çocuğun düşünmemesi gereken şeyler düşünüyor, içimde bir aşkın filizlendiğini düşünüyordum. Şimdi nerede ve ne yaptığını bile bilmediğim Tamer'e küçük kalbim vurulmuştu. Gün geçtikçe ona daha da aşık olduğumu hissediyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 16, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İZMİHLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin