6. Bölüm

20 3 0
                                    

Bir olay insanı üzebilirdi,ama yıkmamalıydı. Her üzüntü seni güçlü yapmalıydı , her göz yaşı sana seni tanıtmalıydı. Üzüntü sana benliğini kazandırırdı. Ama ne olursa olsun o üzüntünün kendini yıkmasına izin vermemeliydi insan. Çünkü bilir ki yıkılırsa geri toparlanması çok uzun zaman alabilirdi.

Evet ,kalktığında daha güçlü biri olurdu. Ama onu üzen şeyin yıkmasına izin vermemeli insan. Bende vermicektim. Annemin isteğini yerine getirip , ona boyun eğmicektim. Ona karşı yıkılmıcaktım. Ben yıkılmadan daha da güçlü olacaktım.

Yatağımda sıkıntıyla otururken Eda odaya sakince girip yanıma oturdu. Ne olduğunu tahmin edermiş gibi bana hüzünlü gözlerle bakarken ben ise sesimi çıkarmadan öylece odama bakıyordum. Kısa bir sessizlikten sonra sonunda Eda konuşmaya başladı.

" Bir sorun mu var bitanem ? İyi gözükmüyorsun, yine annen mi yoksa?"

" Evet, sabah yürüyüşe çıkmıştım orda karşılaştık..moralimi bozdu biraz."
Eda can sıkıntısı ile nefes verip gözlerini devirdi ve beni kendine doğru çevirerek konuşmaya başladı.

"Bunu çekmek zorunda değilsin biliyorsun dimi Ada. Siz buraya babanın ayrıldıktan sonra biraz olsun toparlanabileceği düşüncesi ile taşındınız,peki baban naptı..seni bırakıp gitti o yüzden artık tekrar İzmir'e dönme vakti geldi bence. Ne dersin?"

Bu sefer can sıkıntısı ile nefes veren ben oldum. Haklıydı ama artık ben burda yeni bir hayata adım atmıştım şimdi geri dönemem. O yüzden annemin yine benim hayatımın bozmasına izin vermicektim. Bu sefer ne olacaksa ona olucak bana değil. Eda'ya kendimden emin bir şekilde bakıp

"Hayır Eda ben kimse için kendimden ödün vermicem burda rahatım. Üstelik annem eskisi gibi değil... bir şekilde güçlenmiş maddi yöndende manevi yönden de yani İzmir'e tekrar dönsem bile oda gelir ve beni yine rahatsiz eder o yüzden hayır. Bir kez daha onun yüzünden yaşantımı değiştirmicem."
"hadi aşağı inelim Melih tek kaldı"

Eda  bana üzgün gözlerle bakıp

"Ada o kadar olayın içinde konuşmak istemedim ama dediklerini duydum.. biz kardeş gibi büyüdük yediğimiz içtiğimiz birdi. Şimdi bana karşı hislerinin böyle olması gerçekten beni fazlasıyla şaşırttı"

Ahh bu kadar şeyin içinde bu olayı tamamen unutmuş ,Eda'yı düşünceleri ile başbaşa bırakmıştım. Sıcak bir gülümseme ile Eda'ya bakıp:

" Bak Eda biliyorum biz hep kardeş gibiydik  birbirimizin yediği içtiği bir giderdi ama o zamanlar çok küçüktük böyle şeyler aklımızdan geçmezdi. Yalnızca eğlencemize bakardık ama artık büyüdük. Herşey gibi bizde değişdik. Hayatına aşk yönünden birini alman belki de senin için de iyi olur. Ne dersin kuzum?"

Eda kararsız bir surat ifadesi ile bana bakıp;

"Bilmiyorum gerçekten kafam çok karışık sanırım biraz zamana ihtiyacım var.." dedi.

Ben ise ona böyle Bi konuda ısrar edemezdim tabiki. Eğer isterse zaten kabul eder zamanla. Başımı tamam anlamında salladım ve " okula geç kalıcaz hadi artık hazırlanalım" dedim.

Eda odadan çıkıp mutfağa kahvaltı hazırlamaya gitti. Bende hemen okul kıyafetlerimi giyip hafif Bi makyaj yapmak için aynanın karşısına geçtim.

İstanbul'a taşındığımızdan beri ben eski ben değildim. Yaşama sevincim kalmamış, hep mutsuz ,hep karamsar bir Ada vardı. Ama artık kendimi toparlamak istiyordum bi yerden başlamak lazımdı. Buna eskiden sevdiğim şeyleri yenide yapmakla başlayacaktım.

İzmir'deyken kendime bakım yapmayı, makyajla yapmayı, kendimle ilgilenmeyi çok severdim. Düşününce bunları şuan da yapmanın bir zararı olmaz.

Ruhumun GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin