"Napıyorsun Adar? "Sesim çok sitemkârdı. Mızmızlanıp annesini deli eden bir çocuğun sesindeki yakınma vardı sesimde. Bana bir cevap vermesini bekliyordum.
Otoparkta arabasını park ettiği yere geldigimizde kolumu bıraktı. Bir yandan kolumu ovuştururken diğer yandan Adar'a salak mısın der gibi bakışlar atıyordum.
Arabanın kilidine basar basmaz arabadan minik bir çocuk fırlayıp aşağıya indi. Çocuğu görünce gözlerim büyüdü. Bu benim sandalyeme çarpma rolüyle montumun cebine not bırakan çocuktu. Gerçekten çok sevimli bir çocuk olmasa suratına bir tane geçirirdim. Tabii bir de çocuk olmasa. Neyim ben cani mi?!
Çocuk gidip Adar'ın yanında durdu. Adar'a döndüm.
"Evet açıklama? "
"Arabaya bin Dolunay."
"Hala bir açıklama bekliyorum."dedim arabaya yaslanıp kollarımı bağlayarak.
Birden beni ittirdi. Daha demin sakince konuşan Adar gitmiş yerine kendini dengesizliğe ve bana zarar vermeye ayarlamış bir robot gelmişti.
Ondan korkmaya başlıyordum.
"Peki sakin ol." Elini tutup sakince karşıma çektim. "Şimdi lütfen, bana bugün ne olduysan anlat Adar, lütfen. Tamam anladık bu şakayı sen yaptın, neden yaptın diye de sormayacağım. Sadece bu sakanın nereye gitmesini bekliyordun. O yanıma gelen adam kimdi? Hele de o Yerebatan Sarnıcı olayı? Eğer oraya gitsem ne olacaktı? Hem çok zeki bir kız olup direk senden suphelendigim için ve olayı hemen anladığım için şu rol gereği yaptığın sinirli kötü çocuk pozlarını bitirebilirsin bence." Suratıma çok sevimli bir gülümseme takındım.
"Peki o zaman arabaya bin. Herşeyi anlatacağım."
Kendi kendime onun bana zarar veremeyeceğini, bunun bir şaka olduğunu tekrarlayıp duruyordum içimden.
"Peki."dedim kapıyı açıp arabanın içine yerleşirken. O hala binmemisti. Arabanın camından başımı çıkartıp Adar'a seslendim.
"Adar, peki şu çocuk?"
"Onu boşver sen. Yanımıza almamıza gerek yok. Emin ol güvende olacak."
O arabaya binerken ben onun "emin ol güvende olacak."sözünü düşünüp yine içimden dalgaya başlamıştım. Zaten ben de çocuğu öldürüp lağıma atacağını düşünmemiştim sonuçta. Arabanın çalışması ile biraz öne fırladım.
"Öküz, insan yavaş olur biraz".anlamında ona dönüp 'öhö öhö' yaptım ama o takmadan yoluna devam etti.
Yaklaşık 20 dakikadır yoldaydık. Tabii ki nereye gittiğimizi üç bin beş yüz kez sormustum ama ağzını açıp tek bir laf bile etmiyordu beyefendi.
"Adar?"
"Yine ne oldu? Biraz sus Dolunay. Bende ki de kafa kızım. Altı üstü yarım saat konuşmadan duracaktın. Çok mu şey istedik?"
"Yarım saat susmak? Ben?" Gerçekten içten bir kahkaha koyverdim. "Ya ben arkadaşlarıyla, bütün gün okulda hocalar dışında kimseyle konusmayacagina dair iddiaya girmiş, daha günün başında hocaya nasılsınız hocam dedikten sonra arkadaşlarıma dönüp " benim hocayla konusma hakkım vardı" diyip arkadaşlarıyla konuşmuş saçma bir insanım. Benden böyle şeyler istemeyin yüreğime iniyor vallaha konusmazsam ölecek gibi oluyorum."
Güldüğünü farketmiştim. Hemen bundan yararlanıp devam ettim.
"Sorayım mı sorumu?"
"Kararımdan caymadan sorardım senin yerinde olsam."
"Peki o zaman geliyor. Nereye gidiyoruz? Varmamıza ne kadar var? Veee şu anda beni kaçırıyor musun pek anlamadım da?"
"Bu soru sorma hakkını da boşa kullandığın için hicbir cevap alamayacaksın. Gerçi hakkını düzgün kullansan da alamayacaktın."dedi omzunu silkip.
Ben bir şey diyemeden arabayı durdurdu. Yine öne fırladım. Önüme gelen saçımı arkaya atarken bağırdım.
"Ehliyetini marketten cif alana ehliyet bedava kampanyasından mı aldın lan?! Beynim çorba oldu yeter be!"
Yine sırıttı. Kızgın değildi artık.
"Peki prenses in bakalım aşağı ben seni atmadan önce. "
"Kaba şey."dedim gözlerimi devirip. Inadına bütün hıncımı arabanın kapısından çıkarttım. Öyle bir çarptım ki,araba yana doğru gitti geldi. Sonunda çevreme bakmak aklıma geldiginde dönüp etrafıma bakındım. Çok elit mekanların olduğu bir semtti. Ben daha çok ıssız, tekin olmayan yerler beklemiştim. Bu ne yani böyle gizem mi olur? Adar'a döndüm.
"Tamam yani, bir işe kalkıştın anladık. E ama insan yapacağı işi biraz ciddiye alır da gizem katar değil mi ama? Şimdiden söyleyeyim Adarcığım koccaman bir hayal kırıklığısın. Beklentilerin çok altında kaldın."dedim burnumu büzüp.
"Manyak mısın nesin Dolunay?Yürü de adamı hasta etme. Allah'ım sen kurtar beni şu manyaktan. Çok amin."
Önüne park ettiğimiz lokantanın içine yürürken durdurdu beni.
"Napıyorsun?"
"E yemek de mi yemeyelim?! Benim strese girince karnım acıkır. Kusura bakma o stresin sebebi sen olduğun için hesaplar da senden canım."
"Ya bir manyak manyak iş yapma. Hem ben niye kusura bakayım. Acımadan mideye indirdiğin tavukların arkasında kalan tavukgiller baksın senin kusuruna. Bir insan nasıl böyle et yer aklım şaşıyor vallahi. Hem seni yemeğe getirmedim. Hesabı üstlenip babamı batırmaya niyetim yok. Malum lokantayı da yediğin için. Sadece burda dur. Birini bekliyoruz."
"Kimi desem cevap vermeyeceksin biliyorum o yüzden beklediğimiz kişi gelene kadar mızmızlanma hakkımı kullanacağım efendim. Istediklerimi yapmazsan telefon joker hakkımı kullanıp polise de bağlanabilirim,kaçırıldım diye. Işte o zaman senin baglanabileceğin tek şey nezarethanedeki böceklerle, bir süre sonra aranda kurulacak olan duygusal bağ olur."
"Ne kaçırması? Saçmalama biri duyup gerçek sanacak. Hem be..."
Lafı yarım kaldı. Çünkü o sırada yanımıza bir araba yaklaştı ve Adar hemen kendine çeki düzen verdi. Tabii ben o sırada ikinci hayal kırıklığını yaşamakla mesguldum.
Yanımızda duran araç bildiğiniz beyaz, orta gelirli aile arkadasıydı. Ne bileyim insan şöyle afilli, simsiyah, lüks bir şey bekliyor o ruh haliyle.
Ben dalga geçip, hayata küserken arabadan inen adamı görünce bir şok geçirdim. Gözlerimi kocaman açıp bağırdım.
"Yok daha neler! Dayı? "
Merhabaaa :) Bu bölümü yazmayı bazı nedenlerden dolayı çok aksattıgım için özür dilerim arkadaslar. Ama iste yepyeni bir bölümle tekrar karşınızdayım.
Bana mesaj atarak ulasanlarınıza da cok teşekkür ederim. Fakat daha bazi cevaplar için çok erken. O yüzden şimdilik bu kadar. Aslında daha çok yeni olmasına rağmen yaşanacak olaylarla ilgili içinde birkac ipucu var. Onları yakalayanlar bana yazsın lütfen bakalım doğru yolda mısınız:)
Oy, yorum ve tahminlerinizi bekliyorum :*
![](https://img.wattpad.com/cover/36036539-288-k980600.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISKAÇ
Genç KurguKendinizi en son ne zaman kapana kısılmış, kimsesiz, yalnız ve korkmuş hissettiniz? Her zaman mı? Yalnızlığınızın sesine kulak verin.Kesinlikle doğru yerdesiniz.