3.BÖLÜM

29 4 1
                                    

GERÇEK

3.Bölüm

bir iki adım atıyorum ve omuzuma dokunan elle arkamı dönüyorum.

Kulaklığımı hızlıca çıkarıp bağırıyorum.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Hava karanlık. istersen durağa kadar gidelim diyecektim."

Biraz düşünüyorum. Adama iyi davranmam gerekiyormuş gibi hissediyorum bir an.

"Peki."

Beraber yürümeye başlıyoruz.

"Garsonlar böyle mi giyinir burada? Tek gömlekli senmişsin gibi geldi."

"Gömleği tercih ediyorum ben."

içimden ‘O vücut bende olsa bende gömleği tercih ederdim’ diyorum.

"Eee. söyle bakalım. kimi bekliyorsun?"

"ilk aşkımı."

"pek o davet etmiş gibi durmuyor."

"Ben çağırdım zaten."

"E gelmiyor mu?"

"Evet. Gelmiyor. Galiba yine onu sevdiğimi söyleyeceğimi düşünüyor."

"Öyle yapmayacak mısın?"

"Kaç yaşındasın sen?"

"24 Peki sen?"

"17 daha."

"Neden onu bekliyorsun? sınava çalışman gerekmiyor mu?"

"ben dil bölümü okuduğum için ikinci sınav benim için biraz daha ciddi."

"Her korktuğunda kulaklığına mı sarılırsın?"

"ne?"

"o gün de aynısı oldu. ben dokununca da bağırdın."

"dokunma sende."

"sesimi duymuyorsun ki."

"Aman neyse."

Durak karşıda olduğu için ona karşıya geçmesine gerek olmadığını söylüyorum.

yolun ortasına gelince gelen arabayı görüyorum ve bir adım daha atamıyorum.

arabaya bakarken biri beni tutup kendine çekiyor.

Gözlerimin kapalı olduğunu fark ediyorum ve gözlerimi açıyorum.

Bu kim şimdi ya?

"Teşekkür ederim."

"Dikkatli ol kızım bir dahakine."

"Peki amcacım."

tekrar yola dönüyorum ama korkudan bir adım atıp kalıyorum.

O anda biri elimden tutup yürümeye başlıyor.

Başımı kaldırıp kim olduğuna bakıyorum.

Garson...

yolun karşısına geçince elimi bırakıyor.

"Teşekkür ederim."

"Ali..."

"Ne?"

"Adım diyorum. Ali."

"Teşekkür ederim Ali.."

"rica ederim. Galiba görünenin aksine çok fazla fobin var. bu arada al şu numarayı. evine varınca ararsın. kötü görünüyorsun."

Kağıdı alıp dolmuşa biniyorum. Ön koltuklardan birinin boş olduğunu görünce hemen oturuyorum.

Zor bir gündü... Çok zor. Ama bu garson... yani Ali... neden bu kadar iyi davranıyor ki bana? Ben güçlü durmaya çalıştıkça, ağlamamaya dikkat ettikçe o benim fobilerimi tek tek buluyor resmen.

Gözlerimde biriken bir iki damla yaş damlıyor sonunda. Bekliyorum ama… ne için? adalet mi  istiyorum yoksa kalbimin aklıma bildirmediği bir şeyler mi var? sadece kalbimde kalan bir şeyler... Ben onu unuturken çok şey yaşamıştım. Zihnim onu reddediyor artık biliyorum. Çünkü hatırlayamıyor onu. Ama kalbim de bi acayiplik var. onu görmek,konuşmak için çırpınıyor. Bu aşk mı? Kalpte yaşayan gerçek aşk bu mu?

İnmem gereken yer gelince düğmeye basıyorum ve ayağa kalkıp çıkış kapısına doğru yürümeye başlıyorum. Başımı kaldırınca Kaya yı görüyorum.

inerken kulağıma fısıldıyor.

"İstediğin kadar bekle. Asla gelmeyeceğim."

İndikten sonra önümüzde duran dolmuşun gitmesini bekliyoruz.

"Günler uzun. Eminim bir gün yolun düşecek. Eğer gücümü test ediyorsan şunu bil ki..." kulağına yaklaşıyorum ve kısık bir sesle "İstediğimi yaparım. yaptırırım da."

diyorum ve arkamı dönüp yürümeye başlıyorum. Aynı yerde iniyoruz ama en azından evlerimiz ters yönde.

Korkuyorum ama kulaklığımı takmıyorum. bana seslenirse eğer duyayım diye.

Kısa yürüyüşün sonunda evime varıyorum. Işıklar kapalı olduğuna göre beni bekleyen yok. Aslında bu daha korkunç ama... yapacak bir şey yok.

Yavaşça kapıyı açıyorum ve eve giriyorum. Odama parmak uçlarıma basarak giriyorum ve ışığı açınca bağırmamak için ağzımı kapatıyorum.

"Anne. ne işin var burada."

"Asıl senin ne işin var bu saatte dışarıda."

"Üzgünüm biliyorum geç kaldım."

"Geç mi kaldın? Gelmeseydin istersen? Neredeydin?"

"şey... Anne çok uykum var ya."

"Sana güveniyorum. Ama bana anlatmanı da bekliyorum… Biliyorsun değil mi?"

Sadece başımı sallıyorum. Biliyorum aklına binbir türlü şey geliyor ama bana güvendiğini de biliyorum.

üstümü değiştirip yatağıma giriyorum sonunda. O anda telefonum çalmaya başlıyor.

"Bu kim şimdi. Yoksa.." 

hemen telefonu açıyorum. 

GERÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin